26.Bölüm

85 10 6
                                    

6 yıl önce
DENİZ

Mardin her zamanki gibiydi. Kalabalık, karışık ama her şeyine rağmen huzurlu. 12 yaşındayım. Annemi geçen ay kaybettim. Nedeni mi? Doktorlar çok üzüldüğü için kanser olduğunu söyledi. Benim annem hep gülerdi. Benim annem gülmeyi severdi. Ama akşamları hep ağlıyormuş babam babaannemle konuşurken kulak misafiri olmuştum. Niye ağlıyordu ki annem bir sıkıntımız yoktu çünkü. Gayet mutluyduk biz. Hastahanede haberi alan ilk kişiler arasındaydım. Hatta haberi almadım annemin hayatta olduğunu belli eden inişili çıkışlı çizginin dümdüz olduğunu gördüm. O anki ses hala kulağımda hemşirelerin koşuşları doktorun çabası gözümün önünden gitmiyor. Hele bir
de annemin bana o son tebessümü yok mu? "Oğlum" diye seslenişi hala kulaklarımda. Veda eder gibi söylemişti sanki ama o zaman anlamamıştım. Düşündüğüm tek şey onun iyi olmasıydı. Onu kaybedeceğimi hiç düşünmemiştim. "Hastayı kaybettik"cümlesini söyleyen o doktoru öldürmek istemiştim ama yanımda oturan Derya'nın sessiz hıçkırıkları beni kitlemişti. Üç yaş vardı aramızda. Benim her şeyimdi o. Çok iyi anlaşırdık çünkü öyle öğretmişti annem bize. Babam hep çalışırdı. Akşamları geç gelmezdi eve ama yinede daha fazla görmek istiyorum onu. Derya daha bağımlıydı babama ben ise anneme annemin olmadığını duyunca yatmazmışım küçükken. Peki şimdi onsuz ne yapacağım ben? Derya'ya daha da yaklaşıp ona sarıldım. Gözümden düşen gözyaşlarımı saklamadım annem içindi onlar annemi uğurlayan gözyaşlarımdı. Derya'nın hıçkırık sesi daha da artıyordu. Sıkıca bana sarıldı elbisemi topladı avucunda
"Bir..bir daha gör...görmeyecek miyim o..nu?"
Gözlerimi kapattım. Kokusunu içime çektim. Annemden bana kalan şeydi o.
"Şiişşşş üzülme. Yalnız değildi. Bizimleydi son nefesinde."
"A...bi ben..ben annemi öz..ledim."
O an hiçbir şey söyleyememiştim. Öylece sarılmıştık birbirimize. Şimdi ise farklıydı her şey. Eksik....
Amcam bana hiçbir zaman doyasıya sarılıp öpmemişti. Soğukluğuna verirdim hep. Ama annemden sonra benden kaçıyordu resmen. Ben ona bir şey yapmadım ki. Ben amcamı hep sevdim o beni sevmese de sevdim. Evet gizlice intikamımı alırdım. Nasıl mı? O uyuyunca gider öperdim onu.
Bu aralar geniş ailemde sıkıntılar vardı bana soğuk davranıyordu herkes. Amcam,yengem,halalarım. Hepsi sanki suç işlemişim gibi bakıyordu bana. Yanımda olan babam ve Derya vardı. Bir de kardeş gibi gördüğüm amcamın oğlu Baran vardı. Hastahaneye koşarak girmişti. Yanına gelip bana sarılmıştı sıkıca. "Yanındayım. Yanındayım kardeşim" diye ağlamıştı belli etmeden. Benden bir yaş küçüktü. Ama benim tek arkadaşımdı.
Şimdi odamda oturmuş olanları düşünüyorum. Kapı tıklayınca kendime geldim. Babam içeriye hafif girip.
"Gelebilir miyim?"
"Gel baba"
Dedim kendimi toplayarak. Babama aşırı saygı duyan biriydim. Buralarda hep öyledir gerçi. Yanıma gelip oturdu.
"Anneni kaybettik. Büyük bir kayıptı herkes için."
Kafamı salladım. Onu dinlediğimi belli etmek için. Benim için büyük kayıp değildi benim için anlam veremeyeceğim bir yıkımdı annemin gidişi.
"Artık büyüyorsun. Genç bir delikanlı oluyorsun. Önüne bir çok engel çıkacak. Bir çok sınavla karşılaşacaksın."
"Baba bir şey mi oldu?"
"Hayır oğlum yalnızca amcamların sana kötü davranması moralimi bozdu. Hem sen büyüdükçe daha daa artacak bu kötü davranmaları."
"Neden baba ben onlara bir şey yapmadım."
"Evet yapmadın ama unuttuğun bir şey var oğlum. Bu ailenin en büyük gencisin."
"Ne demek bu baba suç mu büyük olmak?"
"Hayır yalnızca malların sana kalma ihtimalini arttıracak büyük olman."
"Bu yüzden mi amcam bana kötü davranıp duruyor? Bu yüzden mi halamlar benden uzaklaştı? İstemiyorum baba onlarda Baran'ın almasını istiyorlarsa alabilir baba hepsi Baran'ın olsun. Sorun değil kardeşimin olsun hepsi. Ama ben ailemi geri istiyorum."
"Bu iş öyle değil oğlum. Eğer şimdi bana bir şey olursa malların yarısı direkt size devredilecek. Yarısı da Baran ve Nazlı'ya ama onların istediği size bir şeyin düşmemesi çünkü ben İstanbul'da okudum. Burdaki mallarda hakkım yokmuş."
"Bu çok saçma baba."
"Senin için bir karar aldım bende."
"Benim için ne kararını aldın baba?"
"İstanbul'a taşınıyoruz."
o sıra kapı açıldı. Derya sinirle içeriye girip
"Hiçbir yere taşınmıyoruz baba"
Asla böyle bir şey yapmazdı Derya yani kapı dinlemezdi. Bu hareketine ne ben ne kızabilir nede babam
"Duydun mu baba?"
"Abin için"
"Baba sorun değil benim için"
Diye itiraz ettim. Babamın yüzü hafif kasılmıştı. Bu ise kızmaya başladığını ifade ediyordu.
"Bakın çocuklar bu ailemizden birini daha kaybetmemek için. Zaten Deniz beye kalsa Baran'sız bir yere gitmez ama sen Derya bu kadar düşüncesiz olamazsın değil mi? Abinin burda tehlikede olduğunun farkında olmalısın."
"Baba benim ailem böyle değildi."
Derya babama karşı çıkacağını sanıyordu ama yanılıyordu. Daha dokuz yaşında küçük bir kızdı.
"Ailenin nasıl bir aile olduğunu zerre bilmiyorsun Derya. Bu yüzden özel eşyalarınızı toplayın yarın gidiyoruz."
"Baba!!"
Sesimi biraz yükseltmiştim. Çünkü babam asla yalan söylemezdi. Yani ailede saklanılan bir şey vardı. Babam bana döndü gözlerimin içine baktı. Babamı hep çok kibar bir erkek olarak bilirdim ama şu an gözleri hiç öyle söylemiyordu.
"Yarın Deniz gidiyoruz."
Kapıyı çarpıp çıktı odadan. Derya yanıma gelip sarıldı bana
"Sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim."
"Derya bana bak."
Bana baktı o korkan gözlerle. Alnına küçük bir öpücük bıraktım.
"Korkma yanında ben varım. Bana bir şey olmayacak. Senin yanındayım."
"Annemden sonra her şey bozuldu."
"Tamam hadi hazırlanalım. Odana git ve eşyalarını topla. Ama hepsini toplama babamı yumuşatacağız orda buraya geleceğiz tekrar tamam mı?"
Yanağımı ıslatarak öptü.
"Sana öyle öpme dedim"
Hep uyarıyordum ama hoşuna gidiyordu beni gıcık etmek.
"Seni seviyorum abi."
"Seni seviyorum kardeşim"
Derya gittikten sonra evden sessizce çıktım hemen yan evimizde oturuyordu amcamlar artık kapıyı bile güler yüzle açmıyorlardı bana ama umursamadım Baran'ı görmem lazımdı. Kapıyı amcam açtı.
