is it easier to stay is it easier to go, i don't wanna know

479 35 93
                                    

Easier, 5 Seconds Of Summer

Dışarı çıktığım gibi vücudumu saran soğuk hava dalgasına karşı gözlerimi kapatıp derin bir iç çektim. Bugün Osaka olduğundan çok daha soğuktu. Ne kar ne yağmur vardı ama soğuğu çok üşütüyordu insanı.

Beni memnun etti.

Tirtir titriyor olsam bile sesimi çıkarmadan merdiven basamaklarını inip kendimi sağa attım. Arkamdaki duvara yaslanırken başımı da aynı şekilde yaslamıştım. Tadını çıkar, diye geçirdim içimden. Hala hayattayken tadını çıkar.

Hala hissedebiliyordum soğuğu. Hala bedenim tepki veriyordu işte. Yaşıyordum. Hala buradaydım. Devam edebilmek için gücüm vardı, gücüm olmalıydı. Bu dünyadan bir hiç uğruna, hiçbir iz bırakmadan gitmek istemiyordum. Bu yaşam enerjisini yitirmiş Hana için de hala böyleydi. Ama böyle düşünebildiğime göre içimde bir yerlerde hala bir umut olmalıydı. Bana bu gücü veren, hissedebilmemi sağlayan ve beni yaşamak istediğime inandıran bir umut vardı. Küçüktü ama işe yarıyordu. Ne kadar küçük olursa olsun tutunmayı severdim bir umuda.

Hep öyle yapmamış mıydım zaten? İmkansız gözlerim önümdeyken neden olmasın? diye sormamış mıydım defalarca kendime? Defalarca burnumun dikine gidip duvara toslamamış mıydım? Severdim inat etmeyi, meydan okumayı, risk almayı, denemeyi. Sırf içimde kalmasın diye denerdim. Sırf merakım sönsün diye başarısız olurdum. Durmayı sevmiyordum. Öylece izlemeyi ve kaderin getireceklerini beklemeyi. Sabırsız biriydim. Sakin biri, hiç değildim. Fevri hareket eden başına buyruk küçük bir kız çocuğuydum çoğu zaman. Güzel bir çocukluk geçirmediğimden yaşımı kabullenemiyordum, büyüdüğümü kabullenemiyordum. Bu yüzden hala çocuktum, daha tadını çıkaramamışken neden kendimi sıkıcı yetişkinliğe zorlayacaktım ki?

Ama tabii benim için işler hiçbir zaman yolunda gitmezdi. Başına buyruk Takahashi Hana özgürlüğünü kazanmaya çalışırken evren hep karşısında dururdu. Onu defalarca düşürür, bazen daha kalkmadan tekmeyi basar bazense kazandım, diye düşünmesini sağlarken onun için daha acımasız planlar hazırlardı. Sonra daha çok esir olurdu bu dünyaya, kurallara, etiklere. Defalarca isyan çıkarsa da kimin umrundaydı ki? Yukarılarda bir yerde onu kıçıyla gülerek izleyen birileri olduğuna emindi.

Bulunduğum ortam da şimdi beni o küçük kız çocuğundan uzaklaşmaya itiyordu. Zamanı değil, diyordu içimde bir yerlerde olgunluğa pek hazır bir ses. Şimdi de onun esiriydim. Ama gocunmadım. Bu zamana kadar farklı yollarla herkesin esiri olmuşken şimdi aklımın esiri olmamda yanlış olan ne vardı ki? Kalbime esir olmaktan daha iyi olduğu kesindi. Bu işten daha kârlı çıkar gibi görünüyordum.

Kollarımı bedenime sarıp adeta kendime sıkıca sarılmış bir şekilde ince hırkamın üzerinden tenimi sıvazladım. Soğuk beni zorluyordu ama boyun eğmeye niyetim yoktu. Tadını çıkarmalıydım. Hissedebildiğimi bana kanıtlayabilen daha güzel ne olabilirdi ki? Acı? Belki.

Ama uzun zamandır kıvrandığım bu duygudan kaçıp soğuğa sığınmak daha kolaydı. Hem böyle düşününce soğuğa dayanmak daha kabul edilebilir oluyordu.

"Kendini öldürmeye çalıştığını düşünmeye başlıyorum artık."

Sol tarafımdan gelen sesle irkilip kafamı çevirdiğimde Ruri ile karşılaştım. O benim aksime şişme montunun içine sığınmış neredeyse kafasını da içeriye sokmaya çalışırken kısık gözlerinin içine sıkıştırdığı kınayıcı bakışlarıyla beni izliyordu. Ona göre kabul edilebilir durmuyordum anlaşılan.

"Daha dün ateşin çıktı ve sen üzerinde incecik bir kumaş parçasıyla bu soğuk havada ne yapıyorsun?"

"Sadece hava almak istemiştim."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 25, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

cigarettes and alcohol ᥫ᭡ w.harutoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin