üç

11.2K 339 155
                                    

# Dolu Kadehi Ters Tut & Sedef Sebüktekin - Sen ve Ben

***

@evrenbozması: birinin senin hakkında olumsuz yorum yapmasını mı bekliyorsun?

Gönderilerine yapılan yorumları okuyan birinin kendisine atılan direkt mesajlara da baktığını düşünüyordum. Ama cevap verir mi onu bilmiyordum.

Cevap vermesini istiyor muydum, cevap verince ne olacaktı? Bu soruların cevapları yoktu, sadece anlık bir hareketle mesaj atmak istemiştim.

Dakikalar sonra mesaj kutuma bir mesaj düşmüştü, tahmin ettiğim gibi.

@abdulkadiromur10: Benim hakkımda yapılan yorumları okuyup onlara göre kendimi geliştirmeye çalışıyorum.

@abdulkadiromur10: Ve attığınız yorumun olumsuz bir yorum olmadığını düşünüyorum. Maçta güzel oynadığımı üstü kapalı yazmışsınız.

Gülümsedim. Açıklama yapmaya çalışması ve kendisini takip eden kişilerin görüşlerine önem vermesi güzeldi. Ama daha genç olduğu için böyle davrandığını düşünüyordum. İlerleyen senelerde kimseyi umursamayacaktı.

Atılan mesajları tekrar okuduğumda resmi bir dille yazıldığını fark ettim. Beni Evren Turhan falan mı sanıyordu yahu?

@evrenbozması: evet haklısın, güzel bir oyun çıkardın.

@evrenbozması: sevgilin seninle gurur duymuştur izlerken.

Mesaj saniyeler için görülmüştü. Yazdığımı tekrar okurken yazdığım şeyin saçmalığını idrak ettim.

Yenge kızmasın yazsaydın bir de.

@abdulkadiromur10: Benimle gurur duyan kişi menajerim, çünkü bir sevgilim yok :)

Atılan mesajla başıma ağrı saplanmıştı. Mesajın sonuna dalga geçer gibi gülücük koymuştu. Sanki ağzından laf almaya çalışıyor gibi olmuştum.

Cevap vermeden konuşmadan çıktım. Çoktan pişmanlık hissi tüm vücudumu ele geçirmişti. Ne gerek vardı mesaj atmaya sanki?

×××

"Sınav takvimi açıklanmış!" Dosyayı telefonuma indirirken bağırdım.

"Ne!" Yade koşarak yanıma geldi. "Ben hiçbir şey bilmiyorum ki..."

"İnan benim senden hiç farkım yok."

Yade ile İstanbul Medipol Üniversitesi'nde hemşirelik okuyorduk ve ikinci sınıftık. Belki de hayatımızdaki en büyük şansımızı burda kullanmıştık: İstanbul'da, birlikte okuyarak.

Yade üniversiteyi kazandıktan sonra ailesi memlekete taşınmış ve kızlarını birnevi bize emanet etmişti.

Benim ailem ise İstanbuldaydı. Ama biz Yade ile üniversiteye yakın bir yerde onlardan ayrı evde yaşıyorduk.

Derslerimize önem veren bir ikiliydik ama sınav yaklaştıkça hiçbir şey bilmiyormuş gibi gelen bir his vardı ve sınav geçene kadar da gitmiyordu. Bu nedenle sınavın yaklaştığı haftalar epey stresli oluyorduk.

"Acil olarak eksik notları birilerinden almamız lazım." diye söylendim.

"Evet." Yade cümlesini bitirir bitirmez parmağını şıklattı. "Yaz kızım, Deniz'e."

Başımı sallayarak Deniz'e yazmak için WhatsApp'a girdim. Normalde derslerimize düzenli giren kişilerdik ama arada eksik kalan şeyleri tamamlamak için başka kişilerden yardım alıyorduk.

denizcim rahatsız ettiğim için kusura bakma, farmakoloji notların varsa atabilir misin acaba?

Mesajı attıktan sonra uygulamadan çıktım. Telefonumun ekranını kapatacakken Instagram'dan gelen bir bildirim olduğunu gördüm ve oraya girdim. Mesaj gelmişti.

Mesajlar bölümüne girdiğimde gelen mesajın Abdülkadir'den olduğunu gördüm.

@abdulkadiromur10: Eğer bir dahaki Trabzonspor maçını izlerseniz menajerimi gururlandırmak ve ailemi mutlu etmek için attığım golü görmüş olacaksınız.

@evrenbozması: üzgünüm, trabzonspor maçı izlemekten daha önemli işlerim var. zamanımı buna harcayabileceğimi düşünmüyorum.

@evrenbozması: üstelik gol atacağı kesin olmayan biri için.

Mesajları attıktan sonra telefonu bir kenara fırlattım. Bir şeyleri kanıtlamaya çalışması güzeldi, kendine güvenmesi de. Ama bana bir şeyler kanıtlamaya çalışması saçmaydı. Eğer kendini gösterecekse bunu taraftarına karşı yapmalıydı.

"Ne yazdı Deniz?"

"Daha görmedi."

"Kimle yazıştın o zaman?" Tek kaşını kaldırıp elini beline yerleştirdi.

"Önemsiz." Omuz silktim.

Konuştuğum kişiyi söylesem büyük ihtimalle beni rahat bırakmazdı ve kaba bir şekilde yazdığımı söyleyip beni azarlardı.

"İnanmış gibi yapıyorum."

Başımı aşağı yukarı salladım. Bu, bu konuyla ilgili konuşmak istemiyorum demenin sözsüz yoluydu.

Sessiz geçen bir iki dakikadan sonra telefonum titremişti. Bildirime baktığımda Denizden geldiğini gördüm. Mesaj içeriğinde ise en kısa zamanda notları atacağını söylemişti.

Sanırım üniversitede bulunabilecek en güzel şeyi bulmuştuk: Rahatça notları alabileceğiniz birisi.

×××

"Yade, yeni transfer haberleri var."

"Kimmiş?"

"Bakacağım şimdi." Transfer sezonu başlayalı iki haftayı geçse de transfer haberlerinden uzaktı Galatasaray. Bunun en büyük nedeni de ligi sallayacak futbolcular için çalışıyor olmalarıydı.

Bildirime tıklayıp sayfanın açılmasını bekledim. Saniyeler sonra ise uzun yazılar karşımdaydı. Hızla gözlerimi yazıda kaydırdığımda Ianis Hagi ismini gördüm ve yavaşça gülümsedim.

"Yade..." Kısık çıkan sesimle bana döndü. "Söyleyeceğim ama sakin ol."

Başıyla onayladı ve ben de derin nefes aldıktan sonra ağzımı açtım. "Ianis..."

Sözümü bitirmemi beklemeden oturduğu yerden heyecanla kalktı. "Gelmiş?" Sorarcasına konuştu.

"Gelmiş." Kısa bir cevapla yanıtladım ve tepki olarak büyük bir çığlık aldım. Yade oturma odasının ortasında sevinç nidaları atıyordu.

Bir futbolcudan hoşlanamazsınız diyenler daha Yade'yi görmemişlerdi. Çünkü en yakın arkadaşım çıldırmış gibiydi. Onun bu haline karşı kıkırdadım.

Birinden hoşlanmak tüm dengeni alt üst eden bir şey olmalıydı. Ve bu benim isteyeceğim en son şeydi.

Zaten psikolojik olarak çok iyi sayılmazken birinin hayatıma girmesi ile yeni denizlere yelken açma düşüncesi korkunç geliyordu.

Ama okuduğum kitaplara göre aşkın bize göre haraket ettiği söylenemezdi.

Kim bilir belki ben de ileride tüm düşüncelerimi değiştiren biri ile karşılaşırdım.

DERBİ | Abdülkadir ÖmürWhere stories live. Discover now