Bölüm 13

6.5K 345 19
                                    

 Duru Altay'ın göğsünde olmaktan mutluydu. Onun güçlü kolları arasında olmak hem güven veriyordu hem de kendini değerli hissettiriyordu. Adama belli etmeden derin bir nefes daha aldı. Öyle huzurlu hissediyordu ki bu huzurun bozulmasından korktu. Sanki aralarında boşluk varmışçasına biraz daha sokuldu. Altay kollarında ki kızın kendisine sokulmasıyla daha sıkı sarıldı. Şakaklarına hafif buseler koyuyordu. Sabah ki öfkesi biraz azalmış artık mantığını konuşturabilecek kıvama gelmişti. Bunun sebebinin kollarında ki kadın olduğunu da adı gibi biliyordu. Ne kadar öfkeli olursa olsun onun yüzüne bakmak adamın aklını başından alıyordu. 

"Güzelim" 

Altay'ın kendisine seslenmesiyle girdiği kuytundan biraz çıktı. Şimdi sevdiği kahvelerle elaları buluşmuş sanki günlerdir hiç görmemişler gibi birbirine hasretle bakıyorlardı. Beklentiyle baktı adamın harelerine.  Altay devam etti. Bir yandan da belinde olan eli kızın belini okşuyordu.

"Kahvaltıya geçmeliyiz."

Duru girdiği transtan çıktı. Adamın varlığı ile girdiği dünyasından gerçek hayatına geçiş yaptı. Hep böyleydi ama. Sanki o ve Altay yan yana olduklarında ayrı bir dünya da yaşıyorlardı. Dertler tasalar bir süreliğine mola veriyor o da adamın sinesinde huzuru yaşıyordu. Sonra gözlerini kocaman açtı. Saat kaç olmuştu. Hızla adamın kucağından kalktı. Bir yandan sandığın içine koyduğu örtüsünü başına örterken bir yandan da kendine kızıyordu. Bu saatte adama dalıp gitmenin sırası mıydı? Üstelik kendi evlerinde bile değillerdi. İnsanlara çok ayıp olmuştu. Dün de yol yorgunu diye pek vakit geçirmemişlerdi zaten. 

Karısının telaşlı hazırlanışını sırıtarak izledi. Duru hazır olduğuna emin olduğunda varlığını unuttuğu kocasıyla göz göze geldi. Adam sırıtarak onu izliyordu. Gülümsemesine kalbimi bırakabilirim diye düşündü kadın. Altay'ı çoğunlukla ciddi bir yüz ifadesiyle görüyordu. Ama kendini kaybetmedi(!) Bu gün yeterince kaybetmişti zaten. Boğazını temizleyip adama tek kaşını kaldırdı. Adam bu hareketine kahkaha attı. Nee komik mi gözükmüştü?? Oysa ki adam ilk defa kendisine bir kadının kaş kaldırmasına gülüyordu. Bu içini ısıttı. Duru'nun hala aynı şekilde kendisine bakmasıyla boğazını temizledi. Güzel bir tebessüm hala oradaydı. Ah bu kadın kendisini şimdiden yumuşatıyordu. Duru fazla dayanamadı.

"Komik bir şey mi var ? Söylersen ikimizde gülebiliriz. Zaten yeterince geç kalıp rezil olduk."

Altay karısının sözleriyle tekrar kahkaha atmamak için dudaklarını bir birine bastırdı bir kere daha boğazını temizledi. Ciddi bir yüz ifadesine bürünüp "kahvaltıya yetişelim" dedi. 

Duru adam ters bir bakış daha atıp sinirle çadırın örtüsünü kaldırıp çıktı. Adam da tebessümle arkasından çıktı. Ah evlilik güzel şeydi. 

Neyse ki kahvaltı daha yeni hazırlanmıştı.  Duru tebessümle Gül Hatun'un karşısına, Altay'ın da yanına oturdu. Gül Hatun da aynı tebessümden  kıza ikram etmişti. Gökalp, Atmaca, Barlas'ta yerlerini aldıktan sonra Ömer Bey'in "Buyurun" demesiyle kahvaltıya başlandı. Sofra boyunca beyler havadan sudan beyliklerin durumundan konuşurken Gül Hatun ve Duru'da beylikte ki işlerden kışa hazırlıktan konuştular. 

Gül Hatun "Durucuğum sana beyliğimizi gezdirmek isterim, eğer sende dilersen." dedi

Duru kadının ağzından kelimelerin zerafetle çıkmasına hayran hayran baktı. Gül Hatun o kadar güzel konuşuyordu ki insan karşısına geçip bir ömür dinleyebilirdi. Kısa bir tebessüm gönderip Altay'a baktı. Şahin Bey'le konuştuklarından beri kocası çok gergindi. Onu kızdıracak ya da endişe ettirecek bir şey yapmak istemiyordu. Altay gözlerini kapatıp açtı. Karısının ondan izin istemesi göğsünü kabartmıştı. Duru tekrardan Gül Hatun'a baktı. "Tabi ki çok isterim. "

Cesur Gelin (TAMAMLANDI)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum