33.Bölüm: "Yan Yana"

4.9K 494 327
                                    

"Yalnız kalmaya ihtiyacı olduğu için isteğini kabul etmiştim. Fakat ben hep yanında olacaktım."


***

Siresya'ya acı bir yas çökerken üzerime giydiğim siyah uzun elbise ile anma törenin olacağı kapının önünde bekledim. İçeride bir tek Alcander vardı. Henüz kimse içeri alınmamıştı.

Haberi öğrendiğimiz ilk andan beri içimde yeşeren korku olduğu yerde kalmaya devam ediyordu.

Annesini kaybettiği haberini alan Alcander, gece üzerini giyindiği gibi odadan çıkmış ve bir daha onu görememiştim.

Biliyordum annesini kaybetmişti. Üzgündü. Hatta verdiği emirle kimseyi görmek istemiyordu. Lakin ben, onu görmek istiyordum. Amacım yanında olmak, destek çıkmaktı.

Gece yaşadığımız o anlardan sonra böyle bir sabahı hayal etmemiştim. Fakat ölümdü bu.

Tanrıça Hera'ya da üzülmüştüm. Bana verdiği güçlerden sonra hepten dayanamaz olmuştu.

Acıydı.

Uykusuz gözlerimi ovuştururken derin bir nefes aldım ve önünde durduğum kapıyı yavaşça araladım.

Alcander, mermer taşın üstüne konulan annesinin tabutunun önünde hareketsiz bir şekilde ayakta dikiliyordu.

Sessiz adımlarla yanına giderek çekinsem bile içimden geldiği gibi davrandım ve arkasından beline sarıldım. Başımı ise sırtına gömmüştüm.

"Çok üzgünüm." dedim yüksek sesle konuşmaktan ziyade alçak sesle konuşarak. Annesizliğin nasıl olduğunu bildiğim için gözlerim dolmuştu.

Hareketsiz vücudu, tepkisiz kalırken sarılmaya devam ettim. Odada tek ses aldığımız nefes alış verişleriydi.

Bir süre de böyle sessiz kalmıştık. Ta ki onun konuşmaya başlamasıyla bu sessizlik bozulmuştu.

"Üzülme. Bunu bekliyorduk." dedi ve bana doğru dönerek göz göze gelmemizi sağladı. Belindeki ellerimi çekmemiştim.

Azur mavisi gözleri kızarmıştı. Sağ elimin avucunu sol yanağına bastırarak yanağını öptüm. "Senin üzülmene en çok üzülürüm."

Büyük bir cesaret ve şefkat içimde besliyordum.

Yanında olmak en büyük isteğimdi.

Yanağındaki elimin bileğini tutarak nazik bir hareketle indirdi. Adem elması aşağı yukarı oynamıştı.

"Bugün.. Biraz yalnız kalmak istiyorum." dedi tok bir sesle.

Kalbim acırken başımı onaylarcasına aşağı yukarı salladım. "Peki."

Gidecekken bileğimdeki tutuşuyla beni engelledi ve yorgun bir şekilde soluk alarak kaşımın üstüne soğuk dudaklarını değdirip geri çekildi.

"Törene kadar dinlen." diyerek bedenini tamamen benden çekti. Onu fazla zorlamayarak gitmeyi kabul ettim.

"Bu kapının ardında olacağım hep tamam mı?" dedim ve buruk bir tebessüm ettim. "Şimdi gidiyorum." yanağına uzanarak bir öpücük daha kondurdum. "İyi ol."

Arkamı dönerek odadan çıktığımda elimi kalbime koyup bastırdım.

Daha soğuk bir tepkiyle de karşılaşabilirdim, fakat beklediğim gibi olmamıştı.

GÖKYÜZÜ HIŞIRTISIWhere stories live. Discover now