~29~

13.3K 967 279
                                    

30.03.2021

***

Ulaş yine nefes nefes uyandı. Kötü rüyalar görmeye devam ediyordu. Üstelik bu yaklaşan operasyon üzerine korkmadan edemiyordu. Ne yapıp edip Ali'yi o operasyondan uzak tutmalıyım diye geçirdi aklından.

Tamam işleri gereği bu saçma bir şeydi ancak içinde kötü hisler vardı ve böyle yapmazsa içi rahat etmeyecekti.

Hızla üstünü değiştirip kahvaltı için odadan çıktı. Kahvaltılıklarını alıp ekibin olduğu masaya doğru ilerledi. ''Günaydın.''

''Günaydın.'' dediler hep bir ağızdan. Ali yandan sevgilisine bakıp gülümsedi ve hafifçe dürttü. ''İyisin değil mi?'' Ulaş güzel gözlerde bir süre kayboldu. Onları bir daha, ona bu şekilde parlayarak bakmaması demek Ulaş için ölüm demekti. Benim yaşamam için ne gibi bir neden kalır ki diye düşündü.

''Ulaş...'' Ali elini salladığında irkilmiş ve önüne dönmüştü. Ağzını konuşmak için araladı ancak ondan önce Semih konuşmaya girmişti. ''Asaf komutan kahvaltıdan sonra bizi toplantı odasına çağırıyor. Operasyon ile alakalı.'' Herkes heyecanla onaylayıp hızlı hızlı yerken Ulaş sıkıntıyla bir nefes alıp bıraktı. Geliyor gelmekte olan diye geçirdi içinden...

**

Toplantı için herkesi odasına toplayan Asaf elindeki dosyalara son kez bakıp masaya fırlattı. ''Adamımızın verdiği bilgiye istinaden sınıra ekip gönderildi. Orada, yani köyün içerisinde haberleştikleri birime baskın düzenlendi. Bilgi doğru. Yarın gece birçok terörist köye inecek. Birazı büyük şehirlerdeki patlama noktalarını belirleyen ekibin yanına, bazıları ise köydeki karakolları basmaya gidecekler.''

Ekip korkuyla birbirine baktı. Büyük bir operasyon onları bekliyordu.

''Bilgi aldık evet ama bilgiyi aldığımız kişinin de bilmediği şeyler olabilir. Ekibin sayısı gibi... Orda bizleri ne beklediğini bilmiyoruz. Bu nedenle hepinizin dikkatli olmasını istiyorum.'' Ekip usulca kafasını sallamıştı. Asaf ayağa kalktığında diğerleri de kalkmıştı. ''Allah hepimizin yardımcı olsun.'' dediğinde diğerleri selam verip odadan çıkmaya başlamıştı.

Herkes çıkarken Ulaş kalmış, Asaf'a doğru ilerlemişti. ''Komutanım...''

''Söyle Ulaş.''

''Bu operasyona kimler gidiyor?'' Asaf henüz belirlememişti. Bazıları burada kalacak, İstanbul'a gelecek olan ekibi yakalamak için uğraşacaktı. Bazıları ise sınırda operasyona hazırlanan ekibe katılacaktı. ''Belli değil.'' Ulaş nefesini tutmuş, gerginlikle dudaklarını dişledi. Ellerini stresle birbirine sürtüyordu.

''İyi misin sen?'' dedi Asaf gerginliğini anladığı için.

''Komutanım Ali'yi sınıra göndermeyin. Burada kalsın.'' Asaf kaşlarını çattı ilk anda. Sonrasında şaka yaptığını düşünüp kahkaha attı. Ancak endişeli yüz ifadesinden dolayı şaka yapmadğını anladığında sinirlenmeye başlamıştı. ''Lan dalga mı geçiyorsun benimle!''

''Estafu-''

''Bak birde konuşuyor! Lan ne zaman size sordum kimin gelip gelmeyeceğini! Buna sen mi karar veriyorsun?'' Ulaş gittikçe korkmaya başlamıştı. Asaf kesinlikle istediğini yapacak gibi durmuyordu. ''Komutanım lütfen... Lütfen onu göndermeyin.'' Kollarını tutup yalvardığında Asaf afallamıştı. Bunu kesinlikle beklemiyordu.

''Ulaş! Saçmalama abicim.'' Çok sık dile getirmediği -hele ki görev anında- yakınlık belirten bu sözcükten gaz almış gibi daha sıkı sarıldı kollarına. ''Komutanım içimde kötü bir his var. Biliyorum böyle bir şey söylemem, sizden istemem etik değil ama lütfen.. Lütfen onu sınıra göndermeyin.'' Asaf bir süre yüzüne baktı. ''Kendisi istese ve geçerli bir sebebi olsa evet ama senin söylemene göre hareket edemem Ulaş.''

DEVREM | bxbWhere stories live. Discover now