Zoraki Evlilik

Zoraki Evlilik - 22

Multimedia- Azra. Meriç. Selim. Deniz. Emre. Irmak. Berkan. Almila. :))

-----

Azra'dan...

Eve geldiğimizde neredeyse akşam oluyordu. Tabii Meriç in sabrı taşmıştı. Yani neden mesajları söylememişim falan. Büyük bir kavga ettik. Aslında haklıydı. Söylemem gerekirdi. Ama Yani- Ahh tamam. Burda söyleyecek bir şeyim yok. Gayet haklı. O nedenle pek ses çıkamadım. Aslında pek kavga etmiş sayılmazdık. Ama fena bağırmıştı. Varya başka zaman olsa mevzu yaratıdım ama o kaybetme korkusu yaşadı. Defalarca! Bense hiç bu korkuyu yaşamadım. Sevdiklerim hep Yanımdaydı. Onlara benim yaşadıklarım kadar pek birsey olmamıştı. Ve ben Meriç in yerinde olsam bende bağırırdım herhalde.

İşte sonra Özür dilediğimde kocaman kollarıyla öyle sardı ki.. Anlatamam yani. O an orda sığındım ona, kokusunu içime çektim. Sonra bana 'Azra, öyle korktum ki. Selim telefon açtığında. Söyledikleri ok gibi saplandı. Nasıl evden çıktım hiç bilmiyorum. Seni kaybetmek istemiyorum Azra.. Bu kadar bağlandıktan sonra olmaz.' Deyince zaten koptu Bağlantılarım dünyadan. Dünya neydi? Biz nerdeydik? Koca evren bir anda yok mu olmuştu? Hiç bilmiyorum ama o an orda olmak benim için en güzel şeydi.

?●¿•

Sabah Uyandığımda saat 6:45'di. NE?! Oğlum 15 dakika da giyinip nasıl okula gidecektim lan ben? Aslında raporum var. Ama gidecektim çünkü çok önemli bir sınav var. Çalıştım mı? Hayır. Ne mi yapacağım? Kopya çekcem. Kimden? Tabiki Deniz den. Ahahaha. Yani başka zamanda sınav olabilirim ama yanımda Deniz olmayacak ve en önde ne kadar kopya çekebiliriz ki?

Neyse ne mal kalk hazırlan hadi diye kendimi yataktan attım. Tabiki düştüm. Tabii Meriç malfazoru sıçradı ve

"O ses ne lan?"

"Eben. Düştüm mal."

"Ahahahahahha!" Anırma seansı başlamıştır. Lütfen çevreyle bağlantılarınızı kesiniz. The p- aman ne yse boşver işte.

"Gülme mal geç kaldık okula. Oha on dakka mız var. Hadi kalk."

"Tamam."

Yataktan kalktı ve dolabın önüne gelip soyundu.(fesatlasmayin Boxerı var) Yuh çok seksi lan bu. Tamam tamam neyse. Bakım ne giyiyor bu? Göz ucuyla baktığımda sihay kotunu ve koyu gri t-shirtünü giydi. Ayağında siyah postallarını çekti.

"Ben aşağıdayım. Çabuk ol kadın." Gözlerimi devirdim ve odadan çıktı.

Siyah kotumu ve Meriç in başka bir koyu gri t-shirtünü giydim. Ayağıma da siyah postallarım. Ohh!

Dün arabayla giden çantamın bir benzerini alıp (siyah büyük bir kol çantası) telefon, defter, kalem, parfüm vs. Koyup makyaj masamın önüne geldim ve eyeliner-rimel ikilisinin kullanıp saçlarımı elimle şekillendirdim. Ortadan ayırıp sol tarafta kalan saçımın birazını sağ tarafa attım. Havalı oluyor lan böyle.

Çantamı omzuma taktım ve koşarak aşağı indim. Çünkü iki dakika kalmıştı. Evden çıkıp garajların oraya gittiğimde Meriç arabaya yaslanmış beni bekliyordu. Beni gördüğünde tek Kaşını kaldırdı ve baştan aşağı süzdü.

"Oo bana özenmeler falan. Ne iş? De dur bir dakika. O benim!"

"Artık benim. Hadi geç kaldık."

"Neyse bakalım."

Meriç in arabasına bindik ve okula doğru yola koyulduk.

-

Okulun yakınlarına geldiğimizde dünkü olay aklıma geldi ve nefeslerim hızlanma başladı.