Zoraki Evlilik

Zoraki Evlilik -7

Multimedia-> Azra&Meriç

Fotoyu ben yaptım :))

__________________________

Koltuklarda yerlerimiz aldık. Saat 12:28 di. 4 saat yolculuk yapacaktık yani. Offf. Benim uykum geldi. Uyusam mı acaba? Yani erken uyumam normalde ama bir uyku geldi bana. Zaten bu Meriç malfazorundan korkmaya başladım. S*kcek beni çocuk yaağğ. Noluya lan? Tövbe. Çok tövbe allahım. Lütfen şom ağzım tutmasığğnnn. Nerelere gidem beeğğnn. Kendimi 17 yerimden bıçaklıyım artı gelinlik giydirim, tecavüz edip ormana atıyıığğmmm. Ağağağağaaa.
~Lan gerizekalı! Kendine bunları nasıl yapçan ya. Dangalak. Sana gerizekalı bile dememem lazım benim. Gerizekalının içinde bir 'zekalı' kelimesi var. Sana ağar basar.~. Diyen iç sesime görsem ağzım açık bakmak isterim. Ne akıllısın lan. Ama dış sesten bir halt olmuyo. Olmaz zaten. Bu arada Tamam canım akıllısın falan da bu dediklerinle kendine laf sokuyon nabeeer??
~ Ay tamam ne var. Şimdi burda seninle ergenler gibi konişmicam. Hem sana bişey diyim. Sen kendimle konuşuyon deli falan mısın canom?~ diye yine laf soktu. Ya harbi malım. Kendi iç sesim bana laf sokuyo yaa. Aslında bu benimde tuhafıma gidiyor. Ama Deniz malıda iç sesiyle konuşuyormuş. Buda demek oluyorki herkes iç sesi ile konuşur. Evetttt buldum. Ama bir sorun var. Biz Denizle anormaliz. O bakımdan farklı olabilir. Oğğğffffff. Teâllam ya.

Yan tarafımda iki farklı kahkaha sesi duymamış o tarafa döndüm. Biri Meriç diğeri ise bir kız çocuğuydu. Onlara

"Ne var?" Dediğimde kız
"Canım on saattir sana sesleniyo sevgilim. Duymuyorsun. " Dediğinde başka bir çocuk aradım ama koltuklar 3lüydü ve başka çocuk yoktu. Kıza gülümseyip
"Ne diyomuş sevgilin?" Dedim ve Meriçe döndüm. Bana
"Uyu dicektim. Uyu uyu. " Dedi alayla. Gözlerimi devirip cama kafamı yasladım ve gözlerimi kapadım.

***

Birinin beni kucaklamasıyla uyandım. Ama gözlerimi açmadım. Kucaklayan kişiyi kokusundan anlamıştım. Hindistan cevizi kokuyordu. Güvende olduğumu biliyordum.

Birden soğukla buluştum. Biraz ürperince Meriçe sarıldım. Gülümsediğini hissediyordum. Biryere girdik sanırım. Çünkü biri
"Hoş geldiniz Meriç Bey. " Demişti yabancı bir dille. Zaten sıcakla bulusuncada anlamıştım.

Içeriden birileri yani kızlar yabancı bir dille
"Aa kızım bu Meriç Atahan değil mi ya?"
"Ohaa Meriç Atahan. "
"Lan bayılıcam Meriç Atahan buuu. " Diyorlardı yabancı bir dille. Oha burda bile tanınıyo malfazor. Her yerden bir ses geliyordu. Herhalde beni yeni fark ettilerki

"Kızım bu kucağında ki kim?"
"Oha sürtüğe bak Meriçin kucağında."
"Lan ben bu kızı yolarım. "
"Oha Meriçe bak kızı nasıl taşıyor?"

Sesler kesildi. Çünkü asansördeydik.

Sonra bir kapı açıldı ve odaya girdik. Beni yatağa bırakıp üzerimi örttü.

Oha lan ne yapıyor o?
~Saçını okşuyo amk~. Yinemi sen ya? Neyse sus. Harbi saçımı okşuyo ya.

Yani bu tamam klişe gibi ama gerçekten çok farklı. Dokunuşu. Okşaması. Şefkati... Bambaşka bir his bu. Saçıma doladığı parmakları... Tarif edemiyorum. Çünkü bu bir his. Yaşanması gerek. Ancak öyle anlayabilirsin.

Birden o şefkat kayboldu. Elini çekti. Ne vardı biraz daha dokunsa?

Gidip valizi açtı. Fermuar sesinden anladım. Sonra yanıma oturdu. Tşörtümü sıyırmaya çalıştı. Ne oluyoruz lan? ~ Kızım ne fesatsın. Kıyafetini değiştirecek herhalde. Ha çaktırmadan uyumadığını. Salaksın ya sen ondan dedim~ GICIK!! Ama haklı.

Yavaşça kıpırdanıp gözlerimi açtım. Ona
"Ne yapıyorsun?"
"Böyle mi yatmak isterdin?" dedi ve kalktı yataktan. Sonradan valizden kendine bir eşortman altı aldı.