Episode 15''Kisses''

8.6K 530 34
                                    

Sanırım bu hikayeye 2 haftada bir bölüm atacağım ha. Neyse. Her ne kadar ben her hafta yazmak istesem de bir şey oluyor ve 2.haftada yazmaya başlıyorum sadece ne? bu boktan bir durum. Evet uzun yazmaya çalıştığım bir bölüm oldu ve dün keşfettiğim bir şarkı ile yazdım biraz depresif gibi oldu. Sadece çok değil 20.bölüme kadar durgun olsa da 20.den sonra dananın kuyruğu kopacak fşslfsd. Umarım hoşunuza giden bir bölüm olur. Facebook'ta bölüme koyduğum sınır geçince yazmaya başlarım bu yüzden hikayenin sınırı geçmesi için One Direction Team Hikayeleri sayfasından +50bin beğenisi var dış bağlantıda link var açamayanlar profilimde mevcut. Bana ulaşmak için instagram hesabı'mı takip edebilirsiniz [@rihfectt]. Yazım hatalarım varsa kusura bakmayın bölüme geçerbilirsiniz  

Dinleyin : Lisa Hannigan - You Haunt Me

****

Çok uzun zaman önce kaybettiğim bir duyguyu damarlarıma kadar hissediyordum. Ruhum uyuşmuştu adeta. Beynimin etrafında uçuşan düşünceler ve zihnimin bana sık-sık yaptığı o halüsinasyon dolu oyunlar hepsi bir köşede durmuş benim huzuru bulan vücudumu izliyordu adeta.

Çok uzun zaman olmuştu huzur vücudumu sarmalamayalı.

Ve şimdi kollarına sıkıca tutunduğum bu adam bana huzuru bahşetmişti. Esen sert rüzgâr bile huzur bulmuş bedenimi ürpertmiyorken yavaş dokunuşlarla uzun parmakları saçlarımı usulca okşuyordu. Tek eliyle beni sıkıca kavramış tek eliyle ise saçlarımla oynuyordu. Arada bir başıma kondurduğu tatlı öpücükleri tıpkı uyuşturucu içmişim gibi beni uçuruyordu. Kesinlikle birazdan delirecektim.

Sarhoş olmak.

Şuan ki halimi tanımlayabileceğim kelimelerden biriydi sarhoş olmak. Sanki dünya üzerinde bulunan en sert içkileri içmiş ve dünyadan soyutlanmış gibiydim.

Uyuşmak.

Sanki uyuşturucu kullanmış ve bedenimi Harry'e teslim etmiş kadar sakindim şuan. Dünya yansa takmazdım kafama.

Huzur.

Buydu beni aptallaştıran his. Kendi benliğim bile artık benden nefret ediyor bilinçaltım ise sürekli ölmem gereken şeyleri kulağıma fısıldarken şimdi ise susmuş sadece anın tadını çıkarmamı emrediyordu bana.

''Ne düşünüyorsun. ''

Boğuk sesini duyduğum an vücudumdan bir ürperti geçti. Derince bir havayı içime çekip sorusunu yanıtladım.

''Hiçbir şey düşünemiyorum desem bana inanır mısın? ''

Başımı yasladığım sert ama bir o kadar sıcak göğsü titrediğin de ve kulağıma eşsiz kıkırtısının tınısı dolduğunda gözlerimi kapatıp huzurla gülümsedim.

''Bu gece benimle uyur musun?''

Sakince sorduğunda gözlerimi açmadan cevapladım.

''Elbette. ''

****

Harry beni kucağına oturtup toplu saçımdan açık kalan bir tutamla oynadıktan sonra elimi ensesine yerleştirdim ve yüzünü kendi yüzüme yaklaştırıp dudaklarına ufak bir öpücük kondurdum. Gülümseyip küllüğe koyduğu sigarasına uzandı ve aldı. Bende bacaklarımı uzatıp kucağına iyice yayıldım. O sigarayı biçimli dudakları arasına yerleştirip içine derince bir nefes çekerken yanakları içine çökmüştü. Gözlerini sigaraya dikmiş ince kaşlarını çatmıştı. Çok kısa bir süre sonra dudaklarından sigarayı ayırdıktan sonra dumanı üflemeden bana baktı. Ensemden tutup beni kendine çektikten sonra dudaklarını aralayıp dolgun dudaklarında ki dumanı usulca dudaklarımın üzerine saldı. İnledim ve dumanı içime çekip dudaklarımızı birleştirdim.

Ustaca üst dudağımı emmeye başladığında parmaklarım saçlarını buldu ve onlara sıkıca asılıp kendime çektim.

Hızla onu iterken yatakta geriye doğru düştü. Üstüne tamamen yerleşip uzandığımda dudaklarımız hala ayrılmamıştı. Alt dudağını dişlediğimde inledi ve ellerini kalçamda hissettim. Uzun parmakları kalçamı sertçe sıktığında zevkle gözlerim kaydı ve kapandı. Berbat bir şekilde inlediğimde dudaklarının gerilmesi ile güldüğünü anladım.

Bunu umursamadan anın tadını çıkarmaya başladım.

Çünkü onun öpücüğü beni sarsıyordu. Resmen havalara uçuruyor ve lanet olası nefes alma ihtiyacımız yüzünden dudaklarımız ayrıldığında ise yere çakılmış gibi oluyordum.

Ona her bakımdan ihtiyacım vardı ve ihtiyacımın çoğu kısmını dudakları ile gideriyordu.

Ona olan sevgim gün geçtikçe içimde alevlenen bir kıvılcım gibi artarken her gün aklımı karıştırıyordu.

Ahlaksız şeyler düşünüyordum ve utanmıyordum.

Onunla ilkimi yaşamak istiyordum ve bu utanç verici olmaktan çok zevk verici geliyordu.

Beni değiştiriyordu.

Ve ben bundan memnundum.

''Vay canına.''

Dudaklarımız birbirinden ayrıldığında öpüşmekten kızarmış ve zaten dolgun olan dudakları biraz şişmişti. Saçlarını çekiştirdiğimden dolayı uzun dalgalı saçları dağılmıştı ve o tapılası görünüyordu!

''Bu çok ateşliydi güzelim. ''

Gülümsedim ve ellerimi yanaklarına yerleştirdim.

''Şu bokluğa bir son ver oldukça romantik anlar yaşıyoruz ve uh bu iğrenç ''

Söylediklerime abartıyla kahkaha atmaya başladığında gülümsedim. Beni belimden kavrayıp sertçe yatağa yatırdı ve hafifçe üzerime eğildi.

''Seninle yapmak istediğim çok güzel şeyler var ama uykum daha ağır basıyor asık ''

Gözlerimi devirdim.

''Bende uyumak istiyorum. ''

Bir şey demeden kollarını belime sardı ve yatakta biraz aşağıya kayıp göğsüme yattı. Kollarını biraz daha sıkı sarıp ban iyice tabiri caizse gömüldüğünde sarhoşça gülümsedim.

''Normalde bunu benim yapmam gerekirdi Rapunzel. ''

''Ama biz normal bir çift değiliz Asık. ''

Onun cevabına ise sadece gülmekle yetindim.

Ne diyebilirim ki haklıydı.

*****

''Seni arayacağım. Görüşürüz. ''

Dudaklarına ufak bir öpücük kondurdum ve arabadan indim. Kapıyı kapatıp ona el salladıktan sonra karşılık verdi.

Arkama dönüp bahçe kapısını açtım ve beyaz eve ilerlemeye başladım. Gergince bir nefes aldım ve verandadan çıktım.

Bu lanet eve girmek istemiyorum. Sadece hala eve girmemi bekleyen aptal sevgilimle beraber uyumak istiyorum.

Belki arada yemek yer ve sohbet eder arsızca oynaşırız o kadar.

Sadece bu eve girmek istemiyorum ama maalesef hayatta ne istersem gerçekleşmediği için buda gerçekleşmedi.

O lanet eve girdim.

''Violet. ''

Babamın sesini duyduğumda gözlerimi devirdim ve salona ilerledim. İçeri girmeden sordum.

''Evet? ''

''Seninle konuşmamız gereken bir şey var. ''

Tek kaşımı kaldırdım ve konuştum.

''Evet? ''

Babam gergince bir nefes aldı. Annem ise ona destek olurcasına elini tuttuğunda yüzümü buruşturdum.

''Bu sene söyleyecek misiniz? ''

''Taşınıyoruz. ''

Siktir , ne?!

Suicide RoomWhere stories live. Discover now