36. Bölüm: Linet

397 33 11
                                    

Satır aralarına yorum bırakmayı unutmayın çiçeklerim 🥀🥀🥀

Bölüm 36: Linet

Linet* Sürgün

Kardelen'den:

"Semih abi?" kapıda beni bekleyen Semih'i gördüğümde attığı mesajın doğru olmaması için içimden tuttuğum dileğin gerçekleşmediği görmek beni üzmüştü.

Bana yaklaşıp gülümsedi  "Kardelen." bari adımı söyleme. Bir insan bir insandan bu kadar nefret edebilir mi? "Nasılsın?" sen geldiğin andan itibaren berbat... Mutlu ol.

"İ-iyi. Senin burada ne işin var? Yani..." yanlış anlamaması için sonradan getirdiğim 'yani' yi de hiç bir cümlemin altındaki asıl niyeti de kurcalamadan açıkladı.

"Nişan için erkenden geldik. Tüm hazırlıkları şimdiden tamamladık. Ben de boş vaktim varken arkadaşlarla her gün bir şehir videolarındaki gibi bir iki yer gezelim dedik. Gelmişken seni de görmek istedim."

Zoraki gülümsedim. Gezersin tabi, yatır parayı kumara ye dedelerimizin helal paralarını oh ne güzel dünya!

Birden içimde bir kuşku belirdi. Benim evimi nereden biliyordu ki? Bu Allah'ı cezası başka ne biliyordu benim hakkımda?

"Ya demek öyle. Evimi nasıl buldun?" Gülümsedi ve yanıtladı.

"Ferhat söyledi." Zaten ikinizde beş para etmiyorsunuz.

Eli ile caddeyi işaret etti "Biraz yürüyelim mi?" istemeyerek de olsa kafamı sallayıp onunla beraber yürümeye başladık.

"Eee okul nasıl gidiyor?" diye sordu evimize yakın olan bir banka oturduğumuzda.

Yalmacık bir gülümseme ise nefret ettiğim o soruya cevap verdim "Bu son senem ve biraz zor ama halledebilirim."

Gülümseyip "Senin bölümde emek istiyor. Onca yazarı geceleri uykundan taviz verip ezberlemek..." dediğinde bu fikrini desteklemeyen görüşümü belirttim.

"Ezberlemek yerine yazarları okuyup tanıyınca daha güzel oluyor ama evet, çoğu gece uykusuz kalıyorsun."

Rahat bir pozisyonda oturup "Uykusuz kalıp hastalanma Kardelen. Sonuç olarak..." dedikten sonra bir müddet düşündü ve devam etmeye karar verdi.

"Benim için çok kıymetlisin Kardelen" deyip bana iyice yaklaştıktan sonra rüzgarın yüzüme çarptığı saçlarımı geriye itti.

Bu kadarı yeter!

Ayağa kalkıp onu uyarmak için "Semih a-"  dememe fırsat vermeden ellerimi tuttu.

"Ne yapıyorsun sen?"  diye sinirime hakim olamayıp ellerimi geri çektiğimde devam ettim. "Sen ne sanıyorsun kendini?" dememle açıklama çalıştı kendini.

"Afedersin ben sadec-" sinirle sordum,

"Sadece ne?" sesim iyice yükselmiş yoldan geçen insanlar bize bakmaya başlamıştı.

"Saçlarına dokunmamın seni bu kadar rahatsız edeceğini bilseydim bunu yapmazdım. Hem öyle gergin bir şekilde ayağa kalkınca elini tutup seni oturtmak istedim."

√61+2x≠-4y [MAZRUB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin