Kibirli ve ihtişamlı bir Tanrı düşünün. Kendisi insanlardan hiç haz etmez, onları küçük görür. Ama günün birinde her şeye rağmen genç bir kıza katlanmak zorunda kalır. Katlanmak zorunda kaldığı genç kız ise tıpkı onun gibi genç olan Tanrı'ya çok çek...
"Artık Gökyüzü Tanrı'sının gazabı hiç olmadığı kadar yoğun, bir parçası eksikti."
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
***
Fedakarlık çoğu zaman kendinden ödün vermektir. Ya da sırf bir şeyler yoluna girsin diyerek mutsuz olabileceğiniz bir şeyi göz ardı etmektir. Çoğu zaman da fedakarlık yaparken korkardınız. Zira bizden nasıl bir parça götüreceğini tahmin etmek zordur.
"Nasıl bir fedakarlık?" dedim gözlerinin içine bakarak. "Söyler misin Ares?"
Sorum ile hiç düşünmeden "Ruh bağlaması yapmanı istiyor." dedi beni düşünceler çukuruna atarak.
Aklım karışmıştı. "Ruh bağlaması mı? O da nedir?"
Bu tabir ne anlama geliyordu? Bana etkisi ne olacaktı?
Açıklama yapmaktan hoşlanmayan Ares, düz ifadesinin ardından "Ruhunu Alcander'ın ruhu ile bağlayacaksın. Bir nevi his ve enerji paylaşımı gibi. Ruhun ona bağlandığı için o seni hissedecek, sen de onu hissedeceksin." diyerek konuştu. Fakat ben yine pek anlamamıştım.
"Bana etkisi ne olacak?"
Sağ işaret parmağı ve baş parmağı ile alnının ortasını ovaladı. "Böylelikle Siresya senin enerjinin üstünden Alcander'ı hissedecek. Fakat Alcander'ın enerjisi çok güçlü olduğu için vücudun enerjiyi kaldırmakta zorlanacağı için acı çekebilir. Yani öfkelendiği zaman üstüne çöken ağırlığı hissedebilirsin. Ama bu durumda en çok onu hissedecek olan sensin."
Kanımın çekildiğini hissettim. Ruhumu Alcander'ın ruhu ile bağlamak çok uçuk bir fikirdi. Ucunda acı hissetmem de vardı.
"Sırf Siresya beni kabul etsin diye ruhumu Alcander'a mı bağlama mı istiyordu? Ayrıca onun enerjisi çok güçlü olduğu için çoğu şeyi ben hissedecektim."
Sert sözlerim ve tavrım ile düşüncelerimi belli ederken Ares, yine düz ifadesiyle bana bakmayı sürdürüyordu.
"Merak etme onun yanında olduğunda ruhun daha az hissedecek. Sadece uzakta olduğunda ruhun onu hissetmeye çalıştığı için zorlanacak. Gerçi en zoru ru-" dedi ve kararsızlıkla sustu. Bunu demekle dememek arasında gidip geliyor gibiydi.
"En zoru ne?" dedim baskın bir ses tonuyla.
Umursamayı vazgeçmiş olacak ki omzunu silkerek cevap verdi. "Ruhun onu eş seçmiş gibi olacak. Yani Alcander'ın varlığı tüm duygularında etki edebilir."
Dudaklarımın gerildi. "Ya Alcander?"
Sorum garibine gitse de büyük bir sabırla konuşmaya devam etti. "Tanrılar duygularını yönetmekte üstündürler. Onu etkileyeceğini zannetmiyorum. "
Aklıma gelen korkunç düşünceyle "Yani birini sevmek istesem ne olacak?" dedim. Eğer ruhum onu eş belleyecekse birini sevmemde de engel teşkil ederdi. Bunu hiç istemezdim.
