4.Bölüm: "Tanrıların Yeri"

6.6K 511 205
                                    


"İstediğim o fantastik hayat şu an hiç istemeyeceğim bir türde tüm ruhumu korkuyla incitmeyi başarmıştı."

***

"Ben kimseye muhtaç olmam. Laflarına dikkat et."

Uyarısını görmezden gelerek bir kahkaha koyuverdim. "Biliyor musun hep fantastik bir hayatım olsun isterdim." kahkaham kıkırdamalara dönüştü. "Tabii yalan söylüyor olmasaydın şu an sevinebilirdim bile çakma gökyüzü Tanrı'sı olan Alcander."

Yaptığı şaka ile birlikte ona gülsem dahi kınayıcı bakışlar attım. Aklını kaçırmış olduğu yetmiyormuş gibi benimle uğraşıyordu.

"Yalan söylemiyorum." dedi kelimelerin üstüne basa basa.

"Hıhı öyledir. Bu arada Bakırköy'e yakınız bil istedim. Umarım en kısa zamanda oraya ulaşırsın o halde görüşmemek dileğiyle." deyip yanından sıyrılacakken öfkeyle soluk alması üzerine etrafta şiddetli bir gök gürültüsü duyuldu. Hava birden karanlığa gömülmüştü.

Korkuyla yutkunarak gökyüzüne baktım. Bu imkansızdı.. Gözlerim ona kaydı. Kavisli çenesini sıkmış, bedeni kasılmıştı. Bakışları ise gökyüzü gibi kararmıştı.

"Canımı sıkıyorsun." dedi ürpertici bir ruhsuzlukla.

Geriye doğru adımladım. Göğüs kafesimin üzerine bir ağırlık çökmüştü.

"Bu sadece bir tesadüf." havaya baktım. "Sana inanmıyorum."

Kim böyle bir şeye inanırdı ki? Fantastik şeyleri sevsem bile gerçeklik ihtimali yoktu. Olamazdı da.

"Oraya bak." dedi bakışlarını arkamdaki bir yere odaklayarak. Korksam da bakışlarını takip ederek baktığı boşluk alana baktım. "Gücümün en güçlü simgelerinden biri.. Şimşek."

Ve bir şimşek baktığımız yere yani fazla uzak bir noktaya düştü. Çığlık çığlığa geri çekildim. Her yerim titremeye başlamıştı. Aklımı kaçıracak gibi hissettim. Bu imkansız diyerek içimden sürekli geçiriyordum. Gözlerimi kapatarak başımı iki yana salladım. Soğuk soğuk terlemeye başlamıştım.

"İnsan zihni işte böyle şeyleri algılayamayacak kadar aciz."

Bir süre durup düşündüm. Gerçekten böyle bir şey olabilir miydi? O bir Tanrı olabilir miydi?

Ellerimi yüzümden çekerek sevinçle gülmeye başladım ve ellerimi çırptım. "Baştan bunu yapsaydın ya! Aman Tanrı'm, hep istediğim o mistik hayatımı yaşayacağım şimdi? Hadi gidelim nereye gideceksek." deyip düşünürmüş gibi yaptım. "Ama şimdi sen bana ya ceza verirsen? Düşündüm de en iyisi ben burada kalayım."

Muhtemelen yaşadığım şok yüzünden saçmalarken o bozguna uğramış gibi surat ifademe bakakalmıştı.

"Peki başka neler yapabiliyorsun? Senden başka tanrılarda var mı? Cidden beni kandırmıyorsun değil mi? Ah, seni kesinlikle Murat hocayla tanıştırmalıyım. Tam da konumuzun üzerine çıkagelmen resmen adamın dersini pekiştirmiş oldu. "

Sevimli sevimli gülümserken başına ağrı girmiş gibi şakaklarını ovdu. Kesin heyecandan çok konuşmuştum. Ne yapayım ömrü hayatımda böyle bir şeye ilk defa şahit oluyordum.

"Az konuş." dedi azur mavisi gözlerini bana çevirerek. "Eğer gelmeyi kabul edersen istediğin cevapları kabul etmiş olursun."

Üzgünce gözlerimi yere diktim. "Haftaya finallerim başlayacak. Lanet olsun! Gerçek hayat her zaman yüzümüze vurmak zorunda mı?"

GÖKYÜZÜ HIŞIRTISIWhere stories live. Discover now