1. Bölüm: Ölü Çiçekler (KMM)

1.8K 89 122
                                    

             
Canımı yakan kibar adama, güzel adama
Sana kızamıyorum çünkü benden haberin bile yok
Hazırsan gülümse, seni yazıyorum

Mazrub* Darbedilmiş

Bölüm 1: Ölü Çiçekler (KMM)

12.04.2022 gelecekten ufak bir kesit,

Genç adam dudaklarının arasındaki zehiri içine çekti, arnavut kaldırımın kenarında açan çiçeklere bakarak.

Çiçekleri sevmezdi.

Onun sevdiği tek bir şey vardı. Şu an içini doldurmakla meşgul olduğu kara dumandı.

Sakin adımlarla her zamanki yerine doğru ilerlemeye başladı. Çok bir mesafesi yoktu zaten.

Kıstığı gözleriyle etrafa bakınıp karşıdan karşıya geçti ve istikametini bozmadan yolunda usulca yürümeye devam etti.

Dudaklarının arasına hapsetmiş olduğu zehir, limitine ulaşmıştı. Genç adam bir çöp konteynırının kenarında söndürdüğü izmaritini konteynırın içine attı ve soğuktan üşüyen ellerini cebine yerleştirdi.

Bahar gelmişmiş,

Çiçekler onu kandıramazdı.

Sokağın sonundaki kavşağı döndü ve tam karşısında duran ofisin önüne dikildi.

Bu hep yaptığı şeydi, onu ziyarete gelmişti.

Elleri cebinde, boydan boya cam olan girişe yapıştırılmış kağıdı belki bininci sefer okumaya başladı.

Tekrar tekrar, hiç bıkmadan.

"...'Üzülmeye ne gerek var, o senin varlığından bile haberdar değil, çıkar aklından gitsin' diye kendini kandırırsın bazen, ama senin aklın bir gün onun sana vereceğini sandığın ölü çiçeklerle doludur, çıkaramazsın yani aklından onu. Ama bir gerçek var, o da; ne o sana çiçek verecek ne sen mutlu olacaksın"

Bu ofis Karadeniz'in yazı yazmayı seven gençlerinin yazılarının yayımlandığı bir dergi zincirinin şubesiydi.

Kağıtta yazılanlarsa son zamanlarda sadece Karadeniz'in değil tüm Türkiye'nin dikkatini çekmeye başlayan 'Allium kızı' isimli takma bir ad kullanan gencin iki gün önce dergide yayımlanan metninden ufak bir kesitti.

Bu kesit yüz binlerin kalbini deşerken, birinin kalbini iyileştirmeye başlamıştı.

O kişi ise cebinden çıkarttığı sigarayı tutuşturup ciğerini bir kez daha zehirle buluşturan genç adamdı.

Kalbi iyileşirken ciğerleri zehirle dolan o adam.

Sadece aynı sokakta bulunan esnafın değil ofis sahiplerinin de dikkatini çekmişti her gün gelip aynı yerde dikilip saatlerce o metni okuması. Yine de kimse sesini çıkartmıyor genç adamın zararsız olduğunu düşünüp üstelemiyordu.

Genç adam da zaten onları takmıyor, kendini satırlara hapsetmiş düşünüp duruyordu.

Bu metin basit değildi,

Bu metini yazan basit biri değildi.

Tıpkı her yazısında olduğu gibi bu seferde genç adamın zihnini kendisiyle meşgul etmişti.

Bu metinlerin sahibinin yazdığı tek bir kelimeyi bile defalarca okur, kendi kendine gülerdi. Çünkü bu metinlerin iptilası olmuştu. Asla bırakamıyordu. Hatta bırakmayı düşünmek bile adeta astımı olduğu halde tütünü bırakmamak gibi bir şey oluyordu.

Bunu yazan kişi onun zihninin her köşesine kelimeleri ile sirayet etmiş, istila ettiği yere adını yazdırmıştı 'Allium kızı'

Genç adam okuduğu şeylerin üstünde duran kimseydi ancak hiçbir şeyi bu kadar takıntı hale getirmezdi. Ya da kendine mukayyet olurdu. Ancak bu sefer elinden bir şey gelmiyordu çünkü o kişi ondan kendi duygularını çalmış, haberi bile olmadan eğitmeye başlamıştı.

Çünkü değil aşk, hoşlantı gibi her türlü duyguyu basite alan bir kişiyi aşk üzerine yazdığı şeylerle etkisi altına almıştı.

Genç adam yeni yaktığı sigarasını da bitirip söndürdü ve çöp tenekesi niyetine kullanılan eskimiş bir zeytinyağı kutusuna atıp sonra da ayağıyla çöpü alışkanlık üzerine hafifçe ötelemişti.

İyice bağımlısı olduğu olduğu paragrafları bitiren adam tertemiz el yazısına baktı ve düşündü ve "Hoşlantı saçmalık değilse, yazar niye bu kadar haklı?" diye sorguladı sessizce kendisini.

Bir anda kapı açıldı ve iki genç kız kendilerine on adım mesafede olan adama kısa bir bakış atıp konuşmaya başladılar.

Genç adam gözlerini hiç metinden ayırmadı onlar dışarı çıkarken bile. Hiç gizlenme gibi bir ihtiyaç da hissetmedi, o bu metne hastalanmıştı adeta. Kim onu alıkoyabilirdi bu ölümcül hastalıktan?

İstemsizce kulak kabarttı yüksek sesin sahibi olan genç kadınlara. İçlerinden birisini iyi tanıyordu. Çünkü ofisin çalışanıydı. Ara sıra onun kendisine soru sorması üzerine tanımıştı. "Güzel buldunuz mu yazıyı?- Bizim genç yazarlarımızın zihninden çıkıyor bunlar- Aaa gelmişsiniz, dergi çıktı ve metni detaylı okumak isterseniz her yerde satılıyor almak ister misiniz? Satıyoruz da."

Kadının sesini duyar duymaz yüzünü astı. Diğer kişiyi ise hiç tanımıyordu. Sesini ilk defa duyuyordu. Yine de o kişiyi fazla üstelemedi ve asıl odaklandığı şeyi okumaya başladı tekrar.

Ofis sahibi olan genç kadın nazikçe yanındaki genç kızın omzuna elini koydu. "Sana söylemiştim. Mütevazılığa hiç gerek yok."

Genç kız utanıp başını eğdi ve karşılık verdi. "Bu kadarını ben de beklemiyordum."

Genç adamın istemsizce dikkati dağıldı ama yine konsantrasyonunu bozmadan ezbere bildiği cümleleri tekrar okumaya başladı.

Ofis sahibi kadın güldü ve her şeyin gidişatını değiştirecek o şeyi söyledi.

"Sen çok başarılı bir yazar olacaksın. Şu beğenmediğin metinlerin sadece bu camda değil büyük reklam afişlerinde asılı olacak."

Genç adam hızlıca kafasını kaldırıp ofis sahibi kadının yanındaki genç kıza baktı.

Daha doğrusu 'Allium kızı' na

Daha önce karşılaştığı ama nerede denk geldiklerini bilmediği o kıza.

Hatta kendisini bir metinle kendisine bağımlı yapan o kıza...

Birden aklına bir şey geldi genç adamın. En sevdiği kitap geldi aklına. Sırf bir resime aşık olduğu için resmin bulunduğu sergiye gelip saaatlerce resmi inceleyen adam gibiydi. Sanki KMM'nin içindeydi. Evet, Kürk Mantolu Madonna'nın içinde gibiydi. O Raif efendi genç kızsa Maria Puder... Onun yazdıklarıysa o resimdi. Ölü çiçekler metni...
_____________________________________

Selammmmm, N'aptınız?

Nasıl buldunuz yeni kurguyu? Biraz kısa oldu ilk bölüm olduğu için ama aceleye gerek yok, karakterleri yavaş yavaş tanıyacağız.

Hem bu gelecekten bir kesit, olayları en baştan alıp her şeyi anlayacağız sonra bu noktaya tekrar gelip hızımızı alamayacağız. Ayrıca bundan sonraki bölümler sırayla başroldeki genç adam ve kızımızın ağzından anlatılacak. Ve bu kitap için en heyecanlı olduğum noktalardan biri de ara ara bu bölüm de olduğu gibi Türk Edebiyat'ından da yer yer alıntılar ve böyle tasvirler olacak.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, hoşçakalın🥀🥀🥀

√61+2x≠-4y [MAZRUB]Where stories live. Discover now