it's dangerous, i'm fallin'

370 57 117
                                    

2WEI, Toxic

Geceleri seviyordum. Hele de mevsim sonbahar olduğunda gökyüzü izlemek bana inanılmaz haz veriyordu. Ya da dışarıda gezinmek, soğuğu hissetmek. Baş ağrımı tetiklese bile.

Tabii şimdiki gibi rahat olmadığım zamanlar istisnaydı.

Moi'nin söylene söylene telefonuma indirdiği ve adres kaydettiği aplikasyondan gideceğimin yeri kestirmeye çalışıyordum. Ama geçtiğim altıncı ıssız sokaktan sonra yolda bozulan taşlar ve çukurlaşan yokuşlarla karşılaşmaya başladığımda gözümün daha çok korktuğunu söyleyebilirdim. Kesinlikle güvenilir bir yere gitmediğimi çocukların verdiği tepkiden anlamış olsam da karşılaşınca bu bilgi daha gerçekçi bir hal alarak yüzüme sert bir şekilde çarpıyordu.

Aplikasyondan gözümü ayırmazken siyah maskeyi yüzüme biraz daha bastırdım. At kuyruğu yaptığım saçlarım ben yokuşu inerken bir sağa bir sola savruluyorken beni hazırlarken Ruri'nin söylediklerini hatırladım. Kimseyle konuşma. Sana soru soranlara cevap verme. Tek yapman gereken çantayı Sato Ruki'ye vermek. Başka hiçbir şey yapmak zorunda değilsin. Kimliğin gizli kalmalı, seni ifşa etmek istemiyoruz. Bu yüzden maskeyi bir saniyeliğine bile çıkarma ve buna yeltenenlere asla izin verme.

Beni neler beklediği kafamda cevaplanmayı bekleyen koskocaman bir soru işaretinden başka bir şey değildi.

Arkamdan bir ses geldiğini hissettiğimde adımlarım kesildi. Gözlerim büyürken kalbim göğüs kafesimi zorlayacak kadar hızlanmaya başlayınca sadece bir sesin bana yaptıkları kendime olan azıcık güvenimi de yerle bir etmişti. Soğukkanlı durmaya çalışarak arkamı dönmeye yeltendim. Bunu yapmam doğal bir tepki mi olurdu yoksa daha hızlı ölümüme mi yol açardı?

Ama arkamda ne olduğunu görmeden tek bir adım dahi atamayacağımı biliyordum. Ve zaten gelen ses adımlarımın kesilmesiyle beraber de kesilmişti. Hareket eden bir şey yoktu ve savunma almama yetecek uzaklıkta olduğunu düşünüyordum. Bu yüzden yavaşça arkama dönmenin eğer biri varsa ortadan yok olmasına ya da üzerime daha hızlı atlamasına sebep olacağından yapabildiğim en hızlı şekliyle arkamı döndüm.

Nefes nefese arkama bakıyorken bedenimse kendimi savunmam için pozisyon almıştı bile ama karşılaştığım hiçbir şeydi. Kaşlarımı çatıp pozisyonumu bozmadan bir süre daha bekledim. Nefesimi tutup sesleri dinlemeye başladım ama hayır, tek bir hareketlilik bile yoktu.

Etrafı iyice kolaçan ettiğimden emin olduktan sonra arkamı dönecekken yaprakların arasından gelen hışırtı hareketimi engellemişti. Ben tekrar pozisyon almışken yaprakların arasından çıkan siyah kediyi görünce hayatım kurtulmuş gibi derin bir nefes verdim. Gözlerimi kapatıp soluklanırken miyavlayan kediye karşı gülümsedim. Yeşil gözleri karanlıkta daha parlak olup tüyleriyle havanın kamuflajını engellerken çoktan kaçmıştı bile.

Arkamı dönüp yola devam ederken kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Kendimi en kötülere hazırlamaya çalışıyorken karşıma çıkan bir kedi olunca rahatlamama kızdım. Bu seferki kedi olsa da diğerinin silahlı bir psikopat olup olamayacağından emin olamazdım. Rahatlamamamam ve tetikte olmam gerekliydi.

Aplikasyon son kez sola dönmem gerektiğini gösterince sokağın bitiminden dönmüştüm. Belki de o kadar hızlı dönmemeliydim çünkü döndüğüm gibi bana her ne kadar yakın olmasa da çok da uzak olmayan bir mesafede gelmem gereken binanın önünde bekleyen adamlara rastlamayı beklemiyordum.

Bir süre durup etrafı incelediğimde geçtiğim dar ve harabe sokakların aksine fazlasıyla lüks duran bu bina beni şaşırtmıştı. Ve önünde adamların sohbet ederken yaslanmış oldukları şık arabalar da.

cigarettes and alcohol ᥫ᭡ w.harutoOnde histórias criam vida. Descubra agora