17. Bölüm

3.9K 487 416
                                    

Felix Hyunjin'in arkasında durmuş kapıyı açmasını izlerken, neden burada olduklarını sorguluyordu. Üstelik dersi bile asmışlardı.

"Geç bakalım kızıl." Ufak bir bakış atıp sessizce yanından içeri doğru adımladı Felix.

"Neden evine geldik sorabilir miyim?"

"Çünkü sana göstermek ve de söylemek istediğim bir şeyler var."

"Dersi asacak kadar mı?"

"Evet... Bunu hemen yapmalıymışım gibi hissettim."

"Pekâlâ... Sanırım senin aniden ortaya çıkan planlarını ve ne yaptığını sorgulamayı bırakalı çok oldu. "

"Bana bu kadar çabuk alışman harika bir şey. Aslında ani kararların adamı olmadım ama... Konu sen ol... Neyse, sen geç otur. Bu arada aç mısın?"

"Hayır aç değilim teşekkürler"dedi Felix. Aç değildi ama Seungmin dışında bir arkadaşının evine geldiği için biraz heyecanlıydı. Özellikle bu arkadaşı Hyunjin olduğu için daha bir fazlaydı heyecanlıydı.

Hyunjin gözden kaybolduğunda Felix oturduğu yerden bulunduğu ortamı inceledi. İlk olarak kendi evinden daha büyüktü. Felix stüdyo dairede yaşıyordu ve amerikan tarzı mutfak, ortak alan ve banyoyu saymazsa sadece yatak odası vardı. Hyunjin'in evinde ise ilk dikkatini çeken mutfağı olmuştu. Ayrıca, fazladan iki oda daha vardı. Yani büyük diyebileceği bir evdi. Öğrenci evinden çok bir aile evi gibiydi.

"Evin güzelmiş"dedi kola bardakları ile ona yaklaşan bedeni görünce.

"Aslında tek yaşayan birine göre fazla büyük, yani arada Minho hyung geliyor ama genelde tekim. Ama bu evi almamın asıl sebebi kendime bir karanlık oda yapmak istememdi."

"Fotoğraflarını orada mı çıkarıyorsun?"

"Vay, biliyorsun..."

"Bilmediğimi düşünmen beni biraz üzdü."

"Affedersin haklısın." Aynı anda gülümsediklerinde birkaç saniye birbirlerinin yüzlerinde takılı kaldılar. Gözlerini ilk kaçıran ise yine Felix olmuştu. Sonra koltuğun üzerinde duran kitabı fark etti ve eline aldı. Yavaş yavaş sayfaları karıştırırken  "Okumayı bitirdin mi?"diye sordu. Şimdi Hyunjin'in dikkati de kitaba yoğunlaşmıştı.

"Fırsat buldukça okuyorum... Başlarda sırf ismi bana birini hatırlatıyor diye almıştım"derken bir saniye Felix'e baktı ve devam etti tekrar. "Ama okudukça kendimden de bir şeyler buldum. Gayet güzel bir kitap..."

"Nedenini bilmiyorum, ama artık hissizleştim..."dedi Felix aniden. Hyunjin'in ne tepki vereceğini merak ediyordu.

"Boğucu yalnızlık duygusundan kimse beni çekip çıkarmıyor" diye ekledi Hyunjin.

İkili kitaptan yaptıkları alıntılarla birbirlerine bakıp tekrar güldüler.

"Bu okuduğunu test etmenin bir yoluydu"dedi Felix kolasını yudumlarken. Hyunjin anlayışla başını sallarken odaya hakim tek ses kola bardaklarının içinde şıngırdayan buzun sesiydi. Dayanamayıp, Felix'in elindeki bardağı masaya koydu Hyunjin. Ve tekrar şıngırdayan buzun sesi yankılandı odada. Hayatı boyunca bir şeyleri uzatmayı, karşısındaki insanı bekletmeyi ya da içinde tutmak istemediği şeyleri tutan biri olmamıştı. O yüzden bir yerden başlaması gerektiğini düşünüyordu Hyunjin.

"Hadi gel,"dedi elinden tutup kaldırırken. Felix itiraz etmeyi ya da karşı koymanın ne olduğunu unutalı çok olmuştu.

Hyunjin kilitli odayı açarken Felix şaşkınca "Ne yani kitliyor musun?"diye sordu.

Kızılı, Kızıla Boyamak [HyunLix]Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt