i'll be with you from dusk till dawn

439 78 165
                                    

Sınır: 45 oy

...

ZAYN & Sia, Dusk Till Dawn

Koyoya rağmen güneşli bir günde bahçede kızlarla dolaşıyordum. Gülümsüyordum, kızların anlattıkları keyfimi iyice yerine getiriyordu. Daha sonra karşımda bir beden gördüm. Donuk bakışlarıyla bana bakıyorken benim yüzümdeki gülümseme büyüdü ve ona doğru koştum.

Kollarımı Haruto'ya doladığımda onun da bir süre bana karşılık vermesini bekledim ama hiçbir şey olmayınca kaşlarımı çatıp geri çekildim. Donuk suratı bana yabancıymışım gibi bakıyordu. Baş parmağımı yanağında gezdirirken "Neyin var?" diye sordum. Haruto bugün her zamankinden daha soğuk görünüyordu.

"Seni umursadığımı mı sanıyordun?" diye sordu robotik bir sesle. Sanki konuşan o değil de bir elektronik eşyaydı. Birden kendimi onun odasında buldum. Etrafı incelerken bir yandan da ne demek istediğini anlamaya çalışıyordum. Ne demek istediğini, neyi ima ettiğini. Ama göğüs kafesimin arasındaki kalbim burkulmuş gibi hissettim. "Ne demek istiyorsun?"

"O kadar düşmedim." dedi kafasını iki yana sallayarak. Bunun üzerine ben duraksarken o benden geriye çekildi. Kollarım üzerinden çekilip boşluğa düştü. Sonra buna kalbim eşlik etti. Milyonlarca parçaya ayrılıp dağıldı etrafa.

Yutkunup tuhaf bir içgüdüyle arkamı döndüm. Kendi evimdeydim. Adımlarımı hızlı hızlı mutfağa yönlendirirken benimkinin haricinde başka ayak sesleri duyuyordum. Sonra onun sesini duydum. "Bir süre takıldık diye çıktığımızı mı düşündün?" dedi.

Bir hışımla arkamı döndüm. Şimdi kırgınlıktan çok başka şeyler hissediyordum. Kanım öfkeden kaynıyordu. "Takılmak mı?" diye sordum tükürür gibi. Kaşlarım sertçe çatılmış, yüzümü buruşturmuştum. Yaşadıklarımızı nasıl böyle basit bir kelimeye sığdırabilirdi?

Tam devam edecektim ki Haruto'nun korku dolu gözleriyle karşılaştım. "Hana!" diye bağırdı arkamda bir noktaya bakarken. Sonra büyük bir gürültü koptu. Elimdeki kupa paramparça olup ellerimi yaraladı. Ben şok içinde etrafa bakıyorken birden kurşun sesleri duydum. Haruto için etrafa bakındım ama yoktu. "Haruto!" diye seslendim öylece mutfağın ortasında dikilirken.

"Haruto!"

Vücudumda bir ürperti hissettikten birkaç saniye sonra irkilerek uyandım.

Nefes nefese etrafıma bakınıyorken başta bir şey görmek pek mümkün olmadı. Göğüs kafesim hızlıca inip kalkıyorken ve nefeslerim fazlasıyla düzensizken elimi kalbime koyup sakinleşmeyi bekledim. Zaten gözüm karanlığa alıştığından artık her yeri net görebiliyordum.

Ama kabusu hatırlamak göğüs kafesimin arasındaki baskıyı arttırdı. Hayır, bu kötü. Bu çok kötü. Bu kadar etkilenmemeliydin.

Gözlerim etrafta Haruto için dolandı. Ama onu göremeyince göğsümdeki korku daha çok arttı. Yanında uyuyor olduğum Moi ve Ruri'yi uyandırmamaya dikkat ederek kanepeden kalktıktan sonra adımlarımı deponun dışına yönelttim. Bacaklarım hala korkudan titriyordu.

Kapıyı yavaşça aralayıp önce kafamı çıkararak etrafa göz attım. Sessiz ve kimsenin olmadığını görünce aralık kapıdan bedenimi dışarı attım. Soğuk bedenime çarptığından ve sıcacık yataktan yeni çıktığımdan oldukça üşümüştüm. Kollarımı belimin etrafına sarıp ovalıyorken gözlerim ilerideki ormanda gezindi.

Haruto neredeydi?

Etrafıma baktım ama hiçbir yerde görünmüyordu. Kaşlarımı çatıp bir kez daha baktım. Onun iyi olduğunu görmeye ihtiyacım vardı.

cigarettes and alcohol ᥫ᭡ w.harutoWhere stories live. Discover now