new princess of canon

328 58 231
                                    

Night Panda, Twisted Games

"Ne için bekliyoruz?"

Etraf tamamıyla sessizken bu sessizliğin verdiği etkiyle küçük bir ses kullanarak sorduğumda Asuna odanın içinde turlamayı kesip bana baktı. Bakışlarının çok barışçıl olduğunu söyleyemeyecektim ama diğerleri için endişelendiğinden ve gerginken ondan farklı bir şey de beklemek garip olurdu. "Sen olmasaydın eğer yanlarında olabilirdim. Ve belki bu soruna bir cevabımız olurdu."

Oh.

Benim yüzümden onların yanında olamaması dolayısıyla bana sinirli olmasında da düşününce yanlış bir şey göremedim. Sonuçta bana bakıcılık yapmak zorunda değildi ama Jihoon'un dediğini yapmak zorundaydı. Mantıklı. Neredeyse ben de kendime sinirlenecektim.

"Her zaman yanlış zamanda yanlış yerde olmayı başarıyorsun."

Ama bu cümlenin altında onu haklı çıkaracak bir anlam bulamadım. Bu yüzden kaşlarımı çatarak ona baktım bu sefer. "Anlamadım?"

"Yanlış bir şey mi söyledim?" dedi bana karşılık. Kesinlikle ortam şu an olduğundan çok daha gerginleşmişti. Ayağa kalkarak karşısına geçtiğimde zaman kaybetmeden "En yanlış zamanda Canon'a geliyorsun. Seni nasıl aldıklarına hala inanamıyorum." diyerek başladı sözlerine. "Yanlış zamanda Haruto'nun hayatına giriyorsun ve daha yanlış bir zamanda çıkmaya çalışıyorsun. Ve başarabildiğin de söylenemez. Saldırıya uğruyorsun ve sayende peşimize de Tanrı'nın en belalı tiplerinden biri takılıyor. En iyi yaptığın şey olmalı. Her şeyi mahvetmek."

Bana bu kadar dolu olduğunu bilmiyordum.

Vücut ısımın arttığını fark ettim. Sinirlenmeye başlıyordum ve ben sinirlenince pek kontrol sağlayabilen biri değildim. Bu yüzden kendime engel olmadan gözlerimi belerterek "Ne yani evimin kurşunlanması benim suçum muydu?" dedim sert bir şekilde. Beni öyle kolayca ezebileceğini ve benim de buna sessiz kalacağımı mı sanıyordu? Asla yapmazdım. "Sence buna bayıldım mı? Ayrıca sen Haruto ve ben hakkında ne biliyorsun ki?"

Onu neredeyse küçümseyerek süzerken söylediğimle duraksadı. Sanırım benden bu atağı beklemiyordu ama umursamadım. O benim hakkımda bilip bilmeden konuşacaksa benden de karşılığını alırdı. Benim Haruto ile yaşadıklarımı yaşayamadığı için de bana kızgın olmaya hakkı yoktu. O ilişki en çok bana zarar vermemiş miydi? Bir de Haruto'nun aşıklarının bana karşı duydukları nefretle uğraşamayacaktım.

Bana bakarken bir anda neredeyse üzgün göründü. Gözlerindeki öfke sönerken gözlerini benden kaçırdı. Birazdan söyleyeceklerinden nefret ediyormuş gibi yüzünü buruşturdu. "Haruto'nun ne hale geldiğini biliyorum." dedi bana karşılık olarak. Sonra tekrar gözlerime baktı. "Ve bunu bilmek geri kalanına ihtiyaç bırakmıyor."

Haruto'nun ne hale geldiğini biliyorum mu?

Haruto ne hale gelmişti ki? Bana yaptığından daha çok mu incinmişti sanki? Daha çok mu zarar görmüştü? O sadece ilgimi seviyordu ve şimdi bunu geri istiyordu. Bu yüzden gerçeklerden kaçarak kendini içkiye vuruyordu. Ama ben yapmıyordum. Bu gerçek bana nefes bile aldırmıyor olsa da ben kaçmıyordum. Belki başından beri en büyük farkımız buydu. O kaçıyordu, ben kovalıyordum. O korkak olan, ben deli cesaretli olandım.

Onun yaptığını yapıp kendimi ondan korumalıydım. Bu yüzden o bir hırsız ve bense bir aptaldım.

Asuna'ya karşılık vermedim. Düşünceler yine kafamın her yerinde bana rahat vermeyerek kovalamaca oynarken Asuna'yı düşünmedim. Haruto'nun bu halinden hiç memnun olmadığını biliyordum. Her ne kadar ona sinirli olsam da sevmek nedir biliyordum. Haruto'yu sevmek ne demek, bunu daha iyi biliyordum. Bu yüzden Asuna'yı anlamamam olası bile değildi. Ben de Haruto'nun bu halinden memnun değildim. Bunu bana da kendine de yapan o olsa da tabii ki onu öyle görmek istemiyordum.

cigarettes and alcohol ᥫ᭡ w.harutoحيث تعيش القصص. اكتشف الآن