38. Bölüm

3K 386 69
                                    

Felix şaşkınlık içinde kaşlarını kaldırdı ama hiçbir şey söylemedi. Sabırla karşısındaki bedenin devam etmesini beklemeyi seçmişti çünkü.

"Bunu ilk fark ettiğimde 12. Yaş günümü kutluyordum. O yaşta bile fotoğraf makinelerine ilgim vardı ve ailem bunu fark edince doğum günümde hediye etmek istemiş. Bozmamak adına elime almamayı düşünmüştüm ama ailem fotoğraflarını çekmem konusunda çok ısrar edince ve çokta heyecanlı olduğum için kabul etmiştim. Normal bir fotoğraf makinesiydi ama vizörden annem ve babama baktığımda üzerlerinde beş haneli rakamlar gördüm. Elbette ne olduğunu anlamadım ve düzelir umuduyla kapatıp açtım. Fakat düzelmemişti. Bunu dile getirdiğimde onlarda aynı şekilde benim fotoğrafımı çekmişti ama hiçbir şey yoktu. Onlar baktığında yoktu ama ben baktığımda rakamlar oradaydı. Yani sadece ben görüyordum. Yine de üzerinde durmadık ve makinenin bozuk olduğunu düşündük. Ama ben o rakamları sürekli görmeye devam ettim. Açıkçası biraz korkmuştum ve o günden sonra da elime fotoğraf makinesi almadım."

Hyunjin kısa bir an Felix'e baktı ama onun suskunluğunu fırsat bilip devam etti.

"Ta ki Minho hyung'un lise mezuniyetine kadar. Çok ısrar edince kıramamıştım. Ve bu rakamların söylenen yalanları temsil ettiğini de şans eseri o gün öğrendim. Kızıl, ben fotoğraf makinemin vizöründen her baktığımda o rakamları görüyorum. Bazen gözümün önünde arttığı bile oluyor. Bundan sana bahsediyor olmak bile şu an tuhaf hissettiriyor ama her kelimem doğru yemin ederim." Hyunjin yeniden ama bu sefer daha uzun sayılabilecek bir süre kızıl saçlısının yüzüne baktı. Dudakları hafifçe aralanmıştı şaşkınlıktan ve şu an fazlasıyla sevimli görünüyordu.

"İnsanların üzerinde üç, dört ya da beş haneli rakamlar görmek gerçekten can sıkıcı bir durum ve bu benim bir süre sonra güven duygumu yerle bir etti. Minho -ki o zaten akraba kontenjanından girmiş bulundu- ve Jisung... İkisi dışında hayatımda kimseye yer vermedim. Bu arada bu sırrımı bilen tek kişi Minho hyung. Şimdi de sen. Aileme bile söyleyemedim. Anlayışla karşılayacaklarına eminim elbette ama asla dile getiremedim. İnan böyle tuhaf bir yeteneğe ya da ne demek istersen artık böyle bir şeye neden sahibim bilmiyorum. Bir önceki hayatımda çok fazla yalan söylediğim için tanrı tarafından cezalandırılmış olabilirim belki. Küçükken radyoaktif bir atık tankerinin içine de düşmüş olabilirim... Ya da en basitinden sadece bu şekilde doğdum. Sanırım asla bilemeyeceğim Kızıl."

Felix sessizce dinlemeye devam ederken bir yandan da söylenenleri sindirmeye çalışıyordu.

"Tuhaf değil mi?"diye sordu Hyunjin Felix'in bir şeyler söylemesini istiyordu artık. Çünkü onu korkutmuş bile olabilirdi.

"Vay canına..."dedi en sonunda derin bir nefes alırken Felix ve devam etti.

"Öncelikle sonunda kendini hazır hissedip bana anlattığın için teşekkür ederim. Açıkcası bu hayatım boyunca duyduğum en garip şey olabilir. Fantastik bir filmin içinde bile az rastlanan bir özellik gibi. Ama daha önce de söylemiştim değil mi.. Bu seni sen yapan şeylerden biri. Daha önce bana, beni her şeyimle kabul edecek kadar çok seviyorsun yani?, diye sormuştun ya hani... Evet öyle Hyunjin. Ve bu asla değişmeyecek. Ama kabul ediyorum gerçekten ama gerçekten tuhaf bir özellik" dedi gülümserken.

"Bu beni asla rahatsız etmez."

Hyunjin rahatlamıştı hem de hiç olmadığı kadar. Hayatı boyunca bu sırrını Minho dışında birine daha açacağını, hatta  hastahane odasında açacağını hiç düşünmemişti. Ama bir tesadüf eseri karşılaştığı gönül tahtının sahibi bunu neredeyse bir gecede yerle bir etmişti. Şimdi ise o sarılı koluyla tatlı tatlı gülümserken nefesleri kesiliyordu. Ona sahip olduğu için her pazar kiliseye gidip tanrıya dua bile edebilirdi.

Kızılı, Kızıla Boyamak [HyunLix]Where stories live. Discover now