Duvardaki Anım

225 109 19
                                    


Odaya genel olarak siyah hakim olsa da mumun loş ışıkları buna itiraz edercesine parlıyordu. Ürkekçe adımları atarak odaya giriş yaptım.  Burnuma gelen koku ile sanki başım dönüyormuş gibi hissettim. Oda, dışarıdan ufak gözüken bir ev için  beklemediğim kadar büyüktü.  Diğer odaların aksine bu odada daha fazla eşya vardı. Kapıdan girişte karşı duvardaki çeşitli kadınların resmedildiği tablolar karşılıyordu. Aynı zamanda tabloların aralarında meşaleyi andıran şamdanlar duvara sabit bir şekilde odayı aydınlatıyordu. Duvara sabitlenmiş olan mumların arasında dumanlarını yayan tütsüleri fark ettim. Baş döndürücü kokunun kaynağını sonunda anlamıştım. Tütsü olup olmadığını bilmiyordum çünkü ortam öyle tüyler ürperticiydi ki ilginç teoriler üretmekte beynim zorlanmıyordu ama uzaktan sadece tütsüymüş gibi duruyordu.

Diğer dikkatimi çeken ise neden bu kadar fazla olduğunu anlamadığım bitkilerdi. Bitkiler odanın çeşitli yerlerine dağılmıştı. Kimisi büyük saksılarda yerde kimisi ise karşı duvardaki eski kitapların olduğu kitaplığın raflarındaydı. Kapının sağına döndüğümde ayağındaki yumuşaklık hissetmemle gözlerimi yere çevirdim. Üzerine bastığım şeyi görünce hızla geri çekildim. Bir hayvan postunun üstüne basmıştım. Bu şansız hayvanın kafasını görebilsem de tanıyamadım. Kahverengi tüylerinden belki ayı olabilirdi ya da geyik. Bunu düşünmek tüylerimi diken diken olmasına ve sinirlenmem neden olmuştu. Kafamı sağa çevirince sehpanın üzerindeki saksıdaki sinekkapanını gördüm. Bu bitki liseden kalan bilgilerimden hatırladığım resminden fırlamış gibiydi. Bir insan neden evde etçil bitki besler? Defalarca sorgulamama rağmen tekrar nereye düştüğümü sorguladım. Buradan tek parça halinde çıkayım yaşadığım için şükredeceğim.

İki mum arasında oturan kadını görünce irkilmemek elde değildi. Neden falcılar bu kadar ürkütücü olmak zorundaydı. Postun etrafından dolaşmaya dikkat ederek adımları hızlandırdım. Kadın, ortasında çukur olan bir sehpanın arkasına oturmuştu. Muhtemelen önündeki minderde benim oturmam için konulmuştu. Uzaktan nasıl göründüğünü görmesem de yaklaştıkça ayrıntılarda yoğunlaşabildim. Gözlerinin çevresine yaptığı siyah makyaj, siyah saçlarıyla ve mum ışığıyla birlikte korkunç bir kombinasyon olmuştu. Korku filmleri için mükemmel figüran olur. Arkamdan giren kadın omzuna dokunduğunda yerimden sıçrayarak ona döndüm. Kadın başıyla sağ duvarın üzerinde olan fark etmediğim musluğu işaret etti. Musluk ve tası görünce ne yapacağımı bilmesem bile en azından hala beynimi kullanabiliyordum.  Tası elime aldığımda sanki Antik Mısır Krallığından kalma gibi hissettim. Üzerinde değişik simgelerle bir şeyler yazılmıştı. Artık fazla düşünmemeye çalışarak tası suyla doldurdum ve kadının önüne oturdum. 

Gözlerimi olabildiğince kaçırmaya çalışıyordum. Tasın içindeki suyu çukura dökmek için hamle yaptığım sırada falcı kadın hızla elini uzattı. Öyle hızlı davranmıştı ki irkilmiştim. Hayatımda hiç bu kadar irkildiğimi hatırlamıyordum. Kendi rekorumu kırdığım bir gündeydim. 

Falcı kadın uzun kemikli ve zayıf parmaklarını geri çekerken, "Ne öğrenmek istiyorsun?" diye sıktığı dişlerini gıcırdatarak. O an ne söyleyeceğimi unuttum. Zaman ilerlemeye devam ediyordu ve ben hala hatırlamıyordum. Bir anda şimşek hızında hatırladım ve aceleyle söyledim.

"Eğer yeteneğimi geri kazanacaksam yıldız belirsin." 

Suyu yavaşça çukura döktüm. Kadın simsiyah boyanmış gözlerini suya çevirdi. Dudakları kıpırdıyor ve sürekli bir şeyler fısıldıyordu. Kulak kesilip dinlemeye çalışsam da sanki farklı bir dil konuşuyordu ve ne olursa olsun gözlerini sudan ayırmıyordu. Döktüğüm su dalgalanması azalmış, durgunlaşmıştı. Artık su tamamen durgunlaştığında kadın bana dönerek sinir bozucu sesiyle direk konuşmaya başladı, "Ayıcık umutlara satılı notunu ulaştırmış ve sana geri gelmeyi bekliyor. Yakın zamanda dileğindeki gibi yeniden hayat bulan deniz fenerinin ışığını görebilirsin fakat dikkatli olmalısın. İşareti görmezden gelip gelmemek senin elinde. Yol ayrımında doğru yolu seçmelisin. Şunu unutma: Cesaretli olmadığın, fedakarlık yapmadığın ve değişimlere açık olmadığın sürece hayatının istediğin gibi olacağını düşünme. "

Boş Tuvalحيث تعيش القصص. اكتشف الآن