otuz dört

4.8K 183 21
                                    

Çağan Şengül - Mesafe

Evren Kutlu

Kübra Abla 🧚🏻‍♀️ arıyor...

Telefon ekranında gördüğüm isimle gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. Kübra Abla ile sık sık mesajlaşıyorduk ama aramasını beklemiyordum.

Merakla aramayı cevapladım. "Efendim?"

"Nasılsın Evrenciğim?"

"İyiyim Kübra Abla. Sen nasılsın?"

"İyiyim ben de. Ne yapıyorsun, evde misin?"

"Evet ablam. Oturuyoruz Yade ile."

"Ay, güzel o zaman. Sana bir sürprizim var."

"Neymiş o?"

"Merve ile İstanbul'a geldik." Şaşkınlıkla gözlerimin açılmasına engel olamadım. En sevdiğim yengeler sahiden İstanbul'a mı gelmişti?

"Anlamadım?"

"İstanbuldayız İstanbulda." Merve Abla'nın sesini duyduğumda gerçeklik başıma dank etmişti.

"Kuzey?"

"Kuzey teyzesinde." Dudaklarım yukarı doğru kıvrılmaya başlamıştı ki yeniden konuşmaya başladı. "Hadi havaalanından alın bizi, konuşuruz gelince. Bekliyoruz. Öptüm."

Konuşmama izin vermeden telefonu kapattığında başımı Yade'ye döndürdüm.

"Kalk Yade!"

Hiçbir şeyden haberi olmayan arkadaşım koltuktan kalkmış ama ne yapması gerektiğini bilemediğinden öylece bana bakıyordu. "Nereye?"

"Havaalanına."

"Niye be?"

"Kübra ve Merve Abla gelmiş. Bizi bekliyorlar."

"Ne?" diye cevap verdi o da benim gibi şaşkınlıkla.

"Sürpriz yapmak istemişler bize." diye cevap verdim odaya doğru ilerlemeye başlarken. "Hadi hazırlanıp çıkalım hemen."

×××

"Anlayacağın Uğurcan ve Abdülkadir'e de sürpriz oldu buraya gelmemiz." Bir delilik yaparak birden İstanbul'a gelmeye karar vermişti bu ikili. Öyle aniydi ki eşlerine havalimanındayken haber vermişlerdi.

"Seninkinin sana selamı var ama." Merve abla bana ithafen konuştuğunda otuz iki diş sırıtmama engel olamadım.

"Onun haberi vardı yani?"

"Birine daha önce haber vermek gerekiyordu o da Abdüş oldu. Sizin yanınıza geleceğimizi söyleyince o da çok sevindi. Elinde olsa bavula girip gelecek bizimle." Bu cümle ile hepimiz kendimizi kahkahalarla gülerken bulmuştuk.

"Abdüş'ü anlıyorum çünkü ben de onu çok özlüyorum ve bazen kaçıp Trabzon'a gelesim geliyor."

"Ay çay koyayım da öyle konuşalım." Yade dedikodu ortamımızı oluşturmak için koşar adımlarla mutfağa ilerlemeye başlayınca birbirimize bakıp gülümsedik.

Bu dörtlü kesinlikle dünyaya sohbet için gelmişti ve eğer birbirimizi bir şekilde bulmasaydık hep eksik kalırdık herhalde. Çünkü birbirimizi tamamlayan bir arkadaş grubuyduk artık.

Trabzonsporun yengeleriyle arkadaş olmak havalıydı. Ondan daha havalı olansa Trabzonsporun yengesi olmaktı.

"İsviçre'de yaşarken ben de Uğurcanla görüşemediğim her gün sizin gibi hissediyordum. Çok değil, sadece birkaç yıl oldu." Yade'nin uzattığı çayı aldı ve teşekkür ettikten sonra devam etti, Kübra Abla. "Arabaya atlayıp gelme imkanımız da yoktu, mecbur katlanıyorduk mesafelere. Ama uzak oluşumuz birbirimizi ne kadar sevdiğimizi daha iyi anlamamızı sağlıyordu. Bak şimdi çekirdek bir aileyiz, Kuzey ile."

Adeta psikolog edası ile konuşan bu kadına hayranlıkla bakmama engel olamadım. Onunla her konuştuğumda rahatlıyordum, bana çok yardımcı oluyordu.

"Sen istemez misin Evren, Trabzon'a gelmeyi? Kübra gibi." Hayran olduğum diğer kadın konuşmaya başladı bu sefer.

"İsterim tabi neden istemeyeyim? Çok sevdim Trabzon'u biliyorsunuz."

Bunu söylediğimde Kübra Abla ve Merve Abla birbirlerine bakarak güldüler. Yanlış bir şey mi söylemiştim diye düşünmekten kendimi alamamışken devam ettiler konuşmaya.

"Öyle değil canım. Yani evlenerek."

Kalbim kanı hızlı hızlı pompolarken hem kalbime ağrı sokmuş hem de pompaladığı kanı yanaklarıma hücum ettirerek alev alev yanmasına neden olmuştu. "Anlayamadım..."

"Ay nasıl anlayamadın?" Üç tarafım denizlerle değil ama beni utandırmaktan zevk alan arkadaşlarımla çevrilmişti. "Abdüşle evlenmeyi istemez misin?"

Bu sorunun cevabı aslında aylar öncesinden belliydi. Ben Abdülkadir Ömür'e çok aşıktım ve onunla sevgili olmaya karar verdiğimde onunla bir gelecek kurmak için ciddiydim.

Kendimden emin bir şekilde cevap verdim. "İsterim."

Bu cevabım Kübra Abla'nın yüzünde büyük bir gülümseme oluşturmuştu.

"İsterim de nerden çıktı şimdi bu?" Ağzımın arandığının farkındaydım.

"Öylesine sorduk canım. Sonuçta birbirinizle eğlenmek için vakit geçirmiyorsunuz ya."

Başımı salladım, inanmış gibi yapayım ben de ne yapayım?

Çayımı içerken telefonumdan bildirim gelmişti. Göz ucuyla ekrana baktığımda bildirimin sevgilim kaynaklı olduğunu fark etmiştim. Hemen telefonu elime aldım.

Sevgilim ❤️: Ne yapıyorsun efulim?

Evren: oturuyoruz kübra abla ve merve abla falan.

Sevgilim ❤️: Aaa onlar mı geldi?

Evren: hiç inandırıcı değilsin sevgilim.

Evren: biliyorum haberinin olduğunu.

Sevgilim: Tüh yakalandık :)

"Bak bak sırıtışa bak." Merve Abla'nın sesini duyduğumda utanarak telefonu kenara bıraktım.

"Abla ya siz beni konuşmak için mi geldiniz buraya?"

"Niye öyle diyorsun Evrenciğim? Öyle olsa ne olacak sanki?"

"Bir şey olmayacak tabii de geriyor beni bu mevzular biraz ondan."

"İyi iyi tamam." Otuz iki diş sırıtan bu ikili beni hiç rahatlatmıyordu.

Bir şeyler dönüyordu ve ben hiçbir şey anlamıyordum.

DERBİ | Abdülkadir ÖmürWhere stories live. Discover now