chapter 10

163 39 11
                                    



Yaklaşık üç yüz ayırt edilemez, birbirinin aynı ağaçtan sonra (Doyoung hiçbir zaman doğayı çok sevmemişti, kendisine göre o bir şehir çocuğuydu ve dürüst olmak gerekirse herhangi bir ağaç ile diğer kahrolası ağaçlar arasında hiçbir fark yoktu.) , araba yavaşladı ve sakin bir banliyöde tek katlı bir bungalovun garaj yoluna girdi. Ev sokağın hemen sonundaydı ve evin dışı yumurta kabuğu beyazına boyanmıştı.

Garaja giden yolun kenarında kırpılmış çim tepeciklerinden başka bir şey yoktu. Çiçek, çalı veya herhangi bir şeyden bir eser dahi yoktu. Bu kadar sade bir yolu bilerek yapıp yapmadıklarını çimler ve Doyoung'tan başka merak eden de yoktu.
Evin ön tarafında sadece dört ya da beş küçük pencere olmasının da muhtemelen tesadüf olmadığına karar verdi. Camın kurşun geçirmez olduğunu varsaymak melodramatik olur muydu acaba? Kurşun geçirmez cam neye benziyordu acaba? Normal camdan farklı mı görünüyordu?

"Pencereler kurşun geçirmez camdan mı yapıldı?" Sonunda merakına yenik düşüp garaja girerlerken sordu. Kirli beyaz garaj kapısının yukarı kalkarken çıkardığı ses Doyoung'un kulaklarını tırmalıyordu. Gerçi daha öncesinde kayıtsız koruyucu ebeveynlerle yaşayan Doyoung'un bir çok kere duyduğu bir sesti, dolayısıyla sesten rahatsız olmaktansa, bu sesin ona hatırlattıklarından rahatsız olmuştu belki de.

"Soruların asla bitmez mi?" Jaehyun, Doyoung'un tüm yol boyunca bir an dahi susmamasına inanamayarak başını salladı. Ardından yanında oturan kişi yani Yangyang, Doyoung'u cevaplamadan önce iyi niyetli bir şekilde güldü, ardından: "Evet, çocuk öyleler." dedi.

"Bir şeyler öğrenmek hoşuma gidiyor. Bu bir suç mu?"

Doyoung, Jaehyun'un cevap vermesini beklemişti ama komşusu cevap vermemişti onun yerine iç çekmişti. Doyoung'a göre komşusu çok sessiz bir adamdı. Doyoung her zaman zorluklar ile karşılaşmanın aslında başarılı olması için iyi bir şey olduğunu düşünüyordu. Bu durum komşusu gibi huysuz birisi ile geçinmek zorunda olması içinde geçerliydi.

Doyoung, arabanın ön sağ koltuğunda oturan Jaehyun'u süzerken aklından konuyla alakasız şeyler geçirmeye başlamıştı. Yatakta da sessiz olup olmadığını ve geldiğinde ne tür sesler çıkardığını merak ediyordu şimdi ise. Acaba hiç ses çıkarıyor muydu ya da nasıl sesler çıkarıyordu? Çok geçmeden Doyoung, pantolonunda hareket etmeye başlayan şeyle düşüncelerinin o yöne gitmesine izin verdiği için pişman olmuştu. Tanrı aşkına, vücudunun tepkilerini dizginlemeye çalışırken birilerinin göreceğinden korkarak öne doğru eğildi.

while we are in love + dojaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin