EPİSODE 25

32.1K 1.7K 1.5K
                                    

BEYLER ve BEYBİLER!

Biz geldik... Önümüzde testi niyetine kum saati kıralım. Malum nazara geliyoruz bu aralar :d

Ben uzatmadan sizi bölüme uğurluyorum. Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın:)

Keyifli (?) okumalar...

EPİSODE 25

Benim gözlerim yeşildir ah,

Onun gözleri kara.

Ben günah kadar beyazım,

O tövbe kadar kara.

                        (Sezai Karakoç)

Tanrının günahkar çocuklarının bir gözünden kan bir gözünden yaş akar ama insanoğlu hep gözyaşına kanar.

Gözyaşı yalanla gerçeğin sınırıdır.

Aldatabilir ve de alt edebilir.

Gözyaşı sanrıdır; gözyaşı yangın, gözyaşı insanın cehennemi.

Çakır bir yangın, bir cehennem Çakır...

Zamanın artık benim için durduğu diliminde buğulanan gözlerim Çora'ya değil, onun ardında kalan cehennemimin portresindeydi. Üzerime devrilmiş olan...

"Ne dedin sen? Sen... Ne dedin?"

Buğusu yanağıma düşen yaşımla birlikte Feza algılamak istemiyor gibi düşen pastanın üzerine basarak bize doğru bir adım attığında işaret parmağı havalanıp Çora'yı hedef aldı. Yaşının bir kez daha heba edildiği kızı...

"Ne diyor bu kız Ferimah?Hala kısık tuttuğu  sesi inanamıyor gibiydi. Kaşları derinden çatılırken birden bağırarak Çakır'a döndü. "Ne diyor lan bu kız Çakır? Ne diyorsun kızım sen?"

İrkilerek olduğum yerde yüzümü buruşturduğumda gözümden bir damla daha düştü. Çora dehşet içinde ardındakilere dönmüş, yerde onun adının yazılı olduğu harap olmuş pastaya transa girmiş gibi bakıyordu.

On dokuzuncu yaşı ayaklar altında çiğneniyordu.

"Senin bu diyen ağzını sikerim!"

Çakır öne atılarak Feza'nın yakalarından kavradığında Abay, "Çakır dur!" diye bağırarak aralarına girdi ama Çakır vahşi bir atmaca gibi keskin gözlerini abime dikmiş, sadece ona değil beraberinde gelen başkalarına duyduğu öfkenin keskinleşmiş haliyle durdurulamaz bir görünüme kavuşmuştu.

"Ağzını sikerim lan, duydun mu beni? Bu dediğin benim kardeşim puşt!"

"Komutanım tamam, bir sakin olun. Allah aşkına!"

Güven ve Saltuk Çakır'ı zapdetmeye çalışıyor ama asla başarılı olamıyorlardı. Abay iki vahşi hayvanın arasında kalmış paralanırken olduğum yerde ayaklarımın kilitlendiği zeminden ne bir adım geri ne de bir adım ileri atıyordum. 

"Lan benim kardeşim orospu mu? Lan benim kardeşim fahişe mi? Benim kardeşim, benim! Öldürürüm onu Çakır! Lan ne demek fahişe?"

DEHARİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin