yirmi iki

7.2K 254 23
                                    

#Sertab Erener - Tesadüf Aşk

Daha saçma ne olabilir derken oluyordu.

Abdülkadir Ömür, maçtaki güzel performansı ile konuşulmuyor, sevgilisi olduğu için linç yiyordu. Eh, Galatasaraylı sevgili de tuzu biberiydi bu olayın.

Sevgili yaptığına göre performansı düşer.

Sahaya odaklan, bırak aşk meşk işlerini.

Sevgilisi Galatasaraylıymış. Sezon sonu nereye transfer olacağı belli.

Sevgilisi üzülmesin diye bir dahaki derbide kötü oynarsa şaşırmayın.

Taraftarlar, futbolcuların özel hayatının onları ilgilendirmediğini ne zaman anlayacaktı bilmiyorum. Ve yaptıklarının futbolcuların moralini daha çok bozduğundan bir haber olduklarından neredeyse emindim.

İşin kötü yanlarından birisi de İstanbul'a geri dönmüş olmamızdı. Linçlerden sonra Abdülkadir'e sarılmayı çok istemiştim. Çünkü o alıngan birisiydi. Kafasına çok takıyordu birilerinin dediklerini.

"Sinir katsayım yükseldi." Elimi alnıma getirerek ovaladım.

"Benim sinir levelini atladı, cinnet artık."

Okuduğumuz her bir yorum Yade'nin de benim de evde kafayı yememize sebep oluyordu.

Üstelik ben Abdülkadir ile konuşamadığım için ayrı bir gergindim. Bugün çift antrenman yapıyorlardı ve bu yüzden eline telefonu almaya fırsat bulamıyordu.

"Ben şimdiden Abdülkadir'i özledim." Telefonu yanıma koyarak söylendim. Aklımda hep o vardı. Okulda bile birden zihnimi işgal etmeye başlıyordu.

"Oy benim kankam aşktan deli divane mi olmuş." Yade yanağımdan makas alarak konuştuğunda güldüm.

"Bilmiyorsun sanki."

"Biliyorum biliyorum da..." Duraksadığında aklındaki tilkileri açığa çıkaracağını anlamıştım. "Hala anlatmadın. Ne dedi sana o gün?"

Derbi maçının olduğu gün... Hatırladıkça gülümsememi durduramıyordum.

Evin kapısından içeri girdiğimizde kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Aynı zamanda heyecandan ateş basmaya da başlamıştı beni.

Elimi tuttuğunda ise ne yapacağımı bilemez hale gelmiştim. Hala her şey çok tuhaf geliyordu. Ama bir o kadar da güzel.

Koltuğa oturup birbirimize bakmaya başlamıştık. Gözlerimiz birbirinden ayrılamıyordu daha doğrusu. Kahverengi hiç bu kadar güzel olmamıştı.

"Seni çok seviyorum Evren." dedi elini elimden çekip saçlarıma getirdiğinde. "İlk defa seninle şu koltukta oturuyoruz ama sanki yıllardır seninle gibiyim."

"Ben de seni çok seviyorum." dedim sesimi zar zor bulurken.

"Hep yanımda ol istiyorum. Hep benimle kal. Bunun için de belli aşamalardan geçmemiz gerekiyor sanırım." Kıkırdadığında ona karşılık verdim. Ne demeye çalıştığını anlamıştım. Ama yine de onun konuşmasına devam etmesini bekledim. "Beraber büyümemiz, hep birlikte olmamız için ilk başlangıcımızı yapalım mı?"

Başımla onayladım onu. Bunun onun dilinde sevgili olma teklifi olduğunun farkındaydım. Ve evliliğe giden yolun ilk adımı olarak saydığının.

×××

"Nasılsın sevgilim?" Telefonu duvara yaslayarak o tarafa doğru döndüm yatakta.

"Biraz yorgunum ama sıkıntı yok." Gözlerinin altındaki torbalar ve aynı zamanda göz kapaklarını kapanmaması için zorlaması ne kadar yorgun olduğunu gösteriyordu oysa. "Sen?"

"Okul işte. Bir farklılık yok." Fake hesabımdan hakkındaki linçlere siper aldığımı bilmesine gerek yoktu.

"Seni şimdiden özledim." Yanını işaret etti yattığı yatakta.

"Ben de seni çok özledim."

"Ne zaman yanımda olacaksın?"

"Daha yeni gittim ya."

"Ama ne yapayım?" Küçük çocuk gibi dudaklarını büzdü. "Sana hep sarılmak istiyorum."

"Böyle yapma..."

Bu hallerimizi Yade görse kesinlikle inanamazdı. Hatta arkadaşıma ne yaptın lafı kulağımda çınlıyordu bile.

"Çok uzaktasın Evren. Ben istediğim zaman yanına gelmek istiyorum."

"Bak aklıma mükemmel bir fikir geldi."

"Ne o?" Gözleri heyecanla parlamıştı.

"Sen Galatasaray'a transfer olup İstanbul'a taşınıyorsun ve sorun ortadan kalkıyor."

"Karadenizde hamsinin bitmesi kadar imkansız bu olay."

İkimizde güldük bu halimize. İki farklı taraftardık biz. Farklı takımlara bağlanmış iki kişiydik.

Düşman ailelerin çocukları olan Romeo ve Juliet'in, birbirini sevmeyen takımların taraftarları olan versiyonuyduk sanki.

DERBİ | Abdülkadir ÖmürWhere stories live. Discover now