the past: you're not like the others

352 57 122
                                    

Katy Perry, E.T

29 Eylül, 2020

"INABO MOI!"

Ruri'nin sesini duyduğumuzda ikimiz de olduğumuz yerde sıçramıştık. İsmi bağırılan ben olmasam bile beni de korkutmuştu. Yanımıza doğru koşar adım gelen Ruri'yi fark ettiğimizde Moi birden arkama saklanarak elleriyle kollarımı sabitlemişti. "Tanrım, yine ne yaptım?!"

Ruri yanımıza ulaştığında gözlerini arkamdaki Moi'ye dikti. Onu yakalamaya çalışırken bir sağa bir sola elini sallıyor bu yüzden de Moi kaçıyordu. Ve tabii bu da benim Moi'yle beraber savrulmama sebep oluyordu. "Sen. Nasıl. Ödevimi. Çalarsın. Seni hırsız!"

"Çalmadım!" dedi Moi birden yerinde sabit kalıp dikleşirken. Gözlerim şaşkınlıkla ikisinde mekik dokurken Moi ile beraber Ruri de dikleşmişti. "Sadece yardım aldım."

"Seni küçük hain!"

Moi alanının kısıtlı olduğunu fark edince arkamdan çıkıp kafeteryanın içinde koşmaya başladı. Ruri de peşine giderken arkalarından kahkaha atmıştım. Etraftakilerin onlara nasıl baktığını bile umursamıyorlardı.

Gülerken Moi'nin uzun bir bedene çarpmasıyla durmak zorunda kaldılar. Benim de gözüm uzun bedene takılıp onu tanıdığında gülümsemem yüzümde donmuştu.

Watanabe Haruto.

O da mı burada okuyordu?

Moi ve Ruri kavgayı bırakıp Haruto'yla konuşmaya başladıklarında Haruto her zaman böyle mi? diye düşündüren somurtan suratıyla onlara karşılık veriyordu. Daha sonra kızlar bana doğru tekrar gelmeye başladıklarında Haruto arkalarından buranın çocuk parkı olmadığına dair homurdanmıştı.

Gözlerimi yine ondan çekememiştim. Açıklaması kendimi bile ikna edemeyecek kadar uçuktu ama onda bir şeyler vardı. İlk gördüğümden beri beni yerime sabitleyen, nefesimi kesen, kalbimde adını koyamadığım hisler yeşerten bir şeyler. Onu her görüşümde böyle olmamın bir sebebi olmalıydı. Kalbimde tatlı bir sarhoşluk hissediyordum, sanki gözlerimi onda sabit tutmam için ısrarcıydı. Üstelik o hiçbir şey yapmıyordu bile.

Kızlar bana doğru gelirken ve Haruto onların ardından bakarken gözlerimiz buluştu bir anda. Ona baktığımı fark ettiğinden mi yoksa öylesine tesadüf bir göz teması mıydı, anlamamıştım. Ama eğer ona baktığımı fark ettiyse de bunu unursayamayacaktım. Çünkü zaten saklayamıyordum.

Gözlerimiz buluşunca hemen kaçırma girişiminde bulunmadığı için birden damarlarımdaki kanın kaynadığını hissettim. Bana bu hiç yoktan hissettirdikleri neydi gerçekten?

Kahverengi küreleri gözlerimde kaldı bir süre. Ben onu nasıl izliyordum bilmiyordum ama o ifadesizdi. Gözlerimiz buluşunca duraksamıştı ama eski yüz ifadesi sabit kalmıştı. Her şeye karşı bu kadar tepkisiz miydi?

Ya da... umursamaz?

Ruri bizi üç dört gün önce tanıştırdığında bile birbirimize hiçbir şey söylememiştik. Sadece bakakalmıştık. Bunu yalnızca ben mi hissetmiştim? Yani ona baktığımda sanki elektiriğin tüm omurgamdan geçip beni titrettiğini? Eğer tek hisseden bensem o neden çekememişti gözlerini? Aynı şeyi hissetmiş miydik gerçekten?

cigarettes and alcohol ᥫ᭡ w.harutoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin