Mavilikler

16 1 0
                                    


Sayıklayan Kıvanç'ın yanında uyandırsam mı yoksa uykusunu bölmesem mi ikilemi arasında giderken gözlerini birden açmasıyla şaşırdım. Sanki konuşmasam da ona dokunmasam da düşüncelerimle onu uyandırmayı başarmışım gibi hissediyordum. Gözlerini araladığında burnun dibinde bekleyen benle karşılaşmayı o da beklemiyor olduğu gözlerinden okunuyordu. Bana soru soran gözlerle bakarak, "Bir sorun mu var sevgilim?" diye sordu.

"Onu ben sana sormak istiyordum çünkü uykunda sayıklıyordun." diye karşılık verdim. Ardından, "Anlayabildiğim kadarıyla 'Baba, gitme!' diyordun." diye ekledim. 

Uyku sersemliğinin verdiği etkiyle yattığı yerden kalmaya çalıştı. Yatağın üzerine oturduğunda dağınık saçlarına elini daldırarak kendince düzeltmeye çalıştı. Karşıdan kafası karışık görünüyordu. Apaçık gördüğü rüyanın hala etkisinde olduğunu söyleyebilirdim. Yanına oturarak ona döndüm. Kafasını bana doğru çevirdi. "Rüya, ben daha önce hiç bu kadar net bir rüya gördüğümü hatırlamıyorum. Kokularını alabiliyordum, sarıldıklarını hissedebiliyordum, sesleri kulağıma yabancı gelmiyordu. Onlar rüyadan ibaret değillerdi, onlar o kadar gerçekti ki..." 

"Onlar kim?" diye sorduğumda gözlerimin içine baktı. Gözleri ışıldarken cevap vermek yerine sadece gözlerimin içine bakıyordu. "Babanla anneni mi gördün?" diye sordum sessizliği bozarak. 

Soruma soruyla karşılık verdi. "Sık sık rüya görüyorum demiştin. Peki rüyalarına inanır mısın? Hiç sana da gerçekmiş  gibi gelir mi?" 

Birkaç saniyeliğine duraksadım. Çok geçmeden sorduğu soruları cevapladım. "Rüyalarım bazen saçma bir kesitten ibaretmiş gibi düşünürken bazen gelecekten bir kesit olduğunu düşürüm. Ama gördüğüm ve hatırladığım her rüyada hatırladığım önemli detayları düşünür tartarım çünkü bir mesaj olabileceğini düşünürüm. Gerçek hayatta karşılığını arar dururum. Çoğu zaman anlamlandıramam ama yine de arayıştan vazgeçmem. 

Senin de yaşadığın gibi beni etkisi altına alan rüyalar görmüştüm birçok kez. Aralarından bir tanesi var ki hiç unutamıyorum mesela. O rüyamda o yarışmadan ödül aldığımı görmüştüm. Elimde ödülle mutlu mutlu yurt dışındaki okuluma yerleşmeye gidiyorum. Bir anda elimden ödül düşüyor ve paramparça oluyor. Tüm mutluluğum da paramparça oluyor. Okula gidiyorum ve ödül yoksa beni alamayacaklarını söylüyorlar. Elimdeki parçaları gösteriyorum ve onları birer çöp olduğunu söylüyorlar ve o kabusumdan kan ter içinde uyanıyorum. Ve aylar sonra aldığım ödülün gerçekten bir çöp olduğunu öğreniyorum  ve hayallerimdeki okula gidemiyorum. Rüyam beni önceden uyarmıştı ama o an fark etmemiştim bile. 

Nasıl bir rüya gördün bilmiyorum ama seni bu kadar etkilediyse kesinlikle bunun bir anlamı olmalı. Ayrıca rüyalarını, özellikle bu tarz bir rüyanı, eğer güzel bir rüyaysa kendine sakla. Kötü bir rüyaysa en güvendiğin kişiye anlat. Ben hep böyle yaparım. Gerçekleşmesini istediklerimi kaderin çizgisi bozulmasın diye kimseye anlatmam. Gerçekleşmemesini istediğimi ise sesli bir şekilde anlatırım ki gerçek olmasın diye. Biliyor musun? O gördüğüm rüyadan da kimseye bahsetmemiştim. İlk defa sesli anlattım. 

Rüya'ya inanıp inanmamak sana kalmış. Burada kararı sana bırakıyorum." dedim. 

Konuşmamın son cümlesine kadar beni pür dikkat dinlemişti. Hala biraz kafası karışık gözüküyordu. "O zaman bu rüyayı kendime saklamam lazım." dedi ve yüzünde ufak bir gülümsemeyle. 

Gülümsemesine karşılık vererek, "Merak etmemek elde değil Kıvanç Bey ama güzel bir rüyaysa sormamak için kendimle mücadele edeceğim." dedim. Bana sarılarak karşılık verdi. "Söz veriyorum sevgilim bir gün gerçek olduğunda anlatacağım sana. Sadece o güne kadar bekle olur mu?" 

Ai ajuns la finalul capitolelor publicate.

⏰ Ultima actualizare: Sep 21, 2023 ⏰

Adaugă această povestire la Biblioteca ta pentru a primi notificări despre capitolele noi!

Boş TuvalUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum