yirmi dört

6.6K 198 29
                                    

Ara tuşuna basıp telefonu kulağıma götürdüğümde sebepsiz bir sıcak basmıştı beni. Kuzenimle konuşurken heyecanlanmamam gerekirdi ama bazı şeylere nasıl tepki vereceğini bilemiyordum.

Açılmadığı için telefonu kapatmaya karar verdiğim sırada ahizeden telefonun açıldığını gösteren ses yükseldi.

"Efendim yavrum?"

"Naber kuzen?"

"İyiyim, sen?"

"Ben de iyiyim. Ne var ne yok?"

Berkan, İsviçre'de yaşadığı için fazla görüşememize rağmen en sevdiğim kuzenimdi. Türkiye'ye ziyarete geldiği zaman hep beraber vakit geçirirdik. Beni küçük kız kardeşi olarak görür ve her şeyden sakınırdı.

Galatasaray formalarımızı giyer maç izlerdik. Yenildiğimiz zaman ağlardım ve beni teselli eden kişi o olurdu. Bir gün Galatasaray'da oynayacağını ve o zaman hiç yenilmeyeceğimizi söylerdi.

Beş-altı yaşlarındayken koymuştu aklına Berkan iyi bir futbolcu olmayı. En büyük destekçilerinden biri de bendim. Kendini herkese kanıtlayacağına adım gibi emindim. Ama bu kadar erken olacağını ben bile tahmin etmiyordum.

"Her şey çok güzel ilerliyor. Hayal gibi... Ama ondan daha iyisi." Derin bir iç çekti. "Galatasaray'da forma giymek hayal ettiğimden bile güzel."

"Berkan İsmail Kutlu duygulandırıyorsun beni."

"Evren!" İkinci ismini kullanmazdı ve ben dalga geçerek söylediğimde hep aynı tepkiyi verirdi.

"Tamam tamam." Gülerek mırılandım. "Senden bir şey isteyeceğim."

"Halimi hatrımı sormak için arasan şaşardım zaten."

"Ya saçmalama be Berkan."

"Şaka yaptığımı bilmiyorsun sanki." Onun da gülme sesi kulaklarıma dolmuştu. "Ne istiyorsun söyle bakalım?"

"Devre arasından sonraki ilk maça iki bilet ayarlar mısın?"

"Allah Allah! Neden yapıyormuşum bunu?"

"Daha sonrasında ikimizin dürüm yemesi için..." Küçük yaşlarımızdan beri bu böyleydi. İkimiz de yemek ısmarlamaya bahane arardık.

"Tamam. Olmuş bil."

"Aslansın sen!"

"İkinci bilet kime?"

"Yade..." Sevgili kuzenim Berkan eskiden Yade'ye platonikti.

Türkiye'ye geldiği bir zaman diliminde -biz dokuncu sınıfın ikinci dönemindeyken- yanımda Yade'yi görmüş ve ilk görüşte ondan etkilenmişti. Öyle ki Yade'nin telefon numarasını vermem için günlerce bana iyilikler yaptığını hatırlıyorum.

Yaklaşık iki yıl boyunca en yakın arkadaşımdan hoşlanmıştı. Ama sevgisini söylemeyi hiçbir zaman düşünmemişti. Ben de ona uymuş ve ağzımdan tek kelime çıkarmamıştım. Zaten daha sonrasında Berkan'ın da hisleri kaybolmuştu. Yani o öyle olduğunu söylemişti.

"Galatasaray-Giresunspor maçına iki bilet. Ayarlıyorum." Normal gelen ses tonu ile rahatlamıştım.

"Canımsın canım."

"Galatasaray maçından önce Trabzonspor maçına gittiğin aklımda. Haberin olsun." Hayda!

"Öyle olması gerekti. Yoksa biliyorsun Cimbom'a canım feda."

"Evren, çok hızlı ilerlemiyor musunuz?" Ciddileşen sesi yüzüme tokat gibi çarpmıştı.

"Evet kısa bir süre oldu ama onu çok seviyorum. O da beni seviyor. Bunu hissedebiliyorum."

"Yine de bilmiyorum işte. Sana ne kadar önem verdiğimi biliyorsun. Üzülmeni istemiyorum."

"Biliyorum Berkan. Ama Abdülkadir beni üzmüyor. Aksine onunla konuştuğum her an çok mutlu oluyorum. Bana huzur veriyor."

"Öyle olsun. Annen biliyor mu?"

"Abdülkadir ile konuşmamız olduğunu biliyor ama sevgili olduğumuzu bilmiyor." Anneme böyle bir şeyi söyleyemezdim. Çekiniyordum. O yüzden biraz daha zaman geçmesini bekliyordum.

"Çok uzatma bu mevzuyu." İç sesime seslenmiş gibiydi Berkan. Ama tek sorun benim böyle bir olayı anca aylar sonra söyleyebilecek olmamdı.

"Tamam. Sonra konuşuruz bunu detaylıca."

"Tamam bücür, görüşürüz."

"Ya!" Konuşmama izin vermeden telefonu yüzüme kapattı. Boyumun kısa olması ile hep dalga geçerdi.

"Biri ile mi konuşuyorsun?" Yade aralık kapıdan başını uzatarak bana baktı. Elimle içeri girmesini işaret ettim konuşmadan önce.

"Berkanla konuşuyordum da kapattık şimdi."

"Özledim lan Berkoyu." Yade, Berkan'ı ağabeyi olarak görüyordu. Bu yüzden Berkan'ın eski hislerini bilse bundan hiç memnun olmazdı. "Unuttu artık hiç arayıp sormuyor."

"Yok be! Çok çalışıyor ondan. Kırk yılda bir konuşuyoruz bizde."

"Tamam tamam."

"Sana bir haberim var." dedim ellerimi çırparak.

"Hayırdır?"

"Galatasaray maçına gidiyoruz."

Yade birden öksürmeye başladı. "Ne!?"

"Canım kuzenim Giresunspor maçına bilet ayarlayacak."

"Allah'ım..." Ellerini yukarı kaldırdı. "Ianis ile randevuya çıkacağım. Galatasaray maçına gideceğim. Bu kadar güzel şeyler üst üste olduktan sonra kötü şeyler olmasın. Amin."

"Amin." dedim ona eşlik ederken. Mutluluğumuzun bozulmasını istemiyordum. Her şey mükemmel gidiyordu. Yaşadığımı hissediyordum.

Ama bir kaosun içinde olduğumuzu sessiz ortamda fark ettim.

Yade'nin flörtü ve eskiden kendisinden hoşlanan çocuk aynı takımda oynuyor. Hadi bakalım...

DERBİ | Abdülkadir ÖmürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin