EPİSODE 3

44.1K 2.2K 1K
                                    

Beğenmeyi ve bol bol yapmayı unutmayalım...

İyi okumalar^^

EPİSODE 3

Mevsimler değil, insanlardı insanları üşüten.

Öyle soğuk  bir cehennem ki, kalpleri buz tutmaya razı dünden.

Avcumun içinde cehennemin sönmüş toprak parçasını tutuyor gibi titredim.

Cehennemin en alacalı kıtası avcumdaki göçükte harlanır gibi tenimi yaktığında parmaklarımı içe gömdüm ve sigarayı külü ile beraber içine hapsettim. Gözlerimi mavi ile yeşilin seviştiği gözlerinden koparıp dar koridora çevirdim ve uyuşan bacaklarıma hareket kazandırıp koridoru yürümeye başladım.

Koridorun sonunda sağa döndüğümde sırtımı duvara yasladım ve onları dinlemeyr başladım. Feza'yı özlemiştim. Sesini duymaya, buna tutunmaya ihtiyacım vardı.

Çakır'ın kapı kilidini açma sesi tok bir yankı uyandırdığında, "Piçliğin edebi değil adabı olur. Hayııırrrlı cumalaaar," diye bağırarak içeri girdi Erbil denen çatlak adam.

"İnsan gibi içeri göt herif."

Gülümsedim. Feza'nın homurtusunu bile özlediğimi fark ettim. Yüzünü görmek, ona sarılmak için yanıp tutuşsam da yüzümdeki yaralarla karşısına çıkamayacağımın bilincindeydim.

"Sabah sabah karga bokunu yemedi. Siz neye baskın düzenliyorsunuz evime?"

Çakır'ın dik dik konuşması kaşlarımı çatmama neden oldu. Kaba bir adamdı. Görünüşünden taviz vermiyordu.

"Asıl sen ne işler çeviriyorsun?" diye soruya soruyla karşılık verdi Feza. "Arslan kardeşimin yanına gidiyor bensiz. Gittiği günden beri kafa dinlemek için tatil yapıyorlar. Sen telefonlarına bakmıyorsun. Ne oluyor oğlum sana?"

"Ne olabilir lan bana?"

Çakır'ın umursamazca verdiği cevapla nefesimi tuttum. Arslan dayım tatile gidip kafa dinlediğimizi mi söylemişti Feza'ya? İşaret parmağımı ısırdığımda, "Hani devrem kız mız yok burada?" dedi Erbil. Bu adamın yüzünü çok merak ediyordum.

"Ne kızı oğlum? Silah söküp takıyordum. Alıştırma."

Erbil'in serseri kıkırtısı duyuldu. "Kaç dakikada söküyorsun?"

"Değişir," dedi Çakır, kısık sesle konuştuğu için sesi boğuktu. "Gözü kapalı kırk üç saniye. Açıkta otuz bir."

"Otuz bir mi? Tam da sayını bulmuşsun ha..."

"Siktir git lan gevşek. Ben sen miyim? Sabah akşam elinde tutup fıcıtan sensin."

Konuşmaların artık yüz kızartıcı imalara geldiğini anladığımda dayımın odasına girdim. Kapıyı çok dikkatli bir şekilde sessizce kapattım ve yatağa attım kendimi tekrar.

DEHARİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin