Zoraki Evlilik -28

8.6K 287 21
                                    

Telefonun arkasındaki sesi duyduktan sonra birkaç saniye öylece bekledim. Ardından hem Meriç'ten hem de Burak'tan adımı duydum ve kendime geldim.

"Ee Meriç şey ben birazdan geliyorum hadi görüşürüz." Dedim ve telefonu suratına kapattım. Canım, ben! Alkış!

"İyi misin?" Diye soran Burak'a gülümsedim ve "Evet de senin ne işin var burada?" Diye sordum.

Ensesini kaşıdı ve "Emm, tatil. Tatile geldim." Dedi. Başımı salladım ve "Görüşürüz o zaman. Gitmem lazım da." Dedim. Ardından da el salladım ve oradan uzaklaştım.

Odanın önüne gelebildiğimde, sonunda gelebildiğimde, hele şükür gelebildiğimde; içeri girdim.

Plaj çantamı yere bırakıp odanın koltuğunda oturan Meriç'in yanına yürüdüm. İleride duran vazonun üstündeydi bakışları. Elimi yüzünün önünde salladım ama hiçbir tepki vermedi ve bakışlarını yüzüme çıkartıp baktı bir süre.  Sonra da ayağa kalkıp önümde durdu ve hiçbir şey demeden odadan çıktı.

Kapıya baktım bir süre. Sonra da gözlerimi kapatıp bir nefes aldım ve koltuğa oturdum.  Ne olmuştu yani? Asıl benim ona tepkili olmam gerekiyordu ama o tirip atıyordu.
Gözlerimi devirip ayağa kalktım ve üzerimdekileri çıkarttım. Sonrada odadaki dolaba yerleştirdiğim eşyalarımdan penye bir şortu ve tshirtü üstüme giydim. Telefonumdan herhangi bir şarkı açıp kulaklıklarımı taktım ve yatağın üstüne yattım.
Valla hiç yüzecek havam kalmamıştı. Yada eğlenecek. Şuan sadece şurda yatmak geçiyordu içimden. Ve bende, yattım.

***

Gözlerimi otuzuncu kez şarkının içine eden telefonun sesine açtım ve aramayı cevaplandırıp "Gelmiyorum diyorum anlamıyor musunuz?" Diye soludum.

"Azra benim Burak." Telefonun diğer tarafından Burak'ın sesi geldiğinde kaşlarımı çattım. Sesi değişik çıkıyordu.

"Burak sen benim tel-"

"Azra yanıma gelebilir misin?" Dediğinde Kaş'larımı çatıp "Ne?" Dedim.

"Azra," dedi yine. Sözünü tamamlamasına izin vermeden "Bir saniye ya sen ağlıyor musun?" Dedim ve yatakta doğruldum.

"Annem öldü." Dedi düz bir sesle. Gözlerimi şaşkınlıkla açıp "Ne?" Dedim ve "Yani, özür dilerim. Başın sağolsun. Da ne desem bilemedim." Diye toparlamaya çalıştım.

"Sadece gelsen. Burada senden başka tanıdığım kimse yok. Tamam yakın değiliz ama birine ihtiyacım var."

Gözlerimi kapatıp "Tamam nereye geleyim?" Diye sordum.

***

Burak ilerideki kayalıklarda oturuyordu. Beni sahile çağırmıştı. Zaten otelin yakınında bir yerdi, bende yürüyerek gelmiştim.
Yanına gidemezdim. Ayakkabım düz tabandı. O yüzden adını seslendim. Bana döndü ve ayağa kalkıp kayalıkların üstünden yanıma geldi.

Ona sarıldım. Canı yanıyor olmalıydı. Biraz bekledikten sonra o da bana sarıldı. Biraz öyle kaldıktan sonra ayrıldık ve "Nasılsın?" diye sordum.

"Öyle işte." Dedi ve ilerdeki bankı işaret etti. Oraya gidip oturduk. Denize doğru döndü ve Anlatmaya başladı. "Buraya annemin hastalığı için gelmiştik. Bir ilaç için. Burada o ilacın anneme zararlı olup olmayacağını anlamak için durduk birkaç gün. Sonuçlar iyi çıktı. Yani ilaç anneme kötü bir yan etki yaratmıyordu. Bizde dönecektik geçen hafta ama burya gelirken bile annem bayağı yoruldu. Bu yüzden tekrar dönmek yerine burada tedaviye başlarız dedik. Başladık da zaten. Tek sorun bu hastalığın zaten son evrede olmasıydı. İlaç işe yarıyordu. Annem en azından birazda olsa iyileşiyordu."

Zoraki EvlilikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin