iki

12.9K 347 130
                                    

# Pinhani - Beni Al

***

Maç bittikten sonra vakit kaybetmeden televizyonu kapattım. Zar zor yendiğimiz maç hakkında yapılan yorumları dinlemek en son isteyeceğim şeydi. Trabzonspor'un lider karşısındaki performansının övülecek olacağını düşünmek bile sinir katsayımı arttırıyordu.

Kasede kalmış olan cipslerden birini ağzıma atıp telefonumu elime aldım. Önemli bir bildirim gelmemişti. Telefonumun zil sesini açtım ve zihnimi boşaltmak için yapacak bir şeyler aramaya başladım.

Telefonumda pek fazla uygulama yoktu bu yüzden yapabilecek en iyi aktivite olduğunu düşünerek Instagram hesabıma girdim. Pek fazla gönderi ya da hikaye paylaşan biri değildim. Keşfette dolaşmak daha çok ilgimi çekiyordu.

Koltukta daha çok yayılarak sosyal medyada dolaşmaya başladım. Yade ise telefonunun sesini neredeyse son ses açmış bir şekilde Youtube olduğunu
düşündüğüm mecrada videolar izliyordu.

Bu olay artık her maç sonrası bir aktivite haline dönüşmüştü. Maçlardan sonra bir saat kadar hiçbir şey yapmadan duruyorduk. Bu bizim kendimizi sakinleştirmek için yaptığımız bir şeydi. Güzel bir şekilde maç kazandığımız akşamlar marşlar ve galibiyet videoları bu olayın üstüne ekleniyordu.

Keşfette art arda gönderileri aşağı kaydırmaya başladım. Saçma sapan videolar uygulamadan soğutuyordu artık beni.

Parmaklarım otomatiğe bağlamışken gördüğüm yüzle duraksadım ve karşımdaki fotoğrafla kaşlarımı çattım.

Parmaklarım otomatiğe bağlamışken gördüğüm yüzle duraksadım ve karşımdaki fotoğrafla kaşlarımı çattım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

@abdulkadiromur10: Bir dahaki sefere daha güçlü! 💪🏻 💙

25.349 beğenme
452 yorumun tümünü gör

Fotoğraf on dakika önce paylaşılmıştı. Soyunma odasına gider gitmez fotoğraf da paylaşılmazdı ki. Yenilgiyi hazmedecek zaman bile vermemişti kendine.

Bu fotoğrafın önüme çıkmasının bana bir mesaj olduğu fikri yankılandı kafamda. Yine mantıklı olan tarafımın kapatma tuşuna basmıştım.

Gülümseyerek gönderinin yorum kısmına girdim. Yorumları okuma gereksinimi duymadan yorum yazmak için parmaklarımı klavyede haraket ettirmeye başladım. Yazdığım her harf beni rahatlatıyordu sanki.

@evrenbozması: Galatasarayla şahsi bir sorunun var herhalde, bugünkü performansın başka bir açıklaması olamaz çünkü.

×××

Başımdaki ağrıyla gözlerimi yavaşça açtım. Elimi alnıma götürerek yavaşça ovaladım. Uyuyakalmıştım. Hafifçe doğruldum ve etrafa bakmaya başladım. Uyandıktan sonra gerçekleşen beş dakikalık hayatı sorgulama evresi.

Başımın altında bir yastık vardı, üstüme ise ince pike serpilmişti. Gülümsedim, Yade iyi ki vardı.

Saate bakmak için yerde duran telefonumu elime aldım. Sabahın erken saatleriydi ve telefonuma instagramdan olduğunu gördüğüm bir sürü bildirim gelmişti. Hızlıca kilit ekranı şifremi girdim ve bildirimlere bakmaya başladım. Uyumadan önce yazdığım yoruma yüzlerce yanıt gelmişti. Bu kadar etki yaratacağını düşünmemiştim.

Ciddiye almalarını gerektirecek bir şey yazdığımı düşünmemiştim akşam. Ama şimdi baktığımda yenilginin ardından yapılan böyle bir yorumun taraftarı çıldırtmasına hak veriyordum.

Bildirimleri kaydırmaya devam ederken Abdülkadir Ömür isimli hesabı fark ettim. Gözümü ovuşturdum. Hayran hesabı mıydı yoksa resmi hesap mıydı?

Bildirime tıkladığımda direkt yoruma yönlendirildim. Gerçekten yorumuma cevap vermişti. Bu ağzımın şaşkınlıkla açılmasına sebep oldu.

+ @abdulkadiromur10: Karşımdaki rakibe değil oynadığım futbola odaklanıyorum. Hangi takım olursa olsun elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Lütfen aslı olmayan iddialar ortaya çıkarmayın. İyi günler.

Okuduğum şeyle kaşlarım çatıldı. Bu kadar umursayacağını düşünmemiştim. Her şeyi bu kadar ciddiye alıyorsa çabuk yaşlanırdı. Her kötü yoruma cevap vermek bir futbolcunun yapacağı en büyük hatalardan biri olurdu. İlk hata ise kesinlikle gece hayatıydı.

Cevap vermeden uygulamadan çıkış yaptım ve telefonun kilit ekranını kapattım. Koltukta doğrulurken baş ağrıma bir de boyun ağrımın eşlik ettiğini fark ettim. Boynumu aşağı yukarı haraket ettirdikten sonra kalktım ve koltuğun üzerini düzelttim.

Mutfağa giderek bir şeyler hazırlamaya başladım. Uyandıktan sonra bir daha uyuyabilen biri değildim. Bu yüzden kahvaltı için yiyecek bir şeyler hazırlayacaktım. Kahvaltı hazırlamanın sağlığımıza o kadar da olumsuz etki edeceğini düşünmüyordum.

Yade ile lisede tanışmış ve iyi dostlar olmuştuk. Sonrasında ise aynı üniversiteyi kazanmış ve birlikte aynı evde yaşamaya başlamıştık.

"Evren!" Yade'nin sesi tüm evi yankılatırken ben de çayı demliyordum. "Mutfaktayım!"

Saniyeler içerisinde mutfak kapısından içeri girdi ve elindeki telefonu bana doğru tuttu. "Abdülkadir Ömür sana cevap mı vermiş, yoksa ben hala uyuyor muyum?"

Sırıtarak cevap verdim. "Uyanıksın bebeğim."

Gözlerini daha da açabilecekmiş gibi büyüttü. "Ne yani shipim tuttu mu?"

"Yuh daha neler!" Sesimi yükselttim. Böyle bir şey demesini beklemiyordum. "Sen hangi ara yakıştırdın bizi?"

"Abdüş'ü gördüğüm ilk zamandan beri." Gözlerini kırpıştırdı. "Sen o'sun, o sen."

"Sen ciddisin!" Başını onay manasında salladı.

Tezgahın yanında duran havluyu ani bir haraketle ona fırlattım. Korku ile geri çekildi. "Boş konuşma."

"Ama Evren..." Cümlesini bitirmesine izin vermedim. "Boşa kendini yoruyorsun. Galatasaray haricindeki bir takımı tutan birisi ile birlikte olmayacağım."

Yanaklarını şişirirken gözlerini devirdi. Beni ciddiye almadığını biliyordum. Ama kendisi de, Galatasaray haricinde başka takımı tutan birisi ile evlenirsem maç günleri o kişiyi evden kovarım diyen birisiydi.

"Biliyorsun değil mi?"

"Neyi?"

"Bu lafları sana yedirecek biri ile karşılaşacağını." Omuz silktim.

"Bunu o zaman gelirse konuşalım." Alaycı olduğumu o da anlamış olmalı ki üstelemedi.

Dengesiz ama aynı zamanda da inatçı biriydim. Kesin cümlelerim oluyordu, sonu farklı şekilde bitse de asla vazgeçemediğim büyük sözlerim oluyordu. Sözlerim bu kadar net olmasına rağmen iş davranışa döküldüğünde kararımdan kolayca vazgeçebiliyordum.

Belki de benim imtihanım da bu düşünce tarzımdı.

Belki de benim kaderimi belirleyen şey büyük lokma ye, büyük laf söyleme sözüne asla uymamamdı.

DERBİ | Abdülkadir ÖmürWhere stories live. Discover now