Episode 19''Pieces''

6.9K 446 59
                                    

Merhaba gençler ben geldim. Bol hüzünlü bir bölümle geldim hemde. Biliyorsunuz bu hikayeye 2 haftada bir bölüm atacağım. Umarım bölüm hoşunuza giden bir bölüm olur. Neyse çok konuşmuyorum beklettiğim için gerçekten üzgünüm. Bana ulaşmak için instagram hesabı'mı takip edebilirsiniz [@rihfectt]. Yazım hatalarım varsa kusura bakmayın bölüme geçebilirsiniz  

Dinleyin : Red – Pieces

****

Hayatım birçok şeye isyan etmekle geçmişti. Kaderime, Hüzünlerime, Gözyaşlarıma, Aileme, Çaresizliğime vsvs. Ama zamanla şunu anladım ki isyan etmek boşunaydı. Ben bir şeye isyan ettikçe o olumsuzluk hayatımdan gitmiyordu. Ne sevgi ne de saygı dolu bir ortamda büyümüştüm. Sevgiden yoksun bütün kötülükleri içime atarak büyümüş hayatımın dönüm noktasını kaybedince yolunu kaybetmiş bir sarhoş gibi sağa sola savrulmuştum. Gidenler geri gelmiyordu benliğim gibi. Gülüşmelerim, Masum ve içinde sevgi barındıran temiz tebessümlerim, Sevgi dolu kalbim gelmiyordu geri. Uzun zaman önce bıraktığım isyan etmeyi şimdi tekrarlıyordum. Elimi tutmuş acı dolu gözyaşları akıtan anneme, Gözünde net bir şekilde gözüken saf öfke ile bana Curtis'e ve Harry'ye bakan babama, Onlara haber veren Curtis'e ve beni onlardan korumayan Harry'ye isyan ettim bin kez.

Sonra yavaşça ve beni günden-güne eriten derin bir nefesi ölümün kıyısında içine son nefesini çeken ihtiyar insan gibi çektim içime. Nefes almak bile zor geliyor kemiklerim nefes alırken adeta isyan edercesine sızlıyordu. Başımda ki ağrı ve kalbimin ağrısı birbiri ile adeta savaşıyordu. Ve ben içimde ki bütün o karmaşaya rağmen sakince oturmuş sessiz hastane odasında ki yalan telaşla beni izleyen suratlara bakıyordum. Ne annemin elimi tutması sorundu şuan ne de Curtis'in başımda dikelmesi. Harry'ye bakışlarımla yalvarıyordum beni buradan çıkarması için. Çok geçmeden beni anlamış olacak ki sırtını krem rengi duvardan çekti ve sessizce yanıma adımladı. Boşta olan sol tarafıma oturup elimi kavradığında sağ elimi annemin yumuşak ve sıcak avuçları içinden çekip dikkatlice Harry'ye bakarken dudakları büzüldü ve elimi kaldırıp üstüne yumuşak bir buse kondurdu.

''Şimdi iyi misin? ''

Yapmacık bir şekilde gülümsedim.

''Daha iyiyim. ''

Diye fısıldadıktan sonra gözlerimi bir kez kapatıp açtım ve bana bakan derin yeşil gözlerine mavi gözlerimi diktim. Gözlerinde milyonlarca duygu vardı fakat içlerinden birini dahi anlayamıyordum. Anlamama izin vermiyordu. Kendini insanlara karşı kapamış kimse onu anlamasın, içinde kopan fırtınalara kapılıp savrulmasın diye kendini iç dünyasına kilitlemiş ve buna rağmen dimdik ayakta durabiliyordu. Sonra ona imrendim. Bu kadar güçlü olabildiği için. Ben onun kadar güçlü olsaydım şayet şuan mutlu mesut hayatımı sürdürürdüm. Ama elbette kolay yolu seçmiş benliğimi sonu gözükmeyen karanlık bir uçurumdan yuvarlamıştım. Mutlu olmam, Güçlü olmam gerektiği zamanlarda ben kendimi aptal ergenler gibi uçuruma atmıştım. Kalbimin pas tutmuş sevgi dolu kısmı yavaş-yavaş gıcırdayarak açılırken içerde ki yeşil gözlü kıvırcık saçlı çocuk bana öylece sırıtıyordu. O çocuk şuan ellerimi tutuyor ve derin-derin gözlerimin içine bakarken titrek bir soluk aldım.

''Yalnız kalmak istiyorum. ''

Fısıldadığımda boğazıma batan görünmez bir hançer varmış gibi elimi boğazıma getirip bir süre orada tuttum. Onlar bir şey demeden odayı terk ederken güçlü sevgilim benim elimi daha sıkı kavramış ve saçlarımla oynamaya başlamıştı.

''Yalnız kalmak istediğimi söyledim. ''

Eşsiz gülümsemesini bana bahşettiği anda durup ona defalarca kez teşekkür etmek istesem de kendimi frenledim.

''Sen istesen de istemesen de seni bırakmam Violet. ''

''Onu nereden tanıyorsun. ''

Sevimli kelimesine karşılık olarak sorumu yönelttiğimde yumuşamış yüz hatları birden sertleşti.

''Kimi nereden tanıyorum?''

''Curtis'i. Onunla arkadaş mısın?''

''O benim ezeli düşmanım Vi. ''

''Ezeli düşmanının evinde ne işi vardı Harry?''

Tek kaşını kaldırdı ve beklemediğim bir anda boğazımdan beni kavrayıp kasılmış yüzüne yüzümü sertçe yaklaştırdı. Burnuma mayhoş bir boku yayan dudaklarını dili ile ıslattı.

''Beni sorguluyor musun? Gerçekten mi? Huh sanırım bunu istemezsin Violet. ''

''Benden ne saklıyorsun. ''

Güçlükle konuştum çünkü tanrının bana bahşetti nefesim yavaşça daralırken konuşmak beni daha çok yoruyor ve beynimin bedenime onun elini oradan çek komutunu yollamasına rağmen kolumu kaldıracak gücü kendimde toplayamıyordum. Vücudumun merkezini sanki bıçakla parçalara ayırmışlar gibi hissediyordum. Bu his tıpkı bir saç teli kadar ince bacaklara sahip güvercinin bedeninden ayrılmak üzere sallanan bacağına benziyordu.

''Ne-Nefes Alamıyorum.''

''Senden bir şey saklasam ne olur saklamasam ne olur Violet?''

Çenemin kasıldığını hissettiğimde son kez nefes almaya çalıştı ciğerlerim. Fakat başarısız oldum. Gözlerim kaymak üzereyken boğazımdan elini çektiğinde öksürüklere boğuldum. Boğazım yırtılırcasına güçlü ve sesli öksürürken o karşımda durmuş sadece beni izliyordu. Ve yemin ederim ki kendi eseriyle gururlanır gibi bir hali vardı. Elimi refleks olarak boğazıma yerleştirip öksürüklerim arasında konuştum.

''Sen''

Güçlü bir şekilde öksürdüm ve yüzüne güçlü bir tokadı geçirmeden önce konuştum.

''Sen tam bir götsün Harry. ''

Tokadımın etkisiyle yüzü sola düşerken gözümden akmak üzere iznimi alan gözyaşı yavaşça ve masumca kendini bıraktığında yanağım boyunca yol izledi ve elime damladı. Ve ben uzun zaman sonra ilk kez bir erkek için göz aşı döktüm o gün. O odadan çıkıp gittiğinde arkasından pişmanlıkla gözyaşı döktüm. Çok gözyaşı döktüm. O gece çok ağladım ben. Haykırılmayı bekleyen gerçekleri içimde tutsak edip sessizce ama bağırmak istercesine çok ağladım ben o gece. Yanıma gelen Curtis'i umursamadan acı içinde ağladım. Aptallığıma ağladım. Bir kez daha elimdekini kaybettiğime ağladım. Ben o gece hiç ağlamadığım kadar çok ağladım.


I found everything I thought I lost before

Daha önce kaybettiğimi sandığım her şeyi buldum


And you call my name

Ve adımı söyledin


I come to you in pieces

Sana parçalanmış halde geldim


So you can make me whole


Bu yüzden beni bütün yapabilirsin

Suicide RoomWhere stories live. Discover now