while we are in love + dojae

chapter 33

"Yanlış bir şey yaptım mı?" Doyoung, Jaehyun'a doğru yaslanırken sessizce sordu.
Dışarıdaki hayat yeni bir gün için hazırlanıyordu, uyanıyordu. Çalar saatin kırmızı rakamları ise her ikisine de saatin 7:30 olduğunu söylüyordu.

"Yanlış??!" Jaehyun büyük bir şaşkınlıkla sormuştu.

"Seni bu şekilde uyandırmamın sakıncası var mıydı, yani. Tam olarak izin istemedim sonuçta..."

"Yanlış bir şey yapmayı bırak, uyanırken neredeyse ölüyordum, bu yüzden 'yanlış' şuan içinde bulunduğum durum için seçebileceğim bir sıfat değildi. Zaten garip bir rüya görüyordum o yüzden uyanmıştım ve seni o halde bulunca neredeyse ölecektim."

"Yani bunu bir daha yapmamalı mıyım?"  Doyoung ona masum olmayan bir bakış atmıştı.

"Bunu söylemedim." Jaehyun daha fazla konuşmayı reddederek gözlerini kapatmıştı.

"Her zaman utangaç erkekleri daha çekici bulmuşumdur." dedi Doyoung alay edercesine.

"Ben utangaç değilim."

"Eh, doğru gerçi sen inanılmaz huysuzsun."

"Lütfen benimle flört etmeye çalışmayı bırak. İşe yaramıyor." Jaehyun ters ters bakerken söylenince Doyoung'un söylediklerinin tam tersini kastettiğini rahatça görebiliyordu.

"Ne hakkında rüya görüyordun?"

"Hiç bir şey."

"Garip bir şey dedin demek ki hiç bir şey değildi. Rüyanda mıydım?"

"Çok konuşuyorsun."

"Ne yapıyorduk?"  Doyoung merak etmeye başlamıştı.

"Göl kenarında oturuyorduk."

"Tek yaptığımız bu muydu yani??"

"Yüzmeye gittik.."diye mırıldandı Jaehyun başka tarafa bakmadan önce;  ama sesindeki utancı gizleyemiyordu.  Doyoung, Jaehyun'un yüzünde kasvetli ve duygusuz bir ifade görmeye alışıktı, muhtemelen onu 28 yaşından çok daha yaşlı göstermeyi amaçlayan bir ifadeydi bu. Ama şimdi umutsuzca kızarırken Jaehyun'un ondan daha yaşlı görünmüyordu.
Jaehyun'un kendine nasıl bakacağını bilen profesyonel bir suikastçı olması önemli değildi, Doyoung hala onu korumak için karşı konulmaz bir ihtiyaç içindeydi.

"Sadece yüzmek mi?"  Doyoung Jaehyun'un yumuşak, koyu saçlarıyla oynarken onun yüzüne bakmaya çalışıyordu.

"Başka şeyler de yapabilirdik yani.."

"Yüzücü mayosu mu yoksa sörf şortu mu giyiyorduk?? Bu önemli, tamam mı?!"

"Ne?!" Jaehyun sol koluyla gözlerini kapatmadan önce ne yapcağını bilemeden mırıldanmıştı.

"Bekle, hiçbir şey giymiyor muyduk??!"  Doyoung, Jaehyun'un kolunu nazikçe çekerken, karnında kelebeklerin kanat çırptığını hissedebiliyordu.

"Suya girdiğimizde giymiyordukk!" Jaehyun sonunda itiraf etti, yanakları alev alevdi.

"Budur, tamam! Yapılacaklar listemize çıplak bir şekilde suya dalmayı ekliyorum." Doyoung eğilerek Jaehyun'un bileğinin içini öptü, Jaehyun'un pürüzsüz derisinin altındaki nefrit renkli damarlara hayran kalmıştı.

"Yapılacaklar listemiz mi var bizim?"  Jaehyun aynı anda hem şakın hem de eğlenmiş görünüyordu.
Doyoung ise Jaehyun'un kolundaki yaklaşık yarım inç uzunluğundaki koyu kırmızı rengindeki çizgiyi gördü. Bu yarayı bir işi sırasında mı almıştı?  Antrenman yaparken falan mıydı yoksa?  Çok kanamış mıydı acaba?