Özel Bölüm(1)

3K 303 135
                                    

Not: Bu özel bölümler, Felix'in hastaneden çıktığı günden devam ediyor olacak~
_________

"Ben artık gitsem iyi olur,"dedi Jisung salondaki yüzlere tek tek bakarken. Saat çoktan akşam 6'yı gösteriyordu. Oldukça uzun süredir buradaydı.

"Kalsaydın, nasıl olsa yarın dersimiz yok"dedi Hyunjin.

"Biliyorum ama Felix biraz dinlenmeli değil mi? Sürekli oturmaktan yorulmuştur."

"Ben iyiyim Jisung, kalabilirsin."

"Yine uğrarım ben sen dinlenmene bak."
Bu kesin cevabın üzerine hepsi anlayışla başını sallamıştı.

"Peki, geldiğin için teşekkür ederim Jisung." Felix'in gülümsemesine aynı şekilde karşılık verdi mavi saçlı. İçinde tarifsiz bir huzur vardı. Her şeyi bir nebze olsun yoluna koymuş olmak onu fazlasıyla rahatlamış hissettiriyordu. Elbette bir yanı kendini affedemiyordu ama Felix tarafından affedilmiş olmak pahabiçilmezdi..

"Öyleyse ben de kalkayım. Hem Jisung'u da bırakırım" dedi Minho aniden ayağa kalkarken.

"Gerek yok hyung kendim giderim."

"Tekrar polis merkezime gideceğim Jisung, geçerken seni de bırakırım işte."

Jisung bir an, gideceğimiz yerler ters istikamette, demek istemişti ama başıyla onaylayıp sessizce kapıya yöneldi. Aslında Minho ile yalnız kalmak istemiyordu lakin ona itiraz edecek cesareti de bulamıyordu kendinde.

Hyunjin'e son kez el sallayıp kapı arkalarından kapandığında, Jisung tedirgince merdivenlerden indi. Sokağa çıktığında ise derin bir nefes aldı. Kaçabilecek bir yol aradı ama yoktu. Ve şu an gerçekten onunla gitmek istemiyordu. Fakat gözleri Minho'nun olduğu tarafa döndüğünde çoktan arabanın kapısını açmış onu beklediğini görmüştü. Binmesini istiyordu ve kesinlikle kaçamayacağının kanıtıydı.

"Hyung cidden gerek y.."

"Bin Jisung!"

Mavi saçlı sonunda pes edip ön koltuğa yerleşti.

Arabayı çalıştırıp yola koyulduklarında "Felix ile aranızı düzeltmenize sevindim" dedi Minho sessizliği bozarak. Jisung ise camdan dışarı bakıyordu, konuşmaz diye düşünmüştü ama tam tersi anında sohbet açmıştı büyük olan.

"Aramızı bozan da bendim aramızı düzelten de.. Onun hiçbir konuda suçu yoktu. Hepsi benim aptallığım ve kıskaçlığım yüzündendi."

"Bunu fark edip adım atman güzel."

Jisung kaşlarını çatıp yanındaki bedene baktı.

"Hyung beni götürmeyi sırf laf sokmak için mi teklif ettin? Merakımdan soruyorum."

"Hayır elbette. Seninle yalnız kalmak ve olabildiğince fazla vakit geçirebilmek için."

Jisung sıkkın bir nefes aldı. Buna söyleyecek kelimesi yoktu. Garip bir durumdu. Sadece garip.

"Hyunjin artık hislerinden haberdar mı?"

"Evet... Ve hislerimi güzelce reddetti."

"Anladım..."

"Hyung..."

"Hı?"

"Sanırım sana bir şeyler söylemem gerekiyor."

"Seni dinliyorum."

"Ben sana karşı bir şey hissetmiyorum. Yani daha doğrusu ne hissetmem gerektiğini bile bilmiyorum. İçimde hâlâ unutacağıma söz verdiğim Hyunjin'e olan duygularım var. Ve bu bir günde yapabileceğim bir şey değil. Önce bununla başa çıkmalıyım. O gün itiraf etmiş olsan bile ben hayatım boyunca sana karşı romantik anlamda bir sevgi beslemeyebilirim. Benimle zamanını boşa harcamamalısın hyung. Dışarıda seni isteyebilecek onlarca insan var, yani eminim vardır. Sonuçta yakışıklısın ve iyi birisin. Üstelik iyi de bir mesleğin var. Beni anlıyorsun değil mi?"

Kızılı, Kızıla Boyamak [HyunLix]Where stories live. Discover now