8. Bölüm

4.5K 543 331
                                    

"Biti! Sonunda sınavlar tamamen bitti!" Jisung bahar havasını içine çekerken konuştu.

"Proje ödevini sana hatırlatmama izin ver lütfen."

"Bak, ben senin hatırlatmana izin veriyorum ama sen benim şurada iki saniye mutlu olmama izin vermiyorsun Hyunjin... Yine yaptın. Keyif alıyorsun galiba."

"İyi ama sen zaten benim yanımda hep mutlu değil misin Jisungie?" dedi uzun olan arkadaşının yanağını sıkarken.

Jisung utangaç gözlerle ve birazda şaşırarak arkadaşına baktı. Yine ve yeniden yüzünün ısındığını hissetti. Nasıl bir etkiye sahip olduklarını bilmeden kurduğu cümleler Jisung'un sol tarafında kendine bir köşe seçiyor ve orasının giderek kalabalıklaşmasına neden oluyordu. Elbette onun arkadaşça söylediğinden adı kadar emindi ama o daima bu cümlelere tutunarak, mutlu olmayı tercih ediyordu.

"Sendeki bu egoyu ne yapacağız hiç bilmiyorum Hyunjin. Hani yakında bağımsızlığını ilan edip, üçüncü bir arkadaşımız gibi yanımızda gezdireceğiz. Düşündüm de aşırı mümkün he. "

"Hahaha çok komik. Lâkin inkâr etmedin farkında mısın?" Jisung'un asla inkâr edemeyeceği şeylerin başını, Hyunjin ile yanyana olmanın onu ne kadar mutlu ettiği çekiyor olabilirdi elbette.

"İnkâr etmemiş olmam senin egolu bir canlı olduğun gerçeğini değiştirmiyor. Ah her neyse çok konuştun hadi, kafeteryaya gidelim."

İkili okulun oldukça büyük sayılabilecek kafeteryasından içeri adımladığında aynı anda farklı duygu değişimleri yaşadılar. Hyunjin Felix'i gördüğü için mutlu olurken, Jisung Hyunjin'in mutlu olma sebebini gördüğünde mutsuz olmuştu. Fakat bunlar kısacık bir an sürmüştü. Hyunjin, Jisung'u bileğinden kavrayıp Felix ve Seungmin'in oturduğu masaya doğru ilerledi.

"Nasılsınız?"dedi yüzünü Felix'e doğru eğerek.

"Ah Hyunjin!"

Jisung içindeki sıkıntının artmasına engel olamıyordu. Olamıyordu çünkü az önce aynı tepkiyi Felix'ten de görmüştü. Tıpkı arkadaşı gibi mutluluğu anında yüzüne yansımıştı.

"Sanırım beni hatırlayan yok?"dedi Jisung kendini toparlayarak. Bu sıralar kendini kontrol etmesi güçleşmişti.

"Jisung, ismin Jisung."

"Vay hatırlamana şaşırdım."

"Sadece bir kez Hyunjin'den yardım aldım zihnime kazımak adına."

Hyunjin bu süre zarfında fotoğraf makinesinin vizöründen onlara bakıyordu.

23.894, 24.010, 0...

Hyunjin Jisung'un daha günler öncesinde 23.879 olan sayısının bu kadar hızlı artmasına şaşırmıştı.

Yalan söylemek kötü bir şey Jisungcuğum...

Hyunjin, Felix'in arkadaşı Seungmin'e ilk kez bakmıştı vizörden. Jisung'dan birazcık daha fazla olmasını ilginç bulmuştu. Çünkü görünüşte fazlasıyla naif duruyordu. Elbette çok takılmadı. İnsanların yalan söylemesi çok olağandı... İşte tam da bu yüzden Felix'in insan olmadığını düşünmeye başlamıştı ya.

Sıfır... Hâlâ tek bir yalan bile yok.

Hyunjin bir an içini kaplayan hisle ürperdi. İstiyordu... Felix'in yalan söylemesini istiyordu. Ama sadece onun için. Yalanının sebebinin kendisi olmasını istiyordu. Çok bencilce ve oldukça da tuhaf bir istekti bu ama düşüncesi kalbinin hızlanmasına neden olmuştu.

Kızılı, Kızıla Boyamak [HyunLix]Where stories live. Discover now