"Gel"
İnceleyici bir ses ile konuşmasını umursamadım bile içeriye girdim. Baran'ın odası üst kattaydı. Kapısını çalıp içeriye girdim bir şeyler düşünüyordu.
"Ne düşünüyorsun lan!"
"Hiç öyle dalmışım."
"Bizim evde dalacak ne varsa? Sana bir şey söylemeye geldim"
Yüzü biraz kızarmıştı anlamamıştım. Peker umursamadım.
"Sen genelde bir şey söylemeye bu saatte gelmezsin gelsen de burda kalırsın."
"Baran bak kızacaksın ama her şeyin daha iyi olması için."
"Ne oluyor Deniz?"
"Baran biz İstanbul'a taşınıyoruz."
"Saçmalama"
Umursamazca söyledi. Gerçekten inanmamıştı. Zaten biraz Baran'ı tanıyorsam kırıp dökmeden asla rahatlamazdı. Öylece baktım ona hadi ama Baran zorlama beni. Gözlerinin etrafı kızardı
"Yapma lan görüşürüz biz"
"Babam yüzünden değil mi?"
Sesi soğuk çıkmıştı. Sanki her şeyi biliyorum ama elimden bir şey gelmiyor der gibiydi.
"Boşver Baran ben sana hoşçakal demeye geldim"
Ayağa kalktı. Onu tutamazdım biliyordum. Çünkü sinirlenince kendinde bile değildi. Elini yumruk yapıp sert bir şekilde masasına yumruk attı.
"Hoşçakal deme bana. Insan kardeşini bırakır mı böyle?"
"Büyüklere karşı ne zaman geldik Baran?"
Yanıma gelince öyle bir sarıldı ki. Sertti ama kardeş gibiydi.
"Her gün arayacağız birbirimizi. "
Kafamı olumlu anlamda salladım zaten istese de kurtulamazdı benden. Biraz sessizlikten sonra.
"Ben de burda kalmam o zaman."
Kaşlarımı çatarak baktım ona. Çünkü anlamamıştım. Bunu anlayınca anlatmaya devam etti.
"Siz de yoksunuz. Babamın Avrupa eğitimini kabul edeceğim. Yani lise bitene kadar ordayım."
"Emin misin?"
"Lan yoksun. Ne yapayım burda. Zaten haberleşiriz buraya geldiğiniz zaman büyük ihtimalle yaz olur bende rahatlıkla gelebilirim."
Bu defa ben ona sarıldım.
"Seni özleyeceğim kardeşim. "
"Ben de. Eşyalarını falan topla artık. Derya'ya kendini üzmemesini söyle."
Yavaşça aşağıya indim. Yengem hep çok iyi davranırdı bana şu an bana bakan o merhametli kadındı. Hiçbir şey anlamıyordum. Tebessüm ettiğimde hızlı adımlarla odasına yöneldi. Aşağıya indim Nazlı koşarak kucağıma atladı.
"Deniz abi."
Dedi beni öperek. Seviyordum bu kızı. Çok fenaydı yani Baran'ı bile kandırıyordu bazen bu yaşta.
"Nazlı. Ben bir yere gideceğim. Abine iyi bak olur mu?"
"Yarın yine yan yana gelirsiniz."
"Öyle değil ben uzun bir süre olmayacağım. Abini çok üzme ve ona iyi bak."
"Beni sinir ediyor ama. Hep ağlatıyor."
"Bir şey olmaz. Sonuçta çok seviyor seni. Ama sana asla unutmaman gereken bir şey söyleyeceğim. Baran kafasına her ne yerleştirmişse yapar. Bu yüzden hatalarını fark etmez. Ama sen bu hataları görüp düzeltebilirsin."
Yanağına bir öpücük bıraktım. Tam gidecekken.
"Yanında olmama izin vermez. Ama ben onun hatalarını düzeltmeye çalışacağım. "
Tebessüm edip evime ilerledim. Annemin olmadığı evime. Yarın İstanbul'a gidecektim. Annemin memleketine annemsiz gidecektim.

UMUDUN ADIYDIK BİZOnde histórias criam vida. Descubra agora