Bölüm 6

8.2K 558 11
                                    

Olumlu ve ya olumsuz görüşlerinizi benle paylaşırsanız çok mutlu olurum. Beğenenler vote atarsa daha mutlu olurum sayımızı bilelim 🐣 Yüreğinize dokunabilmek kalbinizde ki heyecan olabilmek temennisiyle keyifli okumalar.

🏹🏹

Evlilik neydi? Tanımadığın bir insanla hayatını birleştirmek miydi? Yoksa onu her şeyiyle tanımak mıydı? Kimin daha iyi olduğunu kanıtlamaya çalışan bir yarış mıydı? Yoksa anlaşılmaz dünya da fedakarlıklarla birbirine basamak olup yükseltmek miydi eşini? Şu hayattan kaçmak istediğinde sığınacak limanın, sorunlarla başa çıkmadığında arkanda ki gizli kuvvet ve en önemlisi sevgiyi yaşamak mıydı iliklerine kadar? Herkes herkesle evlenirdi de, herkes herkese eş olamazdı. Önemli olan ömrünü birleştirmek değildi elbette. Önemli olan ömrüne yoldaş bulabilmekteydi.

Duru'nun duyduğu kelimeler aklında bir yer edinemedi. Belki de hiç beklemediğindendi. Ya da hiç düşünmediğinden. 'Bugün evleniyorsunuz' kelimeleri yavaş yavaş zihninde anlamlarını kazanırken yüzündeki ifade anlamsızlıktan şaşkınlığa döndü. 

Olanlardan bir şey anlamayan Altay ve Duru, Şahin Bey'in suratına boş boş bakıyorlardı. Sözlerini açıklık getirmek isteyen Şahin Bey boğazını temizleyip devam etti.

Oğluna bakıp "Altay" ve kıza baktı "Duru kızım bugün evleniyorsunuz."

Duru yanlış duymadığına emin olduktan sonra bedenin saran öfke kıvılcımlarıyla hışımla ayağa kalktı. Ne söyleyeceğini ya da ne diyeceğini bilemiyordu. Babasını kurtarsın diye geldiği bu yerde hiç tanımadığı bir adamla evlenmesini istiyorlardı. 

Altay duyduklarının şokunu atlatmaya çalıştı. Babasının hiçbir zaman fevri davranmayacağını biliyordu. Lakin bu söyledikleri çok anlamsızdı. Bu kızla evlenmek zorunda olmasını hiç bir şekilde kendisine açıklayamıyordu. Aklına gelen bin bir türlü fikrin hepsini sırayla eliyordu. Hiç tanımadığı bu başına buyruk kızla evlenemezdi. Evet bir gün evlenmesi gerektiğini biliyordu lakin sinirle kalkmasına bakılırsa kendisini istemeyen bu kızla değildi.

Duru sinirli bir şekilde

"Siz ne dediğinizi farkında mısınız Şahin Bey?! Ben buraya babamı kurtarın diye bir mektup getirdim. Sizse hiç tanımadığım bir adamla benden evlenmemi istiyorsunuz. Üstelik beyliğim ölümle cebelleşirken!"

Şahin Bey normal şartlarda kendisine böyle davranan birine haddini bildirirdi lakin kızın durumunu anlıyordu. O yüzden tepkisini görmezden gelmeyi tercih etti. Üstelik kızın böyle konuşmasından babasının ona hiçbir şey söylemediğini anladı. Sakin ama otoriter bir ses tonuyla  "Otur kızım." deyip elinde ki mektubu kıza uzattı.

Duru bir Şahin Bey'e bir de kendisi kadar şok olmuş Altay'a baktı. Derin bir nefes alıp kalktığı yere oturdu. Ruhu yorulmuştu. Evet bedeni de yorgundu lakin ruh yorgunluğu başka bir şeydi. Dün geceden beri sürekli değişmek zorunda kalan ruh hali kızı çıldırmaya yaklaştırıyordu. Bir gün de daha başıma ne gelebilir ki dedikçe kendini içinden çıkamadığı başka bir olayın merkezinde buluyordu. Uyanıp her şeyin bir rüya olmasını ne çok isterdi. Adamın uzattığı mektubu alıp babasının eğik el yazısını kıvılcım saçan ela gözleriyle okumaya başladı.

"Mukana Bey'i Şahin Bey'e

Kalem ve beyliğim kızıma takmış olan Bizans komutanı Leo tarafından saldırıya uğradı. Maalesef onu durduracak sayıda ne askerim ne de gücüm var. Muhtemelen sen bu mektubu okurken ben çoktan şehadet şerbetini içmiş olacağım. Temennim kızımın sağ salim bir şekilde bu mektubu sana ulaştırmasıdır. Alçak Leo kızımı almadan durmayacaktır. Tek çare onu koruyacak bir eşi olmasıdır. Yıllar önce ki borcuna karşılık onu güvendiğin ve her zaman koruyacak olan biriyle hemen evlendirmendir. Kızımın güvenliği her şeyden önemli. Ne kadar itiraz etse de babasının canı pahasına kendisini koruduğunu, bu mektubu okuduktan sonra anlayacak ve itiraz etmeyecektir. Seni koruyamadığım için özür dilerim kızım. Önce Allah'a sonra eşine emanetsin.

Cesur Gelin (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin