34.Bölüm: "Kırılma"

4.8K 454 162
                                    

"Belki de bana öfkeli değildi. Babasına duyduğu öfkenin yansımasıydım ben."

***

Dünyaya gelmiştim. Normalde sevinmem gerekirken üzerimde garip bir mutsuzluk hakimdi. Sanki ruhumun bir parçası burada değildi. Aslına bakılırsa durum aynen böyleydi.

Savaş Tanrı'sı Ares beni dünyaya getirdiğinden beri ruh halim bozuktu. Fiziksel herhangi bir acım yoktu, fakat ruhen boşlukta hissediyordum. Aklım ise Alcander'da kalmıştı.

Annesini yeni kaybetmişti ve ben onu yalnız bırakarak buraya gelmiştim. Gitmem için kendisi emir verse de onu merak etmekten kendimi alıkoyamıyordum.

Şimdi ise Bengü ve Merve ile buluşmuş Siresya'da olanları anlatıyordum. Hatta dünyadaki evlilik mevzusundan bile bahsetmiştim. Bir tek bahsetmediğim konu Alcander ile yaşadığımız özel anlardı. Bize ait olduğu için anlatmak istemiyordum.

"Babana bunu açıklayamazsın biliyorsun değil mi?" diyerek konuşan Merve'ye baktım. Evet açıklayamazdım.

Oturduğumuz kafenin masasına direklerini yaşayarak alnımı ovaladım. "Biliyorum."

Ne yapacağım konusunda bir fikrim yoktu.

"Bazen ben bile inanamıyorum. Babanın inanması güç olur. Hem bu evliliği istiyor musun ki?"

Gözlerimi kapatıp açtım. Zihnim karışıktı. "Hayatım hangi yöne kayıyor hiçbir fikrim yok." derin bir iç çektim. "Ayak uydurmak dışında ne yapabildim bunu da bilmiyorum."

"Ondan hoşlanıyor musun?" gelen ani soru ile parmaklarımı alnımdan çektim.

İnkar edemem. Hoşlanıyordum. Hatta duygularım bir tık ileri seviyedeydi.

"Evet. Bir Tanrı'dan hoşlanıyorum."

Duygularımı sesli bir şekilde dile getirdiğimde ikisi de sanki biliyormuş gibi dudaklarını büktüler.

"Sezonluk dizi gibi bir hayat yaşıyorsun resmen. Ne söylesem bilmiyorum. Ama hoşlanıyorsan işler değişir."

Evet, sezonluk dizi gibi hayatım vardı.

"Nasıl değişir?"

"Yani zorla evlilik olmazdı."

Bakışlarım bu esnada kapıya kayarken tanıdık bir beden fark ettim.

Tanrı Ares?

O gitmemiş miydi?

"Ben hemen geliyorum." diyerek ayağa kalktım ve arkadaşlarımın soruları eşliğinde çıkış kapısına doğru
İlerledim.

Çıkar çıkmaz ise beni gören bedene yaklaşıp "Ares sen gitmemiş miydin?" dedim.

"Alcander seni yalnız bırakmamı söyledi."

Bu beni düşündüğü anlamına mı geliyordu çözemezken içeriye doğru bir bakış attım. "Anlıyorum. O zaman kapıda durma. Kızlar nasılsa sizi biliyor. İçeri yanımıza gel."

Teklifim üzerine kendisi de içeriye doğru bir bakış attı. "Yok böyle iyiyim."

"Lütfen. Böyle kapıda durman beni de rahatsız eder?"

Yüzüme kararsız bir bakış atarken bir süre düşünüp ardından başıyla beni onayladı.

Memnun olmuş bir şekilde birlikte içeri girerken masaya doğru yürümeye başladık. Kızlar Ares'i görmenin şaşkınlığını yaşarken ikimizde masaya oturduk.

GÖKYÜZÜ HIŞIRTISIOnde histórias criam vida. Descubra agora