Zoraki Evlilik - 6 / •2

51.1K 1.4K 261
                                    

Multimedia-> Tüm kadro.
Bu bölüm diğerinin devamıdır.
Bu bölümde Almilanın abisi Alper ( Francisco Lachawski) gelicek ve bir iki bölümde gidecek. :)))
Bu arada abisi Kaan ve Elçin( yengesi ) tatilde.
___________

AZRA'dan devam...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sabah gözlerimi açtığımda Merçle sarmaş dolaş yatıyorduk. Gözlerimi pörtletip Meriçten ayrılmaya çalıştım ama hayvan. İt. Malfazor. Dolamış ahtapot kollarını belime. Debelendikçe daha çok sarıyo kollarını götozor.

"Rahat dur. " Diye konuştu gözlerini açmadan. Bende
"Kolaysa sen dur! Ya Çek şu kollarını. " Dedim ve biraz daha debelendim. Birden ne olduğunu anlamadan Meriçle yeri boyladık. Hemde çarşafa dolanık bir biçimde. Meriç kahkaha atarken ben sinirden hala debeleniyordum. Bana

"Rahat dursaydın şu anda bu pozisyonda olmazdık karıcım." Dedi ve güldü. Ah gülme şöyle ya. Bir dakka bu bana 'karıcım' dedi. Oha mk!! Ama bende Azraysam kısasa kısas.

"Bu pozisyonu benim sevmediğim kesin ama senin çok hoşuna gitmiş gibi kocacım. " Dedim ve sırıttım. Sonra "Yardım ette çıkalım hadi. " Diye cırladım. Buna kahkaha atıp
"Dediğin gibi bu durumdan memnunum ve yardım etmeye hiç niyetim yok. " Dediğinde sinirlenip boynumu kafasına gömdüm ve kulağını ağzıma alıp ısırdım. Beş on saniye sonra çarşafdan kurtardı bizi ve ayağa kalktık. Kalkar kalkmaz Duvarla arasına girmeyi beklemezdim. Hızlı hefes alışverişim ve onun bu kadar yakın olması nedeniyle çarpan kalbimle beraber gözlerine bakıyordum. Gözlerini dudaklarıma çevirip

" Beni tahrik ediyorsun. " Dedi ve çekildi. Sonra odadan arkasında şaşkın bir ben bırakarak çıktı.

Okula gideceğim için üzerimi değiştirmeye başladım. Altıma koyu bir kot şort. Üzerime içimi gösteren bir kumaşı olan göbeği açık beyaz bir
t-shirt giydim. Tabiki içime normal bir südyen giymedim. Kopçesiz, kalın askılı ve göğüslerimi kapatan yarım atlet tarzı olanı giydim. Ayakkabı olarak gök mavisi converslerimi ayağıma geçirdim. Saçlarımı su dalgası yaptım. Eyeliner-rimel ve biraz parlatıcıyla tamamdım.

Aşağı indiğimde mutfakta birşeyler atıştıran Meriçin yanına gidip
"Ne yapıyorsun?" Diye sordum. Bana
"Sence?" Dedi özürlü. Buna gözlerimi devirip dolabı açtım. Salam, kaşar peynırı ve bir yaprak kıvırcık çıkardım. Sandviç ekmeğinide alıp içine koydum. Dolaptan portakal suyunu alıp bir bardağa doldurdum. Sandviçi tabağa yerleştirip, bardakla elime aldım.

Tabakla bardağı masaya koyup, sandalyeye oturdum. Sandviçinden bir ısırık alıp kafamı kaldırdım ve yine sinirli bit Meriç ile göz gözeyim. Bir nefes verip

"Gene ne yaptım?" Dedim. Çünkü ne yapsam sinirleniyor bu malfazor ya.
"Sana demedimmi geçen ben hiç giymeseydin diye?!" Deyince gözlerimi devirip
"Ne varmış giyindikşerimde? Hem sen bana karışamassın. Sandviçimi yiyip okula gidicem. Bu arada bir daha arkadaşlarımı dövme. " Deyip sandviçim den ısırdım.
"Ne yani o Caner iti sana benim yanımda ' benimsin ' dicek ve ben dövmicem ha? Çok bekle. Neyse ben çıkıyorum. Sende oyalanmadan çık evden." Deyip yanağımdan makas aldı. Dokunduğu yer alev alırken Caner'i dövme sebebinide öğrenmiş oldum. Caner bana 'benimsin' dediği için dövmüş onu. Hahahamm. Musmutlu oldum şimdi.

Sandviçimi yedikten sonra evden çıktım. Arabam kapılaydı. Arabanın nasıl geldiğini falan düşünmeden bindim. Zaten anahtarda içindeymiş. (Hırsız gelip çalmaz. Garajda :D) Arabayı çalıştırıp gaza bastım.

Kısa bir süre sonra okula varmışım. Hatta ilk ders geçmiş şu an tenefüsteydim. Yani tenefüsteydik. Ben, Deniz ve Irmak. Irmak telefonuyla uğraşıyor. Deniz yeni başladığı kitabı okuyor. Ben ise burdan gözüken çardaktaki Meriçi kesiyordum. Ah tabi unutmamak gerekir ki yanındaki Sürtükler onu yiyordu. Sinirden tırnaklarımı kemirirken Ebruda oraya gitti.

Ebru okulun baş sürtüğü. Tüm erkeklerle beraber olmuştur. Birbirimizden nefret ederiz. Çünkü Enreyi de ayartmaya çalışmıştı ve ben yüzünden başaramamıştı. Şimdi sıra Meriçte akıyorum.

Kızlar Meriçin yanına oturduğunda Ebru kaltağı direk Meriçin kucağına oturdu ve dudaklarına yapıştı. Meriçte o pis sürtüğün belini kavradı ve kucağında rahat bir pozisyona getirdi.

Şu anda içimde kopan fırtınalar, tusunamiler, poyrazlar, kasırgalar dünyayı nasıl sarsıyorsa benide öyle sarıyorlardı. Şu an sadist birinin karnıma bir bıçak sokup, o bıçağı içinde döndürmesiyle birlikte acı çektiğim için kahkahalara boğulmasıyla acımın kat be kat artışı gibi acıtıyorlardı canımı. Şu anda seni köpek kovaladıkdıktan sonra ne kadar kurtulsanda zar zor aldığın nefesi kaybettiriyorlarmış sana. Şu anda....Ah şu anda kocam olucak şerefsiz karşımda başka bir kızın dudaklarını sömürüyordu ve bu canımı kalbime hançer sokup çıkarıyorlar ve bu işlemi tekrarlıyorlarmış gibi acıtıyordu.

Bu görüntüye daha fazla dayanamayacağımdan hızla sandalyeden kalkıp arabama koştum. Deniz arkamdan bağırıyordu ama aldırış etmedim. Artık gözyaşlarımda benden bağımsız akıyordu. Yavaşça hıçkırıklara dönüşerek ağlamam şiddetlendi.

Koşarken birine çarptım. Kafamı kaldırdığımda Caner olduğunu gördüm. Bana endişeyle bakarken bir anda yükselip ona sarıldım. Ilkten afalladı ama sonradan oda doladı kollarını belime. Kafamı boynuna gömüp ağlamamın şiddetini dindirdim. Sonra geri çekilip Caner'e

"Beni e-eve götürürmüsün?" Dediğimde bana olumsuz anlamda başını sallayıp
"Biri birşey mi yaptı Azra? Yoksa A-" sözünü kesip
"Hayır. Sadece beni evime götür Caner. Lütfen. " Dedim ağlamaklı sesimle. Caner bu sefer kafasını salladı. Onun Mercedesine bindik. Arabamı aldırırdım nasıl olsa. Kafamı cama yaslayıp yalıya varmamızı bekledim.

Araba durduğunda kafamı kaldırdım. Gelmiştim asıl evime. Caner bana
"Istersen gitme bu halde. " Dediğinde olumsuz anlamda başımı salladım. Yanağına kısa bir öpücük kondurup aşağı indim.

Kapıdaki görevli Yasin beye başımla selam verim babçeye girdim. Kapıyı çaldığımda açan kişi Emine Teyze oldu. Birden
"Azra..." diye bağırdı. Bu gülmeme sebep oldu. Sonra hemen gelip sarıldı. Sesi duyan annemde bu tarafa "Azra mı?" Diye gelirken beni gördü ve direk sarıldı. Benden ayrılıp yüzüme baktığında
"Ne oldu Azra? Neden ağladın?" Diye sordu. Ona
"Birşey yok anne. Almila nerede?" Diye geçiştirerek bir cevap verdim. Çok üstelemeyip "Onu misafir odasına yerleştirmiştim. Daha erkenya uyuyor." dediğinde tamm anlamında başımı sallayıp yukarı çıktım.
Odaya direk dalıp "Almila !!! " Diye bağırdığımda sıçrayarak uyandı ve "Ne? He? Kim ölmüş? " Diye acayip sorular sormasıyla kıkırdadım. Gözlerini ovup "Azra malı böylemi uyandırılır insan ya?" Diye sızlandı. Yatağa oturup "Anlatacaklarım var." Dedim ağlamaklı sesimle. Tabi Almila anladı ve hemen toparlanıp "Anlat çabuk. " Dedi. Bende baştan sona anlattım. Bazı yerlerde Meriçin ağzına sıçtı resmen. Bir küfür bir küfür...

Akşam olmuştu. Babam gelmişti. Yarın Sabah'ta Alper geliyordu. Almilanın abisi. Geldiğini söyledik. O normalde Istanbulda yaşıyordu ama Bodrum'a tatile gitmişti. O yüzden yarın Almilayı görmek için gelicek. Yani tatili yarım kaldı. Hahahahah.

Biz Almila ile odamda kalıyoruz. Gece ben ağalım o dinledi. Neden ağladım? Çünkü o Caner'in ağzına sıçıyor ama ben Ebruya bir bok yapamıyorum. Ayrıca ben kimseyle öpüşmedim. Neyse ağladık falan şimdi Almila horul horul uyuyor. Ha bu arada Meriç dakka başı aradı. Bir mesajında neden Canerle gitmişmişim de falan filan. Sen gör bak ben daha neler yapacağım.

____________

Aslında burada bırakmıcaktım. Ama geç oldu diye şimdi yayımladım. Yine 6. Bölümün devamı olarak yapıcam. Sonra 7 ye geçeceğim. Sizi seviyorum.

Oy ve yorum lütfenn:))))

Zoraki EvlilikWhere stories live. Discover now