8. Bölüm

168 19 2
                                    

Aradan bir gün daha geçmişti. Bugün yurttan hiç çıkmamıştım. Bir şey fark etmiştim bu aralar. Yurdun yemekleri çok iğrençti. Onlara da el atmıştım dünden beri. Kızlar yemeklerin güzelliğinden bahsettikçe seviniyordum. Yine Hande'nin yatağına geçip uzandım. Birazdan okuldan çıkacaklardı kızlar. Yiğit gitmemişti okula bugün. Dün eğlenceyi biraz fazla kaçırmış çok yorgunmuş gidememiş. Bu çocuktan adam olmaz. Belki kızlar hayır deseydi adam olurdu. Ama karşı konulacak gibi değil piç. Birden kapı açıldı.

Hande: Tamam Selin.

Selin: Onda bir şeyler var diyorum size. Yiğit'in olmaması bende büyük bir eksiklik hissetirdi.

Buse: Yok ya yakışıklılığının eksikliğidir.

Selin: Öyle değil. Çok daha farklı bir şey bu.

Hande: Düşünme artık şunu Selin. Çocuğun her hareketinden belliki pek tekin değil.

Selin: Ne düşüneyim o zaman?

Buse: İki gündür yemeklerin harika olduğunu.

Selin: Evet ya Deniz senin bu işte...

Kafamı evet anlamında salladım. Ben yapmıştım sonuçta. Bugün yemekte onlara sürprizim vardı. Burger King'den yurttaki kişi sayısı kadar hamburger istetmiştim. Bugün yemeğe ben de inmiştim. Onların yüzündeki mutluluğu görmek için.

Buse: Deniz buradayız.

Yaptı el sallayarak. Buse'nin bu hareketine göz devirmemek için çok zor tuttum kendimi. Sonra ise gidip yanlarına oturdum.

Selin: Burada ne arıyordu acaba?

Dedi Yiğit'i düşünerek. Selin' e baktım. Onu düşünürken çok durgundu. Farklı bakıyordu. Telefonumu cebimden çıkarıp Yiğit'e mesaj attım. " Yiğit lütfen bunu Selin' e yapma." Selin'i kaybettiğimi anlayarak yazmıştım bu satırları. Çünkü Selin artık Yiğit'in oyuncağıydı.

"Beni özlemiş değil mi? Acaba neden gelmediğimi bilseydi ne düşünürdü? "

"Yiğit yaptığın adamlığa sığmaz."

"Tamam Deniz bence konuşmayı sürdürmeyelim."

"Bence de Yigit."

Yigitle yazışmamı bitirince kızların bana garip garip baktığını anladım.

Buse: Bir şey mi oldu yüzün düştü?

Kafamı hayır anlamında salladım.

Selin: Arka bahçede yürüyeceğiz biraz istersen sen de gel.

Kafamı bu defa olumlu bir şekilde salladım ve dışarıya çıktım. Arka bahçeye gidince yine yüzümü buruşturdum. Elimde değildi küçümsüyordum. Ben fakirlik nedir bilmeden büyüdüm. İstediğim her şey benim oldu. Ama şimdi buralara düşmüştüm. Gezerken Selin birden

Selin: Hadi fotoğraf çekelim.

Buse: Hadi.

Hande: Off kızlar.

Selin: Hadi Deniz sen de.

Birçok fotoğraf çektik kameraya bakınca ne kadar çirkin olduğumu anladım bu ben değildim. Onlara yalan söylediğim için gerçekten üzülüyordum ama saklamam tek yolduydu. Bu yaşadığım şeyler buna mecbur etti beni. Bir sürü fotoğraf çektik onlarla gerçekten eğlendiğimi hissettim. Gün böyle sonlanırken Hande'yi uyandırmak istedim ama onu rahatsız etmek istemediğim için. Kendimi yatmaya zorladım. Kendimi uykuya ne zaman teslim ettiğimi hatırlamıyorum dahi.

UMUDUN ADIYDIK BİZWhere stories live. Discover now