28.Bölüm

34 4 0
                                    

Yiğit Ege

Kasım ayına girmiştik. Soğuk iyice belli etmeye başlamıştı kendini. Deniz'le uzun zamandır görüşmüyordum ve kardeşimi çok özlemiştim. Hande'yle tartışmalı olsada konuşmamız devam ediyordu. Selin'le ise aram idare ederdi. Yani artık iyi olmaya bile başlamıştık. Gerçekten çok kıskanç bir kız. Bu benim işime çok geliyordu. Kıskanınca göz rengi daha bir koyulaşıyordu. Ve onu daha çok istiyordum. Burak'la konuşurken dikkatliydim artık. Burak benim kadar olmasada kurnaz bir çocuktur. Ve bize bir süprizi olduğunu söylüyordu bu aralar. Pazartesi günüydü bu gün. Bende dünki kızdan kalan yorgunluğumu düşünmeden okulun yolunu tuttum. Hande'yle kaçamak bakışlar atıyorduk birbirimize ve bu beni çok sevindiriyordu. Cidden Deniz'e çok yakışıyordu. Deniz hastayken yatmayıp Deniz'e baktığı gün tam anlamıyla kabul ettim onu. Deniz'e değer veriyordu çünkü. Deniz bu hareketi karşısında Hande'ye ciddi anlamda çok bağlandı. Ona başından beri değer veriyordu ama bence artık kolay kolay bırakamaz Hande'yi. Birbirlerine uyumlu bulduğum istisna çiftlerdendi onlar. Okula yaklaşınca arabamı bir yere park ettim ve okula yürüdüm. Geçen arabayla gitmem biraz sorun olmuş herhalde bende pek umursamadım. Okula yaklaşınca
"Şu yeni çocuğu gördünüz mü çok yakışıklı?" Bir kız diğer kızlara söylemişti bunu. Hey ben uzun zamandır burdaydım! "Evet kayıt yapmış artık bizim okuldaymış." İyice meraklandım. Okula girip sınıfa girdim. Çantamı bırakıp çıkacaktım sınıftan. Ama sınıfa girince
" Hoşgeldin. Ben Bursa'ya yeni geldim. Arkadaşlarım yurt dışında onları çok özledim umarım aratmazsınız onları."
Burak!! Ne işi vardı onun burda? Resmen iğneleyici bir şekilde konuştu. Soy adıma pek dikkat etmememişti kimse. Çünkü devlet okuluna gelen biri çokta zengin değildir. Belli etmemek için.
"Yurt dışındaki arkadaşlarına çok güvendiğin belli ama inan bizede güvenmelisin"
Sınıf bize anlamsız bakarken biri bir şey çakmasın diye resmen telaşlanmıştım. "istersen okulu göstereyim" dediğimde "gezecek çok yer var eski okulum baya küçüktü" bu nasıl aşağılamadır. Şimdi ise devlet lisesinde ne işiniz var der gibiydi ses tonu. "Tamam işte hadi gel "
"Madem ısrar ettin " ayağa kalkıp dışarıya çıktı. Bu okula kayıt yaptırmamıştır herhalde. Evet hiçbir şey saklamazdık birbirimizden ama ilk defa Deniz'in intikamını sakladık. Bu işe bulaşmasın diye.
"Ege bir şeyler karıştırıyorsunuz. Anlatacak mısın onuda mı ben bulayım?"
"Deniz'in anlatması lazım. Sen nasıl bulduğunu anlat önce"
"Lan bir şey karıştırdığınız kesindi"
"Nasıl anladın?"
"Lan açtırma ağzımı Amerika'ya gideceksin ve ben arayınca kızlardan bahsetmeyeceksin. En önemlisi ise arayınca arkadan Türkçe konuşan sesi çok fazlaydı yani böyle şüphelendim işte. İlk şüphelenmeye gelince arabamda kan lekesi vardı. " gözlerim Büyüdü resmen. Fark etmesi lazımdı Deniz'in. Bu büyük bir hata.
"Diğerlerine söyledin mi?"
"Hayır sadece sizsiz yapamadığımı söyledim."
"Lan sen varya"
"Sus lan. Benden sakladınız ya artık helal olsun."
o sıra Selin'ler gelmişti.
"Hande mi o?" Dediğinde Hande'de ağzı açık Burak'a bakıyordu. Göz kaş işareti yaptım belli etmesin diye. Sonra Burak'a bakıp
"Lan bizi yan yana görmesinler. Dikkat çeker ben sana mesaj atarım."
"Tamam görüşürüz ben yeni okulumu gezeyim. Malum çok büyük." Uzaklaşırken söylüyordu bunu. Telefonumu çıkarıp mesaj yerini açtım. Hande'ye mesaj atacaktım.

"Bugün bir buluşma ayarla her zamanki yerde konuşuruz."

"Bayılmazsam yaparım."

Tebessüm ettim. Sonra aklıma birden Şimdi olmasının en mantıklı olduğu geldi. Çünkü uzun süre bilirdi konuşma. Tekrar Hande'ye mesaj attım.

"O halde git Deniz'i al."

Ani karar değişimime tepki göstereceğini biliyordum. Ama mantıklı geldi.

"Şimdi mi?"

"Evet Hande. Gidip Deniz'i al ve senin tepeye gel."

"Kızlara ne söyleyeceğim?"

UMUDUN ADIYDIK BİZOù les histoires vivent. Découvrez maintenant