15. Bölüm

4K 477 241
                                    

Felix yatağında oturur pozisyona gelmiş,  dizlerini kendine doğru çekmişti. Başını yasladığı duvardan, hemen karşısındaki yatakta uyuyan bedene bakıyordu. Sarı saçları yastığın her yerine dağılmış, nefesleri ise yavaş ve sıktı. Yarı açık ağzı, kuruyan dudaklarını uyku mahmurluğu ile bilinçsizce ıslatan dili... Felix her bir anı görmeyi başarmıştı. Onu böyle masum bir şekilde uyurken görmek sürekli yakalayabileceği bir fırsat değildi.

Tesadüfen tanıştığı bu kişinin yavaş yavaş kopamayacağı biri haline geldiğini düşünüyordu. Çünkü bu yaşına kadar böyle garip hislerle çevrelenmemişti. Ona güveniyordu, onunla olmaktan mutluluk duyuyordu, Hyunjin söylediği kelimelere  alınmıyordu ve birçoğunun aksine hâlâ yanındaydı. İleride neler olacağını bilmiyordu ama bu sarışının daima yanında kalmasını dilemeye başlamıştı. Belki bencilceydi ama Felix hayatında birkez olsun bencilce davranmak istiyordu... Kaybetmek istemiyordu.

Hyunjin'in kurduğu alarm kulaklarına geldiğinde, sarışının panikle gözlerini açısını, aynı panikle alarmı susturmaya çalışmasını ve uyanıp uyanmadığını kontrol amaçlı ona dönünce gözlerinin buluşmasını izledi Felix. Hepsi birkaç saniye içinde olmuştu.

"Günaydın kızıl!"dedi Hyunjin biraz şaşkın bir ifadeyle. Onun çoktan uyanmış olacağını beklemiyordu. Hatta Felix'i uyandıranın kendisi olacağını bile düşünmüştü.

"Günaydın sarışın, iyi uyudun mu?"

"İyi uyuduğumu düşünüyorum, ya sen kızıl?"

"Evet... Senden önce uyuyacak kadar yorgun olduğumu tahmin etmemiştim. Umarım bana kızmadın, hemen uyudum diye yani?"

"Kızmadım tabii ki, çok normal... Seni peşimden sürükledim ve başımıza gelenler de cabası. O yüzden beklemediğin için mutlu bile sayılırım."

Mutluyum evet... Çünkü böylece seni seyredebilme ve sana ufakta olsa dokunabilme şerefine nail oldum...

"Sevindim..."

Hyunjin yataktan kalkıp bedenini esnetmeye çalışırken tekrar söze girdi.

"Pekâlâ güzel bir kahvaltı yapalım ve daha fazla geç kalmadan havalimanına gidelim..."

_______________

Hyunjin bırakın hareket etmeyi nefes bile almıyordu şu an. Çünkü Felix omuzunda derin bir uyku halindeydi. Uçaktan iner inmez bir taksi ayarlayıp binmişlerdi ve Felix yaklaşık 5 dakika sonra kendini uykunun kollarına, Hyunjin'in de omuzlarına bırakmıştı.

Kızıl saçlar boynunu gıdıklarken nefes almak zulüm gibiydi. Uyanmaması için elinden ne geliyorsa yapıyordu ama yavaş yavaş yolun sonuna gelmek üzereydiler. Bu da onu maalesef ki uyandırmak anlamına geliyordu.

Başını hafifçe eğip uyuyan yüzü inceledi. Bu manzarayı ikinci kez görebildiği için kendini şanslı hissediyordu. Belkide en kısa sürede bir şans oyunu oynamalıydı.

"Felix..."diye fısıldadı kulağına doğru.

"Hımmm.." Anında karşılık alması gülümsemesine neden olurken "Gelmek üzereyiz..." dedi.

"Ah...Tamam."Sesi hâlâ uykuluydu ve Hyunjin'in omuzundan başını henüz kaldırma girişiminde bulunmamıştı.

"Rahat mısın orada?"

"İnanmayacaksın ama omuzun cidden çok rahat Hyunjin."

"Omuzum ve ben bu iltifatın için sana teşekkür ediyoruz." Felix'in dudakları yukarı kıvrılırken, onu bu kadar huzurlu hissettirenin omuzlarından çok kendisi olduğunu söylemek istedi ama anında vazgeçti. 

Kızılı, Kızıla Boyamak [HyunLix]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin