Episode 11 ''Risk''

8.2K 493 17
                                    

SA BEN GELDİM :D . Geçen hafta hiç mi hiç yazasım yoktu ve yazamadım. Bu haftada böyle bir geçiş bölümü yazdım. Daha uzun yazardım ama kuşumun bir şeyi var kötü duruyor ve ben ona üzülüyorum. Kuş fobimi yenmek için alınan kuştan nefret ettiğimi sanarken bu gün hastalanınca böyle kötü oldum ve bölümü güzel yazamadım yani. Evet pek fazla konuşmuyorum. Facebook'ta bölüme koyduğum sınır geçince yazmaya başlarım bu yüzden hikayenin sınırı geçmesi için One Direction Team Hikayeleri sayfasından +50bin beğenisi var dış bağlantıda link var açamayanlar profilimde mevcut. Bana ulaşmak için instagram hesabı'mı takip edebilirsiniz [@rihfectt  ]. Yazım hatalarım varsa kusura bakmayın bölüme geçerbilirsiniz  

Dinleyin : Taylor Swift - I Knew You Were Trouble 

**** 

Sınavın bok gibi geçmesi ile sinirlerim alt üst olmuştu. Okula gelince sınav haftasında olduğumuzu öğrenmem benim için pek iç açıcı bir olay değildi. Üstüne üstlük 2 gündür Harry'i görememiştim. Daha doğrusu ondan kaçtım desem doğru olur. Beni kaç kere aramıştı fakat açmamıştım. Cevapsız mesajlarını ve evimin önüne geldiğinde yokmuş gibi bahane yaptığımı sayarsak elbette hala onun beni ne çabuk sevebildiğini düşünüyordum. Yani daha tanışalı ne kadar oldu ki beni hemen sevebilecek? Bu biraz tuhaf kaçıyordu.

Düşünceler arasına dalmaktan sıyrılıp kantinde boş bir masaya oturdum. Elimdeki kahveyi dudaklarıma yaklaştırıp sıcak kahvenin ağzımı yakarak boğazımdan inmesine takılmadan sabah gelirken aldığım bitter çikolatalı yemek için bekleyen Donut'ı çantamdan çıkardım. Paketi açıp içinden sabırsızca çıkardığımda koca bir ısırık aldım. Karşı sandalyemin çekilmesiyle yerimden sıçradım. Sert yüz hatları ve keskin bakışları ile bana sorgularcasına bakan Harry'i görünce çiğnemeyi durdurdum. '' Sikeyim sen ne yaptığını sanıyorsun?!'' Diye gürleyince kantinde meraklı bakışlar bize çevrildi. Yutkundum ve çantamla kahvemi alıp hızla masadan kalktım. Koşarcasına kantinden çıkarken arkamdan gelen ayak sesleri ile hızımı arttırdım. Okul binasından seri adımlarla çıktıktan sonra kolumda bir el hissetmem ve arkaya çekilmemle elimdeki kahve yere düştü ve Harry beni kendine çekti. '' Ne yapıyorsun sen?!'' Diye bağırdığında içeride ki gibi bahçede duranlar bize döndü. '' Bağırma sik kafalı herkes bize bakıyor!'' Diye çemkirdim. '' Sikerim herkesi benden neden kaçıyorsun!'' kolumu elinden kurtarmaya çalıştım. '' Sanane bırak beni. '' Derin bir nefes aldı ve hızla okulun otoparkına ilerlemeye başladı. Tabii peşinde de beni sürüklerken bunu yapmıştı. Artık meraklı bakışları umursamadan kolumu tutan elini itmeye çalışırken bağırıyordum da '' Bırak beni dedim sana nereye gidiyoruz. Ya bıraksana!'' Benim koşma hızım onun yürüme hızıydı. Bu yüzden daha fazla hızlı yürümeye dayanamayıp ayaklarım birbirine dolandı ve yere düşmekten belimi sıkıca kavrayan kollar tarafından kurtuldum. Harry beni sırt çantası takıyormuş gibi sırtına attığında çığlık attım ve gömleğine sıkıca tutundum. '' Ne yapıyorsun geri zekalı indir beni!''  beni aldırmayıp ilerlerken konuştu. ''Kes sesini!'' uzun saçlarım yere değiyordu ve bu hiç hoş bir bok değildi. Sinirle elimi kaldırdım ve saçlarımı toplamaya çalıştım. Bileğimde ki düz siyah iple saçlarımı topladım. Bunu yaptıktan sonra tepetaklak oldum ve ayaklarımın üzerine değdim. Harry arabasının kapısını açıp kolumdan tuttuğu gibi beni arabaya sertçe bindirmiş kapıyı hızla kapatıp kendi tarafına ışık hızıyla geçti. Sürücü koltuğuna yerleşip kontağı çevirdi ve gaza bastı. Bense tüm bunları yaparken şaşkınca ona bakmakla meşguldüm.  '' Harry sen manyak mısın?!'' Sadistçe güldü. '' Evet manyağım ne kadar delirdim günlerdir haberin var mı. Ulan eve geliyorum yoksun arıyorum açmıyorsun mesaj atıyorum siklemiyorsun , okuluna geliyorum ilk defa bu gün geliyorsun senin amacın ne Violet. '' bağırırken boğazında çıkan damarına bakmayı kesip bakışlarımı ellerime çevirdim. '' Üzgünüm tamam mı sadece düşünüyordum. '' Omuz silkti. '' Sadece düşünüyormuş. Beni buna pişman ettin. Sana seni seviyorum dediğime pişman ettin. '' Yenilgiyle omuzlarımı düşürdüm. Okulun otoparkından çoktan çıkmış olan arabayı öylesine gittiğimiz yolda sakin bir şekilde kenara çekti. Arabayı durdurup bana döndüğünde bende ona döndüm. '' Bana düşünmem için fırsat tanımıyorsun Harry. Biz daha tanışalı 1 ay olmadı ve sen bana beni sevdiğini söylüyorsun. Kafamı karıştırıyorsun tamam mı? '' Dediğimde derin bir nefes alarak direksiyonda olan elini yüzüme yaklaştırıp parmak uçlarını yanağıma değdirdi. Bir süre eli oradayken beni izledi. '' Pekala. Sana zaman vereceğim. '' Başımı salladım. '' Beni eve götür. '' Bir şey demeden arabayı çalıştırdı ve gaza bastı. Alice ile konuşmam lazımdı hem de hemen.

****

'' Tanrı aşkına Violet. '' Diye inledi Alice ve elindeki yastığı yüzüne kapatıp bir süre öyle durdu. '' Çocuk seni merak etmiş yahu ne güzel işte. '' Alice'i Harry beni eve bırakıp gittiğinde çağırmıştım. Oda bir şey demeden hemen bana gelmiş ve neler olduğunu anlatmamı istemişti. Bende ona her şeyi en ince detayına kadar anlattığımda Alice az önceki tepkileri vermişti. '' Bak bu benim için önemli bir şey tamam mı. Sevgi basit bir kelime büyük bir histir. Önemi vardır. Ben sadece korkuyorum tamam mı? Neler olacağından neler yaşayacağımı bilmeden hareket etmekten  korkuyorum. '' Alice büyük bir ciddiyetle konuştu. '' Her zaman her şeyden korkarak yaşayamazsın. Hayat sonu belli olmayan bir senaryo anladın mı? Ne yaşayacağımızı birkaç dakika sonra nefes alacağımızı bile bilemezken yaşıyoruz.  Zaten neler olacağını bilmeden yaşamamız bile en büyük sorumlulukken neden her şeyi akışına bırakmıyorsun ki? '' Yutkundum. '' Risk almadan yaşayamazsın. İnsanlar ufakta olsa hatalar yapmadan yaşayamazlar. Sadece akışına bırak işte. '' Yutkundum ve başımı salladım. '' Onu ara. '' Hipnotize edilmiş gibi dediğine ayak uydurdum ve komodinin üzerinde duran telefonumu alıp kilidini açtım. Rehbere girip H harfine geldikten sonra onun adına tıkladım ve arama tuşuna basıp telefonu kulağıma yaklaştırdım. Telefon ikinci çalışında açıldı ve onun sesini duydum. '' Violet ? '' Yutkundum ve gözlerimi kapatarak konuştum '' Konuşmamız lazım Harry. '' Umarım bu yapacağımdan pişman olmazdım. Umarım dönüşü olmayacak bir yola adım atmış olmazdım. 

Suicide RoomWhere stories live. Discover now