SELİN
Yukarıya çıktım az önceki rezilliğim nedeniyle. Ya birine söylerse? Rezil oldum gerçekten rezil oldum. Ben böyle düşüncelere dalmışken Buse ve Hande girdi içeriye. Açıklama gereği duyarak
Ben: Ne yapacağım şimdi? Rezil oldum, rezil oldum.
Buse: Tamam Selin bir şey olmaz herhalde.
Ben: Ya anlatırsa birine?
Dedim bu düşünceyi kafamdan atmak istercesine.
Hande: Saçmalama kime niye anlatsın?
Ben: Rezilliğimi,çirkinliğimi ... Ne yapacağım ben şimdi ya?
Buse: Gerçekten sorun olmaz bence. Takma bu kadar.
Kapı hafif aralık olduğu için gölge görmüştüm sonra o aralıktan Deniz girdi içeriye. Bizi dinlediğine inanmak istemediğim için bunu pek önemsemedim.
Okula gitmeyecektim. Gerçekten gitmeyecektim. En azından bir günlük rezilliğimi geciktirebilirdim. Ama Hande ve Buse beni ben ne yapsam da zorla hatta sürükleye sürükleye okula götürdüler. Okulun önüne gelince okula baktım. Umarım bu okuldan kalp kırıklığıyla geri dömezdim. Derin bir nefes alıp kızlardan önce içeriye girdim. İçeriye girince sınıftaki en yakın arkadaşım Cemre benim bu tedirgin halimi görünce yanıma gelip
Cemre: Bir şey mi oldu Selin? Kötü görünüyorsun.
Ben: Cemre sonra anlatırım. Ege sınıfta mı onu söyle sen bana.
Cemre Anlam veremedi ama evet manasında kafasını salladı ben de Cemre'yi sonra hallederim diye içimden geçirdim ve sınıfa ilerledim. Sınıfa girer girmez arka sırada oturan Ege'nin yanına gittim. Ege beni birkaç saniyeliğine süzüp
Ege: Kıyafet değişimi yapmışsın. Ne yalan söyleyeyim ilki daha hoştu.
Ben: Bak Ege kimseye söyelemezsin değil mi ?
Ege: (Anamsız bir şekilde bana bakarak) Neyi? , dedi.
Çok sevindim bilmezlikten geliyordu. Ben bunu anladım ve çok üzerinde durmak istemediğim için teşekkür edip ayağa kalktım. Ege yine anlamsızca bana bakmıştı. Ben bakışlarına anlama veremediğim için sırama geçtim. Saatler ilerliyor ve ben hiç Ege'ye bakamıyordum utancımdan. 5. Derse kadar her teneffüste kızların yanına koştum. Onlar benim umut kaynağımdı. Eren'in acısını atlatmamda en büyük destekçilerimdi onlar. Ders boş olduğu için yeni olduğundan Ege'nin etrafı sarılmıştı onu tanımaları için. Ben yanına gidemedim. Bu yüzden kafamı sıraya koyup dersin bitmesini bekliyordum.
Ege: Arkadaşlar bugün başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum size.
Bu açıklamayı sesli bir şekilde söylediği için kafamı koydum yerden kaldırdım. O an sabahki halimi anlatacağını anlamıştım. Kafamı hayır anlamında salladım onun gözlerinin içine bakarak. Gözlerinde gördüğüm tek şey eğlence arayışıydı. Bu yüzden beni pek umursamadı ve devam etti.
Ege: Bugün erken uyandım. Hazır erken uyanmışken gelip yeni okulumun etrafını gezmek istedim. Gezerken biraz acıktığımı hissettim. Ve yemekhane yazan bir binanın içine girdim.
Onun gözlerine deli gibi baktım. Söylemesini istemiyordum. Çünkü bizim sınıf çok dalga geçerdi benimle. Ege sanki ben yokmuşum gibi davranıyordu.
Ege: Ve karşımda iğrenç pijamalarıyla saçları karmakarışık ve makyajsız haliyle canavara benzeyen biri duruyordu. Tanıyamadım. Biraz dikkatli bakınca ..
Gözlerim dolmuştu tırnaklarımı avcumun icine batırdım sakinleşmek için.
Ege: Meğerse karşımdaki Selin'miş.
