EPİSODE 18

45.2K 2.1K 2.2K
                                    

BEYLER VE BEYYYBİLER🥂

Yine ve yeniden erken geldik biz... Çünkü bir yangın başladı ve beraber tutuşmamız gerekir diye düşündüm. Anca beraber...

Bol bol yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar dilerim alevden yakanlarım🖤

EPİSODE 18

Dilim tenine, tenin dilime...

Islatıp tattığım zerren, her zerreme.

Kaburgandan var olduysa bu içimdeki cehennem senden; cehennemin içindeki sen benden...

Hâr'dım, yandım.

Ateştim, sana taptım.

Durmuş kalbin göçüğünü sanrılar doldurur.

O göçük dolar, doldukça taşar ve kalp, kaldıramadığı sanrının korkusuyla atmaya kaldığı yerden devam eder.

Kalp durduğunda zaman insanın kefaretini saymaya devam mı ederdi yoksa kaderin defteri duran kalbin günahını yazmayı bir an bile bırakmaz mıydı?

Kaderin içini doldurduğu defterde satırları dolduran kalemin kâğıda sürtünüşünü duyumsadım. Uğuldayan kulaklarıma şiddetle çarpan sesler yere kapaklanan avuçlarıma parmaklarımı toplamama neden olduğunda gözlerim kapandı.

Nefes sesleri duyuyordum, nefesime karışıyordu. Kalem kağıda sürtüyor, zamanın tik takları yere kan gibi dökülüyor, Çakır'ın göğsüme göğsüme kanayan sesi belli belirsiz içimi ıslatıyordu.

Korkunun kirpik diplerimde ibadete açtığı inanç yerini korurken içimdeki ağlama hissi şiddetlendi. Ünal'ın gözbebeğime düşen varlığı, yeryüzüne kıyametin kızıl cemresi düşmüş gibi ölümü ensemde hissetmeme neden oldu.

Araladığım kirpiklerimi açtığımda Ünal yoktu, o kadar yoktu ki kazan dairesindeki borular dönen başımın üzerine üzerine devrilecek gibiydi.

Kafamı eğerken saçlarım önüme döküldü. Uçları yerleri süpürdü. Gözlerimi bir kez daha sımsıkı kapatıp açtığımda nefes nefese biraz önce gördüğüm hayal ile gerçek arasındaki o arafa baktım.

Araf, cehennem ve cennetin üzerine devrilmeye başladı.

Araf, içinde bulunduğu o boşluğu var olan dünyamın ayakları altında erimeye, beni içine çekmeye başladı.

Ünal odaklayamadığım gülüşü dudaklarında asılı şekilde bana bakıyordu.

Sızlayan kirpik diplerimde ıslak sular keşfettim. Bu keşif gözümden yanağıma sıcak ve ıslak yollar çizdi. Gözyaşlarım yeraltını üste taşırdı. Bana gözleriyle dokunması bile kendimi küle dönene kadar ateş altında kalma düşüncesine itti.

Dudaklarımdan çığlık koparmak istediysem de yaralı inleyişten öteye gidemedi.

"Ferimah," diyordu Çakır'ın gittikçe yakınlaşan sesi. Kalem kağıda daha şiddetli sürtüyor, satırlar zamanı yırtacak kadar doluyor, Tanrı'nın eli omzumdan uzaklaşıyordu. "Ferimah!"

Boğazımdan hıçkırık kaçtığında ayağa kalkmaya yeltendim ama asla kafamı kaldırıp Ünal'ın varlığına bakamadım.

DEHARİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin