Episode 13 ''Huzur''

7.7K 475 63
                                    

Dinleyin : One Direction - Night Changes

****

  Huzur.

Şuana kadar 1-2 kere hissettiğim ve insanı yerin altından bulutların üzerine çıkarabilecek ve mutlulukla ölümüne kapışabilecek duygulardan birisi.

İnsan sevdiklerinin yanında veya hobilerini yaparken huzurda hissedermiş. Bende o benim dizimde yatarken huzuru hissediyordum.

Arsız dalgalı saçları ellerim arasında kayıp giderken derin bir nefes aldı ve bacağımın üzerindeki elini çekip kaslı kolunda duran elimi aldı ve parmaklarını-parmaklarımın içinden geçirip ellerimizi birbirine kenetledi.

Sarhoş bir gülümseme yüzüme yayılırken derin bir nefes aldı.

''Sanırım uykum geldi. ''

Kıkırdadım. Sırtımı dikleştirip yarım saattir izlediğimiz Londra'nın eşsiz manzarasına bakışlarımı çevirdim ve konuştum.

''Uyumakta serbestsin. ''

Gülümsedi.

''Sanırım biraz şekerleme yapsam fena olmaz. ''

Başımı salladığımda yeşil gözlerini kırpıştırdı ve bir elini korumacı tavırla belime sarıp başını biraz oynatıp rahat bir konum aldı. O gözlerini kapadığında gülümsedim ve bende gözlerimi kapadım.

Tanrım ona orada seni seviyorum dedikten sonra kısa bir şok geçirse de dudaklarıma yapışmış ve uzun süren nefes kesici öpüşmeden sonra ayağa kalkıp bende seni seviyorum diye bağırmıştı. Daha sonra pekte romantik olmayan bir şekilde ondan çıkma teklifi almıştım.

Şey beni yanlışlıkla düşürmeseydi oldukça romantikti aslında.

Daha sonra buraya gelmiştik. Bizim dışımızda birçok çift burada Londra'yı izlemeyi tercih ediyordu.

Tıpkı bizim gibi.

Alice haklıydı artık bir şeyleri yaşamaktan korkmamalıydım. Riski göze almalıydım. Hayatımı yaşamlıydım.

Çünkü hayat bir damla gözyaşının hızlı bir şekilde gözlerinizden akışından bile daha hızlı ilerliyordu.

****

-Harry'nin Bakış Açısı-

Liam kahkahalarını durduramazken Louis bir şey demeden odadan çıktı. Eve geleli baya oluyordu ve çocuklar yeni gelmişti. Onlara bu gün olanları keyifle anlatırken hanım evladı Louis bana kızmış oyundan vazgeçmediğim için birkaç küfür etmişti. Neymiş efendim o kız bundan daha kötü olabilirmiş.

Umurumda değil.

Hayatım boyunca insanların ne hissedeceğini ne düşüneceğini önemsemeden yaşamıştım ve bunu onlarda biliyordu. Kendi öz aileme bile umursamaz davranan birisi elin 7 kat yabancısı bir kız için mi üzülüp oyunumdan vazgeçecektim.

O kız beni Curtis'e götüren tek yoldu.

Curtis ile aramızda ne geçtiğini bilmenize şu an için gerek yok fakat tek bildiğim ve günlerdir aklımda olan şey ondan alacağım intikamın nasıl güzel olacağıydı.

****

''Evet, ben iyiyim güzelim sadece seni merak ettim ve aramak istedim. ''

Arabayı durdurup kontakta duran anahtarı çıkardım.

''Pekâlâ, ben okuldayım 1 dersim kaldı ona girdim ve hocanın gelmesini bekliyorum ve ah şey bu akşam müsait olur muyum bilmiyorum mesajını yeni gördüm. ''

Sırıttım.

''Onu konuşuruz güzelim. Dersten çıkınca bana mesaj at. Görüşürüz. Seni seviyorum. ''

''Görüşürüz. ''

Bir şey demeden daha doğrusu oda bana seni seviyorum demeden telefonu kapattığında derince bir nefes aldım. Kolumda ki pahalı saati kaldırıp baktığımda derslerinin yaklaşık 30 dakika sonra biteceğini gördüm.

Onu akşam Curtis'in de sık-sık gittiği mekâna götürecek ve herkesin daha doğrusu Curtis itinin sevgili olduğumuzu öğrenmesini sağlayacaktım. Belki gece sonunda kendimi onun içine gömerdim ve birazda olsa şu oyunda zevk açısından karlı çıktığım kısım olurdu.

Bilirsiniz ben bir erkeğim ve ihtiyaçlarım vardır. Ve bu ihtiyaçlarımı karşılaması için yeni kurbanım kim bunu biliyorsunuz. Evet, doğru cevap. Violet.

-Violet'ın Bakış Açısı-

Ödevleri not defterime yazıp siyah çantamın açık olan kısmına not defterimi attım. Güneş yüzünden çürüyen sol yanım sıcacık olmuştu.

Ve tahminimce uykumun gelme nedeni buydu.

Bırakın sınıfta perde olmasını perde takacak korniş bile yoktu.

Sikeyim böyle okulu.

Sinirle sıranın altında ki 2 kitabımı ve 2 defterimi aldım. Siyah çantamı koluma asıp sol elimle de kitaplarımı aldıktan sonra sağ elimle telefonumu açtım.

Mesaj veya bir çağrı yoktu. Bunu önemsemedim. Harry'e dersin bittiğine dair mesaj atıp sınıftan çıktım ve kalabalık koridorda merdivenlere ilerlemeye başladım. Basamakları tek-tek inerken aklımda Harry vardı. Onu özlemiştim. Umarım akşam bir işim olmazdı ve buluşurduk.

Bilirsiniz hemen sevgilisini özleyen ergen kız triplerindeydim.

Özellikle okulda benden küçük olan kızlar olunca bende ister-istemez onlar gibi hareket ediyordum.

Bir çeşit merak.

Okul binasından çıktığımda arabasına yaslanmış bekleyen bir Harry görünce heyecanla ve şaşkınlıkla gözlerim büyüdü. Koşar adımlarla yanına gidecekken gördüğüm kişiyle yerimde çakıldım.

Pekâlâ, onun burada ne işi var?  


Suicide RoomWhere stories live. Discover now