29. Bölüm

45 3 0
                                    

DENİZ

Bara gitmeyi reddetmiştim. Burak ve Yiğit ise benimle yakılacaklarını söylediler. Hande'nin mesajından sonra kararım falan değişmemişti. Gitmeyecektim zaten. Yiğit'i aramıştı. Bende hoparlöre aldırttığım için Hande'nin söylediği her şeyi duymuştum. Sesi kötüydü. Ağladığı belliydi ama bu böyle devam etmezdi ağzını bir kere tutmayı öğrenmeli. Arabayı köşeye çektik ve inip dışarıda oturduk.
"Sen şimdi Hande'yi seviyor musun?"
Göz ucuyla ona baktım.
"Bu kadar sinirlenmesinin nedeni o zaten. Ona aşık."
"Zaten sinirliyim saçma sapan konuşmayın."
"Utanma Deniz sevebilirsin"
"Tamam siz anlamazsınız yada belki aşık olursunuz."
"Yani aşık olduğunu kabul ettin." Yiğit tuzağa düşürmüş gibi konuşunca.
"Aşık demeyelim."
"Kör kütük aşık da diyebiliriz."
Bu defa Burak konuşmuştu. sonra devam etmişti.
"Şimdi sen ne yapacaksın?" Ne demeye çalıştığını anlamıştım. Yuttayken de araştırma yapıyordum şimdi de aynısını yapacaktım.
"Aynı şeyler Burak. Yok edeceğim hayatları araştırıyorum. Çoğu zaman uykusuz bir kaldığım oluyor. Aklımın dolu olması lazım. Her an amcama yakalanabilme düşüncesi beni deliye çevirir yoksa.
"Ben de varım bu işte. Yanlış olsun doğru olsun siz varsanız bende varım."
Burak'ın güven dolu sesi benim gerçekten yalnız olmadığımın bir kanıtı dahaydı.

Bensiz olacaksın bundan sonraki hayatında. Alışsan iyi edersin.

Bir anlık içime doğan istekle Hande'ye yazmıştım bu mesajı. Cevap verip vermemesi umrumda bile değildi. Bu hareketi değildi beni sinirlendiren bu hareketlerin devem etme olasılığıydı.

Ne dersen de ne yaparsan yap elde edebileceğin en iyi şey beni sessiz bırakman. Ama içimdeki sesleri susturabilecek bir güç ben de yokken sende hiç olmaz.

Acı çekiyordu. Az önce Yiğit'le konuşmasından anlaşılacağı üzere o tepedeydi yine. Oraya ağlamak için gidiyoru ve bu gün akıttığı tüm gözyaşının sebebi bendim. Bunu istemediğim için mesajına cevap verdim.

Daha fazla ağlama. Artık her şey geride kaldı.

Belkide şu an daha fazla ağlatıyordum onu. Ama olmadı işte. Ben ve o olmadı.

Geride değil yanı başımda kalmasını isterdim. Bitirmeyi düşünüp duruyordun zaten. Bitti demek kadar kolay bir şeyde yok. Ama ben uğraşacağım Deniz. Kendine iyi bak.

İnadı tutunca tutuyordu. Umursamadım çünkü onun gibi bencil bir insan rahatlıkla unutabilirdi.
Biraz daha takılıp Yiğit ve Burak ile takıldım. Sonra onlar dayanamayacaklarını geceye akacaklarını söylediler. Ben ise amcamın üzerine kalan cinayetin haberlerini keyifle bulup okuyacak ve izleyecektim. Gözaltına alınmış ama birkaç saat sonra serbest bırakılmış. Paranın konuştuğu bir dünyadayken beklememeliydim zaten. sıradaki itin hayatını araştırmaya başlayacaktım. Arabayı ben aldım onlar gelir bir şekilde. Arabayla Yiğit'in evine gittim. Aslında yurda alışmıştım. Böyle bitmemeliydi. Eve girip araştırmaya başladım. Ama amcamın beni araştırmaya başladığından emindim. Tüm haberleri açtım. dava gizliydi. Kimse ne olduğunu anlamadan kapanacaktı ama onu korkutmak bile büyük zevk. Baran'ın açıklaması vardı. Onu okuduğumda her şeyin yeni başladığını anladım. "Babam yapmaz böyle çocukça şeyleri. Ama bunu yapanla karşılaşmayı çok isterim. Kork benden küçük."
Saçma sapan açıklamaydı işte. Cidden korkacağımı mı sanmıştı? İçim birden tedirgin oldu. Hande'ye zarar verirse.? Belki fazla zekidir ama benim intikamımla yarışamaz dahi. Çocukça şeylermiş. Sinirden kudurduğundan eminim. İkinci isim ise Vedat TOPRAK'tı. Sıra ondaydı. Ama bu ilki kadar kolay olmayacaktı. Bu piç ise küçük kızları kaçırıp satıyormuş. Bunlar insan değil. Ölmeleri şart. Para uğruna kendini bile satar böyleleri. Biraz daha araştırdım. Saat gece 03:20 olunca bıraktım. Yiğit ve Burak'ın gelip gelmeyeceğini bilmiyordum ama uykum geldiği için kendimi koltuğa attım ve gözlerimin uykuya yenik düşmesine izin verdim.

UMUDUN ADIYDIK BİZWhere stories live. Discover now