30. BÖLÜM

12 1 0
                                    

HANDE

Gözlerimi kapatıp bu kabustan uyanmayı bekledim. Artık karşı koyacak gücüm bile kalmamıştı. Üzerimdeki ağırlık gidince ve kulağıma Deniz'in kahkaha sesi gelince gözlerimi açtım. Kafasını elinin üzerine koymuş elinide yastığa dayamış gülerek bana bakan deniz ile karşılaştım. Kaşlarımı çatınca bir hamlede elini belime attı ve beni kendine çekti. Kafamı göğsüne iyice yerleştirdi. Ben şokta olduğum için tepki veremedim. Saçlarıma uzun bir öpücük bıraktıktan sonra
"Korkma sadece içimdeki Öfkeyi boşalttım o kadar. Ağlama artık. Ben olsanda cezan. Yinede bana muhtaçsınız sen. Bensiz olamazsın. Sen benimsin Hande. Yalnızca bana ait olansın."
Kulağıma dolan ses ile kendimi tutamadım ve kafamı kaldırıp ona baktım. Aptal. İntikam almış salak. Hala sırıtıyordu. Yan taraftaki Boşta kalan yastığı alıp birden kucağına çıktım ve yastığı yüzüne bastırdım.
"Seni hayvan. Seni gerizekalı. Böyle mi öfke boşaltılır? Salak!"
Birazcık debelendi yastıktan kurtulmak için ama ben devam ettim bastırmaya
"Ya kendine hakim olamasaydın. Ya tutamasaydın kendini" deniz debelenmeyi bırakmış kollarını bırakmıştı. Yastığı hızla çekip eğildim ona doğru
"Deniz? Deniz?! " Nefes alıp almadığını anlamak için tam elimi burnuna götürecektim ki beni birden altına aldı.
"Beni kaybetmekten deli gibi korkarken bu cesaret niye? "
Aptal şey. Salak birde bu özgüvenin bu kadar yakışması insanı dahada deli ediyor.
"Sendeki cesarete ne demeli? Deniiiz kendini kaybettin sandım. Ya gerçekten kaybetseydin ?"
"Kaybetmedim."
"Ya kaybetseydin?"
"Hande kaybetmedim. Zorlama."
"Birde haklıymış gibi durma bari. Deniz bittik sandım. Yok olduğumuzu düşündüm."
"Tamam geçti. Ben yanındayım."
"Sen yanımdayken acı seviyem artıyor Deniz."
"Acı insanı güçlendirir."
"Ölümsüz olmak istemiyorum." Gözlerimin içine baktıktan sonra
"baya korkutmuşum seni anlaşılan."
"Yatmak istiyorum." Dedim ve ayağa kalktım. Ama sadece sütyen ve birde fermuarı açık olan pantolon ile karşısında olduğum için ne yapacağımı bilemedim. Kafamı yere eğdiğimde eliyle kazağını çıkardı. Ben gözlerimi büyütüp kafamı dahada eğdim ki
"Al bunu giy!"
Üzerime fırlatmıştı. Bu çocuk dengesizin teki. Birde çirkin bir kız şeklinde görünmesi insanın iyice midesini bulandırıyordu.
"Giymeyeceğim."
Dedim ve etrafıma bakındım. Burası Ege'nin odasıydı büyük ihtimalle. Büyük bir elbise dolabı vardı. Oraya yaklaşıp Deniz'e döndüm hafif bir şekilde.
"İstemez. Ben Egeninkilerden yetinirim." Dedim ve bana fırlattığı kazağı ona geri fırlattım. Fırlatırken gözüm sütyenime kaydı. MOR! Dahada utanmıştım. Az önce hiç fark etmemiştim bile. İnanamıyorum ya. Dahada utanmıştım.
"Kırmızı ve mor uyumundan nefret ederim. Ama sende bir güzel durdu sanki." hem konuşup hemde yataktan kalkıp yanıma geldi fırlattığım kazağı eline alıp.
"O dolabı açarsan. Bak dikkat ettiysen başka bir şey giyersen değil açarsan pişman olursun. "
Ya salak bu ya. Deli ediyor insanı. Tehdit ederken bile bir ayrı havalı. Of ne düşünüyorum ben. Ona bakmadan elindekini alıp üstüme çektim.
"Biliyor musun? Mutsuzken bile zorla mutlu olabilecek bir insansın."
"Şimdi olduğum gibi mi?"
Kaşlarımı çatarak baktım ona. Belki mutlu değildi yanımda diye düşünüyordum bazen ama bu çok kırıcı oldu. Belli etmeyecektim.Ne olursa olsun karşımdaki çocuk benim denizimdi. Benim yalnızlığım benim mutluluğum. Benim rengimdi. Çünkü o yalnızca benimdi.
Aklıma bir anda gelen lakap ile seslendim ona.
"Sen benimsin Külkedisi." Yüzü bir anlığına öyle kaldı sonra ise yüzünde bir gülümseme oluştu.
"Güzel lakap. Saatler onikiyi gösterince herşey bitmez umarım."
"Deniz olumsuz düşünme gibi bir hobin mi var?"
"Hande birkaç gün sonra yine gideceğim."
Yine hayal kırıklığı yine yıkım. Yatağın köşesine oturup derin bir nefes aldım. Her an denizin ölüm zilleri çalabilirken Deniz ölüme yürümeyi alışkanlık haline getirmişti.
"Yurttan izin aldın mı benim için de?"
Bana baktı. Yanıma gelip sarıldı. Alnımdan öptü.
"Az önce biraz abarttım. Ben seninleyken huzur doluyum Hande. Seninleyken ben benim. "
Bu sözleri o kadar iyi geldi ki bana. Bir an bir hiç olduğumu düşünmüştüm. Çünkü onun için bir hiç olmam her şey için bir hiç olmam demek. Onu seviyorum ben. Tüm dengesizliğini tüm hayvanlığını.
Kollarımı boynuna doladım. Gözlerimden neden oluştuğunu bilmediğim damlalar süzülürken kokusunu hissetmeye çalıştım.
"Ağlama" anlamıştı hemen oysa çok sessiz ağlıyordum. Hiç fark ettirmiyordum. Kafamı omuzuna bastırdım.
"sana bir şey olmasından çok korkuyorum."
Beni saran kolları dahada sıkı sardı.
"Bana bir şey olması an meselesi. Yani olmazsa olmazımız Hande. Ama sana bir şey olursa saçının telini dahi incitirlerse bu defa ne yaparım ben de bilmiyorum. "
Yanağına bir öğücük kondurdum ve sıkıca sarıldım tekrar. Beni bırakmayacak biliyorum hiçbir zaman korkum olmayacak bu yüzden.
"Deniz. İkimizden biri hata yaparsa nedenini sormadan yargılamayalım birbirimizi. "
"Söz veremem. Ama denerim. " Bana bakıp sırıttı.
"Neyse hadi uzanalım biraz yorgunum"
"Sen uzan Deniz. Ben odada uzanırım."
"Yapma kızım ya. Bir trip attın yeter işte."
"Hayır trip değil Deniz istemiyorum seninle uyumayı. Hele bu gün hiç."
"Peki ben yatıcam. Beni rahatsız edersen... Ozaman düşünürüm."
Böyle bir tehditte bulunduysa kesin rahatsız etmem için bir şey yapar o. Yani yine onun dediğini kabul edecektim mecburen.
"Off çok gıcıksın. Zorla güzellik olursa eğer..."
"Off tamam Hande sonra şimdi sadece uyumak istiyorum." Sözümü kesmesi ve yüzünü bu denli ekşitmesi moralimi borsada ses çıkarmadım. Olumlu yönden bakalım beni sarılarak yatmak için tehdit etti beni. Ama yani öylede yumuşamayacağım ona. Az önceki hayvanlığı beni cidden çok korkuttu. Yine onun dediği gibi olacaktı.

UMUDUN ADIYDIK BİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin