Zoraki Evlilik

Zoraki Evlilik 25 / •2

Ebru yavaşça locanın tam önünde durduğunda "Ne arıyorsun burada?" Diye sordum sert bir sesle.

Kahkaha attı ve "Güldürme beni Azra." Dedi ve herkeste gözlerini gezdirdi. "Kuzenimin doğum gününe de mi gelmeseydim?"

•••

Gözlerimi devirdim. O anı hatırlamak bile canımı sıkmıştı. Allah'tan Almila sayesinde o Ebru'yla yüz yüze çok fazla gelmiyorduk. Almila ve Berkan Amerika'ya gitmişlerdi.
(Abi o bu değil de Neslihanla Kadir'in düğünleri çok tatlı olmamış mı?)
Zaten Almilanın okulu nedeniyle taşınmışlardı teyzemler oraya. Okulu fazla da aksamıştı. Berkan da kaydını oraya aldırmıştı Almila için. Eğer burada olsalardı Ebru Berkan'ı bahane ederek hep yanımızda olurdu. En azından gitmelerine bunun için üzülmüyordum.
O gün Ebru olayını tam olarak öğrenmiştik. Meriçin teyzesinin yani Berkan'ın annesinin bir çocuğunun daha olduğunu...
Ebru'nun babası ve üvey annesiyle yaşadığını biliyordum. Bunu babasının bir gün okula 25-26 yaşlarında el ele geldiği kadından ve bundan sonra okulda dolaşan gerçek dedikodulardan öğrenmiştim. O zaman ona çok üzülmüştüm fakat ardından Emre'ye yavşamaya başlayınca ona üzülmesem de olur dedim yani.
Neyse, Berkan olayı anlatı işte. Berkan bir yaşına gelirken annesi Ebru'ya Hamile kalmış. Tek sorun bu çocuğun Berkan'ın babasının değilde Ebru'nun babasından olmasıymış. Ebru üç aylık olunca da aldıramamış. Berkan'ın annesi de kimse birşey anlamasın diye 1 yıl boyunca Ibiza da yaşamış. Birşeyleri bahane ede ede kalabilmiş bir yıl orada. Türkiye'ye dönünce de Ebru'nun babasına olanları anlatmış ve Ebru'yu yetimhaneye vereceğini söylemiş. Ebru'nun babası da kabul etmeyip bebeğe sahip çıkmış.

Ebru'yu yanımızdan def edince herşeyi öğrenmiştik. Yani olayların alışı falan derken saat 2'ye geliyordu. Meriçin hediyeleri evin yolunu çoktan tutmuştu tabi. Parti bittikten sonra eve gitmek için arabaya bindik. Diğerleri de birlikte evlere dağılmıştı.
Eve gittikten sonra duş aldık. Ona hediyesi verdiğimde 'noluyoruz?' oldu yani. Abi o an kameraya çelseydim keşke diyorum. Öyle bir surat ifadesi vardı ki, anlatamam!

(Aslında her olayı anlatıcaktım da hızlıca geçeyim dedim. 25. Bölümü.)

Peki Yılbaşı? Efsoydu.
Öyle bir partiye gitmiştik ki anlatamam. Hayatımda bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyordum! O dj muhteşemdi. Şarkı söyleyen sanatçılardan mükemmel dansçılara kadar herşey harikaydı! 2016 mükemmel gelmişti.
O gecenin ayrı bir özelliği daha vardı aslında. Meriçle yeni bir başlangıç yapmış gibiydik. İkimiz de ayıkken, sanki beklediğimiz bir zamanmış gibiydi. Vücudumda dokunduğu heryer alev almıştı o gece...

*

Ocak... Deniz ve benim 18 olduğumuz ay. Deniz'le aramızda birkaç saat oynuyordu sadece. Ben 9 Ocak doğumluyken o 10 Ocak doğumluydu. Bu yüzden doğum günlerimizde pastayı tam 12de üflerdik. Aramızdaki bir anlaşmaydı bu 8 yaşından itibaren.
O gün güzel bir doğum günü olmuştu. Güzel Irmak'ın aklını kurcalayan şeyde açıklığa kavuşmuştu. Mal ve güzel olan Irmak benim 17 yaşında Nasıl evlendiğimi hep kendi kendine düşünmüş. Ulan mal ve güzel olan kız, sorsana bana. Buda doğum günümde sordu. Böylece Herkez evlendiğim Zaman kimlik yaşımın 18 ama gerçek yaşımın 17 olduğunu anladı.
Garip bir şekilde, kimlik yazdırdığımız gün ordaki pis insanın 1998 yazacağına 1997 yazmasıyla olmuştu. Biz bunu ben 15 yaşındayken fark etmiştik. Yani annem de babam da bakmamış doğum tarihime, e bende bakmamıştım. Öyle bir mallık oldu kaldı. Bende babama değiştirtmemiştim. Çok prosedür gerekiyordu. Bende gerek olmadığını söyledim.