Bölüm 2

9K 566 10
                                    

"Demek meşhur Mukana Beyinin oğlu Altay Bey sensin." Diyen adam kahkaha attı.

Altay, iki adamıyla birlikte dizlerinin üzerinde, karşısında ki adamın sözlerini dinliyordu. Adamın sözlerine yarım ağız gülümsedi. Bunu gören adam Altay'ın yüzüne okkalı bir yumruk geçirdi. Altay'ın iki adamı Atmaca ve Gökalp hareketlendi. Ama başlarında bekleyen ikişer adam omuzlarından bastırarak kalkmalarına izin vermedi.

Altay tuzağa düştüğünü farkındaydı. Ama tuzağa düşmekten çok kalede kimin bu tuzağa yardım ettiğini düşünüyordu.

Kaledekiler dışında kimse buraya ava geldiğini bilmiyordu. Karşısında ki bu adamsa pusuya yatmış onu beklemişti. Kılıçlarını çıkarmaya fırsat bile bulamamışlardı.

Yumruğun etkisiyle yana dönen başını tekrar karşısındaki adama çevirdi. Dudağından akan sıcak kan çenesine ulaştı.

Güral, Altay'ın yüzündeki gülümseme silindiği için memnun olmuştu. Ama onun buz gibi bakan gözleriyle karşılaşınca bir adım gerilemesi kaçınılmaz oldu.

Güral'ın Beyi İlkut Bey, Altay'ın ölmesini istiyordu. Bunun birçok sebebi olmasına rağmen en önemli neden Altay'ın Mukana Beyliğinin başına geçmesini istememesiydi. Çünkü Mukana Beyliği yaptığı akınlarla, bölgenin hakimiyetini yavaş yavaş eline alıyordu.

Güral düşüncelerden sıyrılıp belinden kılıcını çıkardı. Keskinliğini kontrol ettikten sonra kılıcı Altay Bey'in boynuna dayadı. Karşısında ki bu adamın korkmasını istiyordu. Oysa onun yerine kendisinin korktuğunu hissetti.

Boynu kılıcın önünde olan Altay'dı. Öldürecek olanda kendisiydi. Bu düşünce onun gururlanmasına neden oldu. Tekrardan öz güveni yerine geldi. Kellesini almak için kılıcını havaya kaldırdı ama kılıç gelen bir kadın sesi yüzünden boynuna inecek fırsat bulamadı. Güral hava da kılıcıyla arkasını döndü. Karnından bıçaklanmış bir kadın anlaşılmayan seslerle kendisine doğru geliyordu.

Altay gözünü bile kırpmadan Güral'a bakıyordu. Demek şehadet şerbetini burada içecekti. Boynuna dayanan kılıçla birlikte iki adamına da göz ucuyla da olsa son kez baktı. Gözlerini kapattı. Dudaklarından dökül şehadet duyduğu kadın sesiyle yarım kaldı. Gözlerini açtı. Kırmızı pelerini içinde bir kadın arkasında bıraktığı kan izleriyle Güral'a doğru yürüyordu. Altay'ın gözleri kadının gözleriyle buluştu. O ela gözlerde gördüğü pırıltıları kendisinden başka kimse fark etmemişti.

Kadın "Yardım edin" diyerek yere çöktü. Güral kılıcını indirdi. Atmaca'nın yanında ki adamlardan bir tanesini kadına bakması için baş hareketiyle gönderdi. Kendisi de kadına yaklaştı. Bu ıssız ormanda kadına ne olduğu merakını uyandırmıştı.

Görevlendirdiği adam "Kadın, neyin var? Nasıl yaralandın?" diyerek kadının yanına çöktü. Kadının yarasına bakmaya çalışırken kadın koluna sakladığı hançerini eline alarak adamın boğazını tek hamlede kesti. Şimdi kadının gözünde ki o pırıltıları herkes fark etmişti.

Cesur Gelin (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now