Zoraki Evlilik -24 / •3

20.7K 585 159
                                    

Medya da hikaye kapağı var. Bu kapaktan sıkıldım dkjddj
-Kapak yaparsanız kullanabülürüm :~>

***

Masadakiler gösterdiğim tarafa baktıklarında, 'Oha!' Diye haykıran kız yutkundu ve "Abi bu ne beğğ?" Diye bir şeyler geveledi. Kaşlarımı çatıp bacağına bir tekme artığımda "Aahh," Dedi önce, sinirle. Daha sonra beni görünce "Pardon yaa.." Diye mırıldandı.

Meriç masanın önüne gelip "Selam," Dedi ve beni elimden kaldırıp, "Güle güle.." Diye devam etti.

"Hey!!" Diye çığırdığımda adlarını bile öğrenmediğim grup gülmeye başladı. Kaşlarımı çatıp "Ne gülüyorsunuz be?!" Diye bağırdığımda, teslim oluyorum, sustum gibi birşeyler yaptılar. O sırada Berkan locaya oturmuştu. Tabii bunları Meriç'in kucağında seyretmiştim.

Bardan çıkınca, görüşüm kesilmişti ve meraklı bir ben kalmıştım. Ne diye beni çıkartmıştı ki?!

   Almila'dan...
(Kızın adı Almila. Bazı yerlerde telefon değiştiriyor ve Almira yapıyor. Ama adı Almila :*)

Meriç,  Azra'yı belinden kaldırıp kucağında tuttuğu Zaman ki eğlenişim, Berkan'ın locaya oturduğu an gitmişti. Kasvetli ve içki kokan bar, Berkan'ın karşıma oturması ile kara bulutları içeri toplamıştı. Kahve çekirdeği rengindeki gözlerini, gözlerime hapsetmişti. Birçok duygu vardı... Ama kestiremiyordum gerçek miydi yoksa sahte mi?

Ece koluma dokundu ve "İyi misin?" Diye sordu. Azra muhtemelen içinde 'sarışın' diye hitap etmişti ona. Adlarını bilmediği kişilere dış görünüşüyle hitap ediyordu.. İçinde.

"Aslında bir lavaboya gitsem iyi olur." Diye mırıldandım.

"Tamam." Diyerek geçmem için ayağa kalktı. "Gelmemi istersen..." Diye başladığı cümlesini "Hayır, hayır." Diye kestim.

Locadan çıkıp hızlı Adımlarla lavaboya yürüdüm. Serinlemeye ihtiyacım vardı. Boğulmuştum Berkan'ın karşısında. Zaten Rezil olmuştum ona. Benimle de ne konuşacaksa artık? Azra 'Seni seviyordu.' falan demişti ama beni sevseydi onu o Ecem denen kızla yakalamazdım.

Kapıyı açıp içeri girdim. İçeri de iki kişi vardı. Biri telefonla konuşuyordu. Telefonu kapatıp birlikte çıktıklarında, derin bir nefes verip musluğu açtım. Yüzüme su çarpıp, ellerimi lavaboya dayadım. Çok stresliydim. Sadece 3 saatim kalmıştı. Kendi kendime içimde tekrar ediyordum.

İnternetten uçak bileti satın aldın (online check-in yaptı), koltuk numaranı seçtin... Havaalanına gidip sadece kimliğini göstereceksin. Basit.

Evet, evet. Bu kadar basitti. Bir iki ay ağlar sonra unuturdum Berkan'ı. Amerika'ya gitmem şarttı ve bende Nasıl habersiz geldiysem, öyle habersiz gidecektim. Hiçbir pürüz çıkmayacaktı.

Lavabonun kapısının açılma sesi gelince ellerimi, tezgahtan çektim ve suyla yıkayıp derin bir nefes aldım. Saçlarımı düzeltmeye ihtiyaç duyduğumda kafamı kaldırdım fakat arkamdaki silüet ile  buradan gitmeye ihtiyacım olduğu düşüncesi belirdi zihnimde.  Burası bayan tuvaletiydi! Ne diye girmişti? Terbiyesiz.
Gözlerimi kapadım ve saçma düşünceleri beynimden uzaklaştırıp, gitmek için arkamı döndüm ve sağa doğru bir adım attım. Fakat eliyle bileğimi tuttu ve adımı telaffuz etti.
"Almila," derin bir nefes aldı. "Herşeyi yanlış anladın."
Yutkundum ve "Berkan," dedim. "Yanlış anlaşılacak bir durum yok. Ben aptallık yaptım ve ordan gittim. Tamam. Fakat ben senin sevgilin değilim. Saçma triplere girdim. Özür dilerim."
Konuşmamı bitirdikten sonra kolumu çektim ama bırakmadı. Önüme geçti ve "Almila ben herşeyin farkındayım. Bana burada aptalı çekme. Seni sevdiğimi biliyorsun ve-"
"Berkan sus ve bırak kolumu." Sözünü kestikten sonra konuşmaya devam ettim. "Gerçekten seni anlayamıyorum tamam mı? Beni sevmek zorunda hissetme. Bana acıma. Bana acıyıp seni seviyorum falan deme. Çünkü sevgim geçici. Ben çabuk sıkılırım, senden de sıkılmaya başlıyorum."
Kolumu ben konuşurken bırakmıştı. Bunu fırsat bilip çıktım lavabodan.

Zoraki EvlilikWhere stories live. Discover now