kırk - final

5.4K 238 46
                                    

# Hilmi Yerebakan - Hopşerali

"Yan yana, yana yana bu aşk ile sonsuza!" Yakından duyduğum bu sözler üzerine tüylerim diken diken olmuştu.

Biri bir yıl önce bana Trabzonspor tribününde oturacağımı söylese küfredip geçerdim ama hayat ben ne desem bana tam tersini göstermişti.

"Şampiyonluk yolunda sen Trabzonspor!"

"Abdülkadir seni öldüreceğim!" Herkes coşkuyla marş söylerken benim tek diyebileceğim buydu.

Uzun uğraşlar sonucunda beni ikna etmeyi başarmıştı. Sürprizi olduğunu söylemese büyük ihtimalle karşı taraftaki tribünde Yade ile Galatasaray'ı destekliyor olurdum.

Yade bir arkadaştan daha fazlasıydı. Hayatımda bir çok görevi üstlenmiş, bazen abla, bazen anne olmuştu. Üstelik şu anda var olan ilişkimin kurucusu denebilecek bir görevi de vardı. O olmasa bir çok şeyin üstesinden gelemezdim.

Arkadaşım, bizim tarafta rahat rahat sevgilisini izlerken ben de kalbim sarı kırmızı atmasına rağmen Trabzonspor tribününde sevdiğim adama bakıyordum.

Skorun bulunduğu ekrana göz attığımda dakikanın altmış sekiz olduğunu gördüm. Kerem ve Hamsik'in karşılıklı golleriyle durum 1-1di.

Gönül isterdi ki maç berabere bitsin ama final maçı olduğu için bu imkansızdı. Bir kazanan olacaktı ve kim kazanırsa diğer tarafım yarım kalacaktı.

Sahada son gaz koşan Abdülkadir'e odaklandı gözlerim. Şu ana kadar bir asisti vardı ve gerek oyunu kurması gerekse yaptığı paslar, top kapmalarla olsun maçın adamı olmaya oynuyordu. Ve benim aklımda tek bir şey dolanıyordu: Galatasarayla şahsi bir sorunun var herhalde, bugünkü performansın başka bir açıklaması olamaz çünkü.

Onu ilk kez harikalar yarattığı bir Galatasaray maçında görmüştüm. Futbolcuların arasında bir yıldız gibi parlıyordu ve böylece yirmi iki adamın içinden onu aklıma kazımıştım.

İlişkimizin ilk destekleyicisi olan yakın arkadaşım Yade, Abdülkadir ile ilgili konuştuğunda emin olduğum tek şey Galatasaray haricinde başka bir takımı tutan birisi ile birlikte olmayacağımdı. Yine büyük bir laf etmiş ve yine o büyük lafı yemiştim. Ama öncekilerin aksine şimdi iyi ki diyordum.

"Biliyorsun değil mi?"

"Neyi?"

"Bu lafları sana yedirecek biri ile karşılaşacağını." Omuz silktim.

"Bunu o zaman gelirse konuşalım."

O zaman gelmişti. Bunu Trabzonspor tribününde otururken rahatlıkla söyleyebiliyordum. Koyu bir cimbomlu olsanız da söz konusu aşk olduğunda bir şeyler taviz verebiliyordunuz.

Dakika yetmiş beşi bulduğunda Bakasetas önderliğinde atağa çıkan Trabzonspor'u izlemeye başladım. Bordo mavi içinde gol olmasını istemeyen tek kişi bendim muhtemelen.

Ama dileğim yerini bulmamıştı ve ben de tüm kararlılığım ile gol olduğunda yerimden fırlamıştım. Fileyi havalandıran kişi Abdülkadir Ömür olduğunda sevinmemek imkansız oluyordu. Hele de gol sevinci olarak benim olduğum yere baktıktan sonra elini kalp yaptıktan sonra.

DERBİ | Abdülkadir ÖmürWhere stories live. Discover now