2. Bölüm

6.5K 671 682
                                    

7889 "Sınavım harika geçti"

"7890 Yalan!" 

15789 "Seni seviyorum"

"15790 Yalan!"

20.634 "Bugün bir işim var, sanırım buluşmaya gelemeyeceğim"

"20.635 Yalan!"

Yalanlar...
Beyaz yalanlar...
Pembe yalanlar...
Hangi renge boyadığınızın bir önemi yoktur. Yalan, yalandır ve yalanlar güven kırıcıdır...

Hyunjin sabahki dersini uyuya kaldığı için kaçırmıştı ve bu yüzden oldukça ağırdan alıyordu. Yavaş yavaş yürürken -ki bugün motoruyla değil belli bir mesafeye kadar otobüsle gitme kararı almıştı- fotoğraf makinesinin vizöründen insanları izliyordu. İnsanları ve onların yalanlarını... 

"Ah aman ya kolum ağrıdı..."dedi dakikalardır yukarıda tuttuğu makinesini bırakırken. Yol boyunca bunu yapmak alışkanlık haline gelmişti ama daha sonra kol ağrısı çekiyordu.

Sonunda vizör yerine çıplak gözleri ile etrafını izlemeye başladığında gözüne çarpan tanıdık sima ile bir an duraksadı. Yanlış görüp görmediğini anlamaya çalışıyordu. Lakin her şey bir kenara kızıl saçları ile fazlasıyla dikkat çekiyordu şu an gözlerini diktiği kişi. Yere eğilmiş minik bir kediyi elindeki çöreklerle besliyordu.

"Hey, kızıl!" Hyunjin kulağına eğilip fısıldadığında irkilerek poposu üzerine düşmüştü kızıl saçlı.

"Kahretsin...! Derdin ne senin ya?"

"Affedersin korkutmak istememiştim." Hyunjin yardım amaçlı elini uzattığında eli sertçe geri itilmişti.

"Sen..."dedi bir an kızıl saçlı.

"Evet ben."

"Sen dün polis merkezinde fotoğrafımı çeken sapıksın."

"Sapık derken? Biraz ağır olmadı mı?"

Karşısındaki bir an düşünür gibi elini çenesine götürdü.

"Sanırım... Ah vazgeçtim hayır olmadı."

"Çok kötüsün... Hem sildim ya fotoğraflarını, sende gördün."

"Evet silmiştin ama bu fotoğrafımı izinsiz çeken bir sapık olmadığın gerçeğini değiştirmiyor."

"Sapık demekten vazgeç kızıl!"

"Kızıl demekten vazgeç sapık!"

"Of pekâlâ... Tamam baştan başlayalım olur mu? Ben Hwang Hyunjin. Seul Üniversitesinde fotoğrafçılık ve kameramanlık üçüncü sınıf öğrencisiyim. Hobilerim fotoğraf çekmek, yemek yemek ve çok sık olamasa da kitap okumak."

"Lee Felix... Garip bir tesadüf ama seninle aynı üniversitedeyim ve üçüncü sınıf hukuk öğrencisiyim."

"Sana uyuyor..."dedi Hyunjin aniden. Gerçekten de öyleydi... Hayatı boyunca tek bir yalan söylememiş biri için avukat olmak biçilmiş kaftan olabilirdi.

"Nasıl yani?"

"Hiç... Sadece öyle hissettim."

"Tuhafsın Hwang..."

Hyunjin hafifçe gülümsedi. Bu söylediğini asla inkâr edemezdi. Sonuçta insanların söylediği yalanları görebilen kaç kişi vardı ki?

"Pekâlâ kabul ediyorum"dedi ellerini yukarı kaldırırken. Bu bir nevi teslim oluştu.

Felix belli belirsiz gülümseyip hâlâ verdiği çörekleri yiyen kedinin başını son kez okşayıp, yürümeye başladı. Hyunjin'in hareket etmediğini görünce de "Gelmiyor musun?"diye sordu.

Kızılı, Kızıla Boyamak [HyunLix]Where stories live. Discover